Kıdemli bir Türk vatandaşı olarak artık şaşırmayacağım diyorum, ama olmuyor yine şaşırıyorum.
Baksanıza gündem nasıl hızlı değişiyor.
Son gündemimiz Ekrem İmamoğlu ve İBB operasyonu.
Yargı marifetiyle, İBB’de yaratılmaya çalışılan yolsuzluk vakası çerçevesinde tanık olduğumuz gizli tanıklar, etkin pişmanlıktan faydalanma talepleri, şafak operasyonları, göz altılar ve tutuklamalar.
Ama geldiğimiz noktada hala toplumu ikna eden bir gerçeklik yok.
Aralık/2024’den beri “depolamalı elektrik ön lisansı vurgununa” ilişkin çok sayıda yazı yazdım.
Fatih Altaylı’nın YouTube Kanalında iki tane video çektik.
9 Aralık, 2024’te EPDK basın açıklaması yaptı ve Altaylı ve benim kendilerine iftira attığımızı ve enerji sektöründen habersiz olduğumuzu belirtti ve hakkımızda hukuki süreçleri başlattıklarını ifade etti.
Değerli okur endişe etmeyin. Şu ana kadar hakkımızda başlatılan bir soruşturma yok.
Ancak EPDK’nın basın açıklamasındaki iddiaları yalanlayacak gelişmeler var.
Nasıl mı?
Gelin bir Bakalım.
NE OLMUŞTU?
2022 Temmuz’unda depolanabilir (bataryalı) elektrik lisansı konusunda bir Kanun çıktı.
Kanun’a göre EPDK’ya yönetmelik çıkarma ve depolamalı elektrik lisansı tahsis yetkisi verildi.
Düzenlemeye göre EPDK önce batarya lisansı verecek ve batarya kapasitesi kadar da rüzgâr (RES) ve güneş (GES) elektrik enerjisi üretim lisansı verebilecekti.
Ama düzenleme, EPDK’nın mevcut RES/GES’lere batarya lisansı verme yetkisini de veriyordu.
EPDK bunu tercih etmedi.
Peki neyi tercih etti?
Devam edelim.
GECE YARISI VURGUNU
EPDK, 19 Kasım, 2022 tarihinde cumayı cumartesiye bağlayan gece yarısı bir yönetmelik yayımladı.
Bu yönetmeliğin taslağı 2022 Eylül’ünde paydaşlarla paylaşıldı.
Değerli okur buraya kadar sorun yok.
Hocam peki, sorun nerede diyeceksiniz?
Anlatayım.
Öncelikle yönetmeliğin ne zaman yayınlanacağını bileceksiniz.
Akabinde ülke genelindeki iletim ve dağıtım kapasitelerinin son halini de bileceksiniz.
Buna göre haritalarınızı çizdireceksiniz.
Bir şey daha bileceksiniz.
Neyi mi?
EPDK’nın gece yarısı yönetmeliğiyle yıllardır var olan asgari sermaye ve teminat mektubu şartını kaldıracağını da.
Mevzuata göre elektrik üretim lisansı almak için yıllardır asgari sermaye ve teminat mektubu şartı aranmaktaydı.
EPDK’nın 2024 Aralık kararına göre 100 megavat kapasiteli depolamalı RES tesisi için gereken asgari sermaye tutarı 108 milyon TL’dir.
Bu şartların kaldırılacağını biliyorsanız, 2022 Kasım’ının hemen başında 50 bin TL sermayeli bir şirket kurabilirseniz ve yönetmeliğin yayımlanma tarihini de önceden bilebilirseniz; gece yarısı ön lisans başvurusunda bulunabilirsiniz.
Çünkü biliyorsunuz ki EPDK, Bakanlık gibi bir yarışma yapmayacak ve “erken gelen oturur” sistemini uygulayacak.
Evet asgari sermaye ve teminat mektubu şartının kaldırılacağını ve zamanını bilen çantacılar gece yarısı ya kendileri ya da iş birliği yaptıkları şirketler adına başvuruları yaptılar ve ön lisanslarını aldılar.
Tahsis edilen kapasite 33 bin 250 megavat.
Bu köşede yazdım. (16/02/2025)
“Depolamalı elektrik ön lisansları EPDK’nın yaptığı gibi eşe dosta bedavaya tahsis edilmeseydi de Bakanlığın yarışma usulüne göre dağıtılsaydı devletin cebine girecek para ne kadardı biliyor musunuz?” diye sordum ve cevabını da verdim.
Çantacı vurgununun boyutu 4 milyar 428 milyon 333 bin 333 ABD doları.
Bir Cumhuriyet Savcısı da bu konuda EPDK’ya hayrola demedi.
Demedi gerçekten.
Üstüne, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali EPDK bizim hakkımızda suç duyurusunda bulanacağını söyledi.
Başka ne dedi?
Devam edelim.
YERLİ VE MİLLİ MİYMİŞ?
Değerli okur izninizle yazıya kısa bir ara vereyim ve bir anekdot paylaşayım.
Devlette çalışırken kamu alımlarında yerlilik şartına ilişkin bir düzenlemeyi tartışacağımız toplantıya katılan Ak Partili bir müdür “keşke buraya geldiğim makam arabası Alman malı olmasaydı da Bursa’da üretilen bir araba olsaydı” dedi.
Beyimizin eline vuran mı vardı da Volkswagen veya Audi’ye bineceğine, Bursa da üretilen Renault’a binmedi.
Bilemedim.
Çünkü kamudan hiçbir makam aracına hak kazanacak bir unvan sahibi olmadan ayrıldım.
Bu hatıramı, Ak Partili memurların çevirdikleri dümenleri “yerlilik ve millilik” maskesi arkasında saklamalarının yeni bir şey olmadığını hatırlatmak için paylaştım.
EPDK bizim hakkımızda yaptığı basın açıklamasında bir gecede tahsis ettikleri RES/GES ön lisanslarının “yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları olduğunu ve bu kaynakların enerjide dışa bağımlılığının azaltılmasına katkı sağladığını” beyan etti.
Kıyamam.
Sizi gidi yerliciler ve milliciler, enerjiyi bıraktınız bir de cari açık işlerine mi girdiniz.
Daha yakınlarda, 28 Nisan’da Portekiz ve İspanya’da yaşanan yenilenebilir enerji kaynakları kökenli elektrik krizine şimdilik girmeyelim.
Önce EPDK’ya bir soru soralım.
19 Kasım, 2022 tarihinde cumayı cumartesiye bağlayan gece yarısından sonra bir şirket 568891sayılı yazısıyla size ön lisans başvurusunda bulundu.
Siz de bu şirkete 12 Mart, 2024 ve 870932 sayılı yazınızla 45 MWm/45/45 MWe kurulu güce sahip “Akçahalil RES” projesi için ön lisans verdiniz.
Bu şirketin adını ve yukarıda belirttiğim başvurusunu hangi saatte yaptığını açıklayacak mısınız?
Bu soru burada dursun ve başka bir şirkete geçelim.
Ama önce bir bilgi paylaşayım.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının tahsis ettiği RES ihalelerinin şartnamelerinde yerlilik ve millik şartı yer almaktadır.
Buna göre RES tesislerinde kule, kanat ve jeneratörlerin önemli ölçüde yerli olması zorunludur.
Çünkü bunlar ülkemizde de üretilebilmektedir.
Sözde yerli ve millici EPDK gerçekleştirdiği gece yarısı operasyonunda bu şartı da ortadan kaldırdı.
Devam edelim.
Koç Holding bünyesinde bulunan şirket var.
TÜPRAŞ.
Bunun da bir iştiraki var.
Entek Elektrik.
Evet Cumhuriyet tarihi kadar eski Koç Holding’in bu şirketi de depolamalı elektrik vurgunundan payını aldı.
Önce EPDK’ya soralım.
Entek Elektrik başvurusunu o gece yarısı saat kaçta yaptı?
Başvuru günü ve saati hayatın normal akışına uyuyor mudur?
Tabii ki bu soruları Entek Elektrik de cevaplayabilir.
Ama kendisiyle işimiz henüz bitmedi.
Şimdi spor kulüplerine bol keseden sponsor olan Koç Holding’in yöneticilerine de geniş geniş bir sormayalım mı yahu.
TÜPRAŞ’ın iştiraki Entek’in yöneticilerinin iştirak ettikleri vurgun operasyonundan hiç mi rahatsız olmadınız?
Devam edelim.
Değerli okur, bu Entek var ya bu Entek, ne yerliciymiş ne de millici.
Nereden mi biliyorum?
Bakanlığın asgari yerli üretim şartını karşılayamayan Çin merkezli Goldwind şirketi yaklaşık bir ay kadar önce Linkedin hesabından bir paylaşım yaptı ve dedi ki;
“Goldwind’in, Koç Grubu çatısı altında Türkiye’nin lider sanayi şirketi Tüpraş’ın iştiraki olan Entek Elektrik ile başarılı bir iş birliği anlaşması imzaladığını duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Goldwind, toplam kapasitesi 105 MW olan Büyükkışla Rüzgar Projesi için 14 adet GWH182-7,5 MW türbin tedarik edecek.”
Sizi gidi yerliciler ve milliciler, sizler vurgununuzla gurur duyabilirsiniz.
Dilerim ve isterim ki bir gün gelir ve vatan sevdalısı bir savcı çıkar ve sizlere de hayrola der.
İyi pazarlar.
