Sednaya vahşeti?
Dağları ardıma alam şu garip yüreğime Fırat’ı yoldaş edem
Aman düşem Şam yollarına vuram zalimlerin kara vicdanına
Nice ocaklar sönmüş gel gör kuşlar uçmaz darda kalan duyulmaz
Aman nasıl ağıt yakmam sinemde mazlumları ahı
Deli deli ağlar laf geçmez yağmura ne çare utanmaz insanlık
Yere batsın Sednaya’lar olmaz olsun kara zindanlar
Gidem sağır olmuş şu feleğe çatam yaralar açılmış kalpler kapanmış
Aman gitmez canımdan Gazze olmaz olsun kara zalimler…
******
SEDNAYA VAHŞETİ?
Suriye'de devrilen rejimin Sednaya Hapishanesi'ndeki vahşetine bir defa bakabildim. Ve hemen kapattım.
Can dayanmaz görüntüler…
Kapattım ama gözümün önünden gitmedi.
İnsanoğlu nasıl bu hale gelebiliyor? Bu nasıl bir ruh hali?
Bir taraftan da bu görüntüleri ilk defa görmüş değiliz. Öncesinde de maalesef buna benzer vahşet görüntüleri hafızalarımızda…
Çok geriye gitmeyelim. Hemen şu utanç tablosuna bir bakalım.
Nazi Almanya’sındaki toplama kamplarında milyonlarca kişinin ölümü.
Ya da Polonya’da, Tibet’te, Vietnam’da, Kamboçya’da, Afganistan’da, Sudan’da, Bosna’da Guatemala’da, Çeçenistan’da, Kosova’da, Irak’ta milyonlarca kişinin ölümü…
Nitekim bu soykırımların liderlik boşluğundan doğmadığı açıktır. Hatta soykırımlarda emrin doğrudan yukarıdan geldiği söylenebilir.
Bunu söylemek çok acı ama maalesef tablo bu.
Bu bağlamda bu tarz liderler korkutma, tehdit ve gözdağıyla önderlik eder, muhaliflerini günah keçileri haline getirir, ötekini insanlıktan çıkarmak için yalan ve propagandadan yararlanır, ötekine egemen olmak ve yok etmek için şiddete başvurur.
Aslında buradaki strateji basit ve açıktır:
Bu strateji “bizlerin” göklere çıkartılmasını, “onların” ise yerilmesini gerektirmektedir.
Yani hep bir öteki hep bir ayrımcılık…
Dolayısıyla öteki kavramının üzerine inşa edilecek cümleler çok önemli. Buradan birden çok tehlikeli alanlara da geçilebilir.
Şu ideoloji, şu taraf derken bir bakmışsınız büyük bir manipülasyonun içindesiniz.
Düşünsenize sıradan insanlar doğal olarak savaş istemezler. Ne Rusya’da, ne Libya’da, ne Almanya’da ve de ne şurada, ne burada.
Yalnız politikayı belirleyenler ülke liderleridir.
Ve ister bir demokrasi, ister bir faşist diktatörlük olsun, insanları sürüklemek maalesef zor değildir.
İstenildiği zaman öteki oluşturulabilir… Kalabalıklar birden tepetaklak edilebilir…