Başarının anahtarı kurnazlık mı, çalışkanlık mı?

Hayatta başarının anahtarı; zeka sahibi olmak ve çalışkanlık mıdır, yoksa kurnazlık ve fırsatçılık mı?

Tüm toplumlar için sorulabilecek bu çok yalın ve temel sorunun cevabı, düşünüldüğü kadar basit değildir ve içinde bulunulan bağlama ve ortama göre değişir.

Öncelikle burada zeka ile kurnazlığın birbirinden farklı olduğunu vurgulamamız gerekir. Zeka, zihnin öğrenme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneği iken; kurnazlık, sıra dışı yollarla ve yeri geldiğinde hile ve aldatmaca ile kestirmeden sonuca ulaşma becerisidir.

Konuyu farazi bir model çerçevesinde ele alacağız:

Çocukluktan itibaren, öğrenim gördüğümüz sınıflarda, genel olarak birbirinden farklı kişilik özelliklerine sahip iki tip öğrencinin varlığına tanık olmuşuzdur.

Birincisi; derslerine düzenli çalışan, empati gücü yüksek, özverili, zeki, disiplinli, kurallara saygılı, uslu, sınavlarda başarılı notlar alan, yalan söylemeyen, hakkına razı olan, verilen görevi titizlikle yapan ve kimseye zarar vermeyen kişi…(Olumlu karakter)

İkincisi ise; derslerine çalışmayan, pek zeki olmamakla birlikte kurnaz ve fırsatçı, işten kaytaran, çıkarcı, başı sıkıştığında yalan söyleyebilen, kurallara uymayan, her şeyin bir yolunu bulan, sınavlarda kopya çekebilen,
bir şey dağıtıldığında herkesten önce koşup kapan kişi…(Olumsuz karakter)

Herkesin zihninde karşılığı olan bu iki tip çocuğun, hayatın daha sonraki aşamalarında ne tür birer yetişkin insana evrileceklerini, başarı ve kariyer yolculuğunda nerelere geleceklerini tahmin edebilir misiniz?

Şüphesiz bu iki farklı yapıdaki insanın gelecekteki durumları, büyük ölçüde içinde doğup yetiştikleri toplumsal ve siyasal ortam; kültürel ve ahlaki değerler, ekonomik yapı ve üretim sistemi, hayat felsefesi, hukuk düzeni, siyasi ve idari sistem altyapısı (örgütlenme düzeni, çalışma disiplini, ilkelere ve kurallara bağlılık, ehliyet ve liyakat sistemi) temelinde şekillenecektir.

Bu iki öğrenci profilinin içinde bulunacakları toplum ve sistem altyapısının “olumlu” veya “olumsuz” olmasına göre; “toplum-birey-sistem etkileşimi” ve doğuracağı sonuçlar, 4 muhtemel senaryo halinde karşımıza çıkacaktır:

1 Olumlu toplum ve sistem altyapısında, olumsuz karakter:

Burada ahlâki normların ve değerlerin geçerli olduğu bir toplumsal yapı; kurallı, denetimli, şeffaf, liyakat esaslı ve fırsat eşitliği sağlayan bir sistem söz konusudur.

Adayımız, öğrenim sürecinde ve iş hayatında sistemle çatışır:

-Kopya, manipülasyon, yalan, tembellik, işten kaytarma gibi tutum ve davranışlar kısa sürede disiplin ve ceza uygulamalarıyla karşılaşır ve engellenir. Ekonomiyi ve ticari ilişkileri düzenleyen kurallar katı ve tavizsiz olduğu için iş hayatında dolandırıcılık, hileli davranışlar ve hak gaspına geçit verilmez.
-Kurnazlık ve fırsatçılık sistemde işe yaramaz; çünkü gözetim ve denetim kuralları katı ve tavizsizdir.
-Eğer kişi değişmezse, sistem dışına itilir ve güvensiz olarak nitelendirilir. Ancak düşük ücretli görevlerde ve geçici pozisyonlarda iş bulabilir. Öğrenmeye açık bir yapısı varsa ve olumlu yönde değişim gösterebilirse sistem onu ehlileştirir ve doğru yöne kanalize eder. Sonuç olarak, sistem içinde yeniden şekillenir veya marjinalleşir.

2 Olumlu toplum ve sistem altyapısında olumlu karakter:

Sistem, çalışma ortamında ehliyet, liyakat ve performans ilkelerine göre yükselme fırsatı sağlar. İş hayatında kurallar ve rekabet ortamı, nitelikli üretim yapan ve kurumsallaşabilen girişimcilerin başarı kazanabileceği şekilde düzenlenmiştir.

Olumlu özelliklere sahip kişi, sistemin ihtiyaç duyduğu insan tipidir.
-Okulda ve çalışma ortamında başarısı takdir edilir. Ehliyet ve liyakatine ve gösterdiği performansa göre yükseltilir.
-İş hayatında rekabetin gerektirdiği nitelikte mal ve hizmet ürettiği ve ekonomiye katma değer sağladığı ölçüde başarılı olur.

3 Olumsuz toplum ve sistem altyapısında olumsuz karakter:

Toplumsal yapıya ve sisteme; adaletsizlik, ilkesizlik, kuralsızlık, hakkaniyetsizlik, kayırma ve keyfilik hakimdir.

Olumsuz karakter sahibi, özelliklerine bütünüyle uygun olduğu bu sistemde son derece avantajlıdır.
-Eğitimde beklenen standartları tutturamasa da, pratik çözümler ve sıra dışı yollarla gerekli başarı belgesini veya üniversite diplomasını elde etmek hiç sorun olmaz.
-Sistemin açıklarını kullanır, kurnazlık ve fırsatçılığıyla ve yüzeysel ilişkilerde sergilediği maharetle hızla yükselir.
-Genelde siyaset, medya, inşaat, ticaret gibi alanlarda yüksek başarı ve ilerleme sağlar.
-Kulis yapma, bir topluluğu ikna edip desteğini ve onayını alma konusunda, olumlu karakter grubuna göre çok çok daha başarılıdır.
--Şirketler, holdingler kurar; spor kulüplerinin, sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin üst yönetim kademelerine yükselmede, diğerlerine göre çok daha hızlı mesafe kateder.
-Popülerlik, maddi zenginlik, statü ve prestij elde eder.
-Özellikle iş hayatında ve ekonomik girişimlerde, tutarlı ve istikrarlı bir sistem altyapısı olmadığı için ilerleme ve yükseliş, kurumsal değil kişiseldir. Ticari ve finansal başarı, kısa sürede ve öngörülmeyen yollarla elde edildiği için geçicidir ve son derecede hassas dengeler üzerinde sürdürülür. Şartlar everişsiz hale geldiğinde bir anda kaybedilebilir.

4 Olumsuz toplum ve sistem altyapısında olumlu karakter:

Bütünüyle olumsuz bir toplumsal ve kültürel ekosistemin hakim olduğu bu yapı; ilkeli, dürüst, yetenekli, çalışkan ve donanımlı kişiler için bir dram ve ıstırap kaynağıdır.

-Tüm eğitim kademelerinde yüksek başarı sağlayan öğrenci, sadece derslerine ve kendini yetiştirmeye odaklandığı için, etrafında nelerin olup bittiğini görme şansına sahip değildir. Başarılı bir diploma notuyla, ama gözleri açılmadan atıldığı çalışma veya iş hayatında sürekli hayal kırıklıklarına uğrar.
-Devlete girmiş ise, “çalışanla çalışmayanın bir tutulmasının” kurbanı olur. Sistem, birikimli insanları seçerek yükseltmediği; kulis yapanları, yaranma ve yamanma becerisi olanları tercih ettiği için aktif karar ve yönetim pozisyonlarında yer alma fırsatı bulamaz. Yeteneklerini sergilemesine ve kurumun düşük üretim standartlarını yükseltmesine izin verilmez. Bir kenara itilir; kendisine birikim ve becerisinin çok altında düşük nitelikli hamaliye işler yaptırılır. Yetenekleri körelir, çalışma şevki kaybolur ve tüm idealleri söner. Sonuçta, topluma küser, yalnızlaşır ve içine kapanır.
-Özel sektörde işe girerse, işverenlerine kurnazlıkla ve sıra dışı yollarla para kazandırma becerisi olmadığından; nizami birikim ve donanımı bir işe yaramaz. Şirketi yenilikçi ve değer üreten bir yapıda olmadığı ve yüksek nitelikli işgücü talep etmediği için; kapasitesinin çok altında, niteliksiz işlerde, ağır çalışma şartlarında, düşük maaş karşılığı çalıştırılır. Patronu, çok büyük bir ihtimalle, denklemimizde olumsuz karakter olarak tanımladığımız; kurnazlık ve fırsatçılıkla başarılı olan, güç ve servet edinen bir kişidir.
-Serbest girişimci olarak iş hayatına atılırsa, piyasada çarkların nasıl döndüğünü, sistemin boşluklarının neler olduğunu ve kurtlar sofrasında nasıl yer edineceğini bilmediğinden baştan kaybetmeye mahkumdur. Ya olumsuz unsurlar üzerinde kurulan rekabet düzenine ayak uydurabilmek için ilke ve ideallerinden taviz verecek ya da kısa sürede sermayesini ve yatırdığı kaynakları kaybederek piyasadan silinecektir.

Özetle, sistemli ve kurallı toplum, “stratejik zekayı;” sistemsiz ve kuralsız toplum “fırsatçı kurnazlığı” geliştirir.

Ne yazık ki bu sınıflandırmaya göre, Türkiye’nin, fırsatçı kurnazlık kültürünün gelişip serpildiği, “olumsuz toplum ve sistem altyapısına” sahip bir ülke olduğu görülecektir.

YORUMLAR (15)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
15 Yorum