Sayılar ve grafiklerle Mourinho: Fenerbahçe’de büyük fiyasko
Türk futbolunun zihniyet yapısı, başından bu yana Avrupa futbolunun gölgesinde; kimi zaman onun üstünlüğüne karşı duyulan hayranlığın, kimi zaman onu yakalama ve geçme hevesinin doğurduğu psikolojik gerilimin etkisi altında şekillenmiştir.
Avrupa’nın düzeyine ulaşma arzusu, temel bir motivasyon kaynağı olmakla birlikte, futbol kulüplerimiz çoğu defa stratejik bakış açısından ve rasyonellikten uzak karar ve uygulamalarıyla Türk futbolunun gelişme ve ilerleme potansiyelini söndüren ve ülkemizin kaynaklarının heba edilmesine yol açan maceralara sürüklenmişlerdir.
Fenerbahçe’nin Mourinho’yu büyük ümit ve beklentilerle teknik direktör olarak transfer etmesi, 14 ay gibi kısa bir süre sonra da 15 milyon€ gibi astronomik bir tazminatla görevine son vermesi; bu bağlamda Türk futbol zihniyetinin ve futbol yönetimi anlayışının taşıdığı sorun ve zafiyetleri bütün çıplaklığıyla ortaya koyması bakımından ilginç bir laboratuvar ve son derece temsil edici bir örnek olay niteliğindedir.
Bu noktaları tam olarak aydınlatabilmek için, Mourinho’nun bir futbol teknik adamı olarak kapasitesinin ve kariyer çizgisinin gelişimini, Fenerbahçe öncesinde çalıştırdığı takımlardaki görev deneyimlerini ve buralarda sağladığı başarıları etraflıca ele almak; objektif gerçekler ve sayısal veriler temelinde kapsamlı biçimde analiz etmek gerekiyor:
Sayıların ve grafiklerin dilinden, Mourinho’nun 2000’lerin başından bu yana sürdürdüğü kariyer çizgisi ve görev tecrübesi şöyle:
1. Kulüplerde Sağladığı Başarı/Kulüp Değeri –Maaş İlişkisi:
“Kulüp-Performans Dengesi Tablosu:”
Tabloda yer alan ilk üç sütun, Mourinho’nun görev yaptığı kulüplerin piyasa değerlerini ve ona ödedikleri maaşları yan yana gösteriyor. Daha sonraki sütunlarda, diğer performans bileşenleri yer alıyor.

“Kulübe Sağladığı Başarı Grafiği”ndeki eğri, Mourinho’nun görev yaptığı kulüplere sağladığı kupa ve sportif başarıların değişim çizgisini ve puanlanmasını (10 tam puan üzerinden) gösteriyor.

Verileri ve grafikleri, çalıştırdığı takımlar düzeyinde sırasıyla inceleyelim:
-Porto (2002–2004): O dönemde 350 milyon € gibi görece düşük piyasa değerine sahip bir kulüp. Mourinho’ya verdiği maaş da düşük (2–3 M€). Buna karşılık elde edilen başarılar olağanüstü. UEFA Kupası (2003), Şampiyonlar Ligi (2004), 2 Portekiz Ligi şampiyonluğu. Küçük bütçeli bir kulübü Avrupa’nın zirvesine taşıyarak devrim yaptı ve kendi adına kariyer sıçramasını başlattı.
-Chelsea I (2004–2007): Piyasa değeri giderek yükselen (3.25 milyar €) bir kulüp. Mourinho’ya ilk kez “büyük maaş” ödeniyor (6–7 M€). Sonuçta kulüp, tarihindeki en parlak dönemlerden birini yaşıyor. 2 Premier Lig şampiyonluğu (2005, 2006), 1 FA Cup, 2 Lig Kupası. Kulübü İngiltere’nin en baskın takımı haline getirdi. “Maaş–kulüp değeri” dengesi rasyonel.
-Inter (2008–2010): Orta-üst segmentte bir kulüp (1.15 milyar€), maaş 9 M€. Treble (üçlü tac) ile kulüp değerinin çok üzerinde bir sportif kazanç sağlıyor. Kariyerinin zirvesi. Serie A şampiyonlukları (2009, 2010). Yatırımın karşılığı alınıyor.
-Real Madrid (2010–2013): Dünyanın en değerli kulüplerinden biri…” O dönemki değeri (6.75 milyar €). Mourinho’ya ödenen 10 M€ maaş bu seviyedeki bir kulüp için gayet makul. Ardı arkasına başarılar. La Liga şampiyonluğu (2012) rekor puanla, Copa del Rey (2011) ve İspanya Süper Kupası. Barcelona hegemonyasını kırarak kulübün yeniden yükselişini sağladı.
-Chelsea II (2013–2015): Premier Lig şampiyonluğu (2015), Lig Kupası. İlk dönem kadar parlak olmasa da başarı sağladı.
-Manchester United (2016–2018): 6.6 milyar€ değerinde bir kulüp. Mourinho’ya 15 M€ maaş ödenmiş. UEFA Avrupa Ligi şampiyonluğu (2017), Lig Kupası ve Community Shield. Premier Lig şampiyonluğu yok, ama kulüp Avrupa’da kupa kazandı.
-Tottenham (2019–2021): 3.3 milyar€ değerinde... Mourinho’ya 13 M€ maaş ödenmiş. Ancak kupa yok ve dengesizlik başlıyor. Kulüp final bile oynayamadı. Başarı seviyesi düşük.
-AS Roma (2021–2023): 660 M€’luk orta ölçekli bir kulüp. Maaş 7–8 M€. Mourinho, kulüp tarihine UEFA Avrupa Konferans Ligi şampiyonluğunu (2022) kazandırarak bu orantıyı görece makul hale getiriyor.
-Fenerbahçe (2024–2025): 394 M€’luk görece küçük segmentte yer alıyor. Kariyerinin düşüş evresinde olan Mourinho’ya 10–11 M€ maaş ödeniyor. Bu, kulüp değeriyle karşılaştırıldığında en dengesiz örnek. “Yüksek maaş +küçük kulüp değeri+sıfır başarı.” Hiç bir kupa veya uluslararası başarı yok. Maaş/kulüp değeri ilişkisi açısından en kötü örnek.
2. Mourinho’nun Kariyer Değişim Çizgisi:i
Tablodaki sütun ve “Direktör Kariyer Düzeyi Grafiği,” 10 üzerinden, çalıştırdığı takımlardaki kariyer puanlarını gösteriyor:
-Porto (2002–2004): 7/10
-Chelsea I (2004–2007): 9/10
-Inter (2008–2010): 10/10
-Real Madrid (2010–2013): 9.5/10
-Chelsea II & Manchester United: 7–8/10
-Tottenham & Roma: 6–6.5/10
-Fenerbahçe: 6/10

3. “Bileşik Performans Uygunluğu:”
Tablo sütunu ve aynı adlı grafik; maaş, kulüp değeri ve başarı arasındaki dengeyi ve en yüksek 0.24 değeri üzerinden bunu yansıtan bileşik eğriyi gösteriyor:
-Porto: (0.22)
-Chelsea I: (0.05)
-Inter: (0.03)
-Real Madrid: (0.24)
-Chelsea II: (0.07)
-Manchester United: (0.15)
-Tottenham: (0.08)
-Roma: (0.04)
-Fenerbahçe: (0.02)

Tablo sütunu ve grafik, Mourinho’nun verimlilik açısından en başarılı olduğu dönemlerin Porto, Inter ve Real Madrid olduğunu gösteriyor.
Fenerbahçe’de ise, maaş yüksek, ancak başarı sıfır. Kulüp değeri de düşük olduğundan, “maaş/kulüp değeri oranı” en kötü örnek ve grafiğin en dip noktasında.
Göreceli değerlere ve alınan sonuçlara göre Mourinho’yu en ucuza çalıştıran takım Real Madrid; en pahalıya çalıştıran takım ise Fenerbahçe…Bu arada Mourinho’nun Türkiye’de şimdiye kadar kendisine en yüksek ücret ödenen teknik direktör olduğunu da vurgulayalım.
4. “Nihai Skor:” (0–100)
Tablo sütununda ve ilgili grafikte, kulüplerin tüm parametrelerin birleşimiyle ortaya çıkan genel başarı puanları yer alıyor:
-En yüksek skor: Porto, Inter, Real Madrid.
-Orta skor: Chelsea I–II, Manchester Untd.
-Düşük skor: Tottenham, Roma.
-Dip/En düşük skor: Fenerbahçe.

-“Zaman İçinde Karşılaştırmalı Değişim Eğrileri:”
Bu grafik, Mourinho’nun kariyerinde ele aldığımız dört temel göstergenin; Direktör Kariyer Düzeyi, Kulüpte Sağladığı Başarı, Bileşik Performans Uygunluğu ve Nihai Skorun, “aynı zaman ekseni” üzerinde birlikte nasıl değiştiğini karşılaştırmalı olarak ortaya koyuyor.
Grafik, Mourinho’nun kariyer yolculuğunda parametreler arasındaki uyumun nasıl bozulduğunu da gösteriyor. Porto–Inter–Real Madrid’te “başarı, maliyet ve kariyer düzeyi” birbirini desteklerken; Fenerbahçe’de hepsi zıtlaşmış ve tüm eğrilerin dip yapmasıyla, sonuçta tam bir başarısızlık tablosu ortaya çıkmış.

Mourinho’nun Fenerbahçe öncesinde çalıştırdığı kulüplerdeki görev karnesi ve Fenerbahçe’deki görev döneminde ortaya çıkan performans tablosu bize neyi anlatıyor?:
-Segment Uyumsuzluğu:
Mourinho’nun Fenerbahçe öncesinde görev yaptığı kulüplerin bugünkü ortalama değeri 3 milyar 150 milyon€. Oysa Fenerbahçe’nin bugünkü piyasa değeri bu rakamın yaklaşık %12-13’ü oranında, yani yaklaşık 8’de 1’i…
Bundan da anlaşılacağı üzere, Mourinho’nun “kulüpler kariyerinde” yer aldığı segment ile Fenerbahçe’nin mevcut büyüklüğü arasında ciddi bir uçurum var. Mourinho, “dev kulüplerin hocası” klasmanına aitken; Fenerbahçe’nin herhangi bir şekilde bu çapta bir hocayı istihdam etme kapasitesi yok denecek kadar az.
-Bütünsel Performans Mantığından Sapma:
Profesyonel bir futbol kulübü, bileşenleri arasında yapısal ve işlevsel uyum gerektiren karmaşık ve çok boyutlu bir sistemdir. Piyasa değeri, futbolcu kalitesi, teknik direktörün bilgi ve kariyer seviyesi, taraftar gücü ve gelir kapasitesi arasında bir senkronizasyon gerekir.
Çok pahalı bir teknik direktör, ancak piyasa değeri ve futbolcu kalitesi de yüksek olan kulüplerde gerçek performansını gösterebilir. Orta ölçekli bir kulüp, kendi segmentine uygun, bu çerçevede “maliyet/performans dengesi” oluşturabilecek güçlü bir teknik direktörle başarıya ulaşabilir.
Bütünü oluşturan parçalar birbirleriyle belli bir denge ve koordinasyon içinde çalışırlar. Aralarında aşırı bir sapma görülmez. Kulüplerin kaynak büyüklüğü ile transfer politikası, teknik direktör tercihi ve maaş bütçesi birbirini tamamlar. Yapısal unsurlar ve bileşenler arasındaki bu denge ve uyum, “ekonomik rasyonalitenin” temel gereklerinden biri ve başlıca göstergesidir.
Bunu daha anlaşılır bir analojiyle şöyle açıklayabiliriz: Düşük ve orta düzey kalitede parçalarla kurulmuş bir bilgisayara, dünyanın en pahalı “ekran kartını” takarsanız, o karttan beklediğiniz performansı alamazsınız. Çünkü sistemin diğer parçaları onu besleyemez. Futbol kulübü de böyledir: bütünün parçaları arasında uyum olmadığında, en pahalı unsur bile işlevsiz kalır.
Fenerbahçe’nin “sportif rasyonaliteye” değil de “başarı algısı” oluşturmaya dayalı Mourinho girişimi, tam da bu segment ve bütünsel performans uyumsuzluğunun çarpıcı bir örneğidir. Kulübün piyasa değeri ve futbolcu kadrosunun seviyesi, Mourinho’nun maliyetini ve beklentilerini kendi kaynaklarıyla taşıyabilecek kapasitede değildi. Dolayısıyla bu girişimin verimsiz ve başarısız sonuçlanacağı baştan belliydi. Yüksek maliyetle “gösterişli bir hamle” yapıldı, ama bütünsel uyum olmadığı için sportif sonuç sıfır oldu.
Tablolar ve grafikler, bu gerçeği objektif biçimde ortaya koyuyor. Kendisine “Tazminatör” lâkabı yakıştırılsa da, Mourinho önceki kulüplerinde hep “başarı+tazminat” kombinasyonuyla ayrılmıştı. Fenerbahçe’de ise ilk kez “sıfır başarı+yüksek tazminat” denklemine imza attı.
Bu tablodan Türk futbolunun alması gereken temel ders şudur: Başarı, unsurların senkronizasyonuyla gelir. Kaynaklarını doğru okuyamayan, seviyesini aşan, afaki heveslere ve gösterişe kapılan kulüpler, pahalı maceraların sonunda hüsrana uğramaya mahkumdurlar.
