Turgut Uyar Şiirinin Oluşumu kitabının yazarı Şair Enis Akın 1983 yılında İngiliz Erkek Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okurken ‘Edebiyat Dostları’ dergisine katıldı. 2000’lerden bugüne çeşitli edebiyatçılarla söyleşiler ve şiir toplantıları düzenledi ve ‘yasakmeyve’, ‘kitap-lık’, ‘Varlık’, ‘Defter’, ‘Birikim’ ve başka birçok dergide şiir, inceleme, çeviri ve eleştiriler yayımladı. 2013-2024 yılları arasında “Natama” şiir ve eleştiri dergisini çıkartı. Akın’la Turgut Uyar Şiirinin Oluşumu kitabını, Uyar’ı ve İkinci Yeni’yi konuştuk.
Tutkulu bir Turgut Uyar okuru olarak çalışmanızı görünce heyecanlandım. Fakat okumaya başladığımda, incelemenizin, Şairin belli bir dönemine odaklandığını ve çeşitli dergilerde yayınlanmış yazılarınızın toplanarak oluşturulduğunu gördüm. Uyar’ın şiiri 62’den sonra oluşumunu tamamladı mı? Niçin Tütünler Islak kitabına kadar ele aldınız Şairi?
Dediğiniz gibi, bu kitaptaki yazılar farklı zamanlarda farklı yerlerde yayımlandı ancak kitap toplanırken, her biri tekrar yazıldı, derinden değiştirildi. Beni asıl ilgilendiren, Bilge Karasu’yla olan arkadaşlığı ve Ankara’da girdiği çevrenin onu dönüştürmesi. Turgut Uyar’ın dönüşümü edebiyatımızda yeteri kadar aydınlatılmamıştır. Ben bu gizi aralamaya çalıştım. Onun şiiri 62’den sonra daha toplumcu gerçekçi yöne gitmiş midir? Bence hiçbir zaman kimliğini yitirmemiştir. “Ölülerimiz Toplanacaktır” şiirinde soldan yana açık bir tavır alış yok. Bu topraklardaki herkesin okuyup katılabileceği bir şiirdir o. Elbette politik inançları vardı. Ama modernite yalnızca solcuların hayatlarını anlamsızlaştırmadı.
Turgut Uyar’a ve İkinci Yeni şairlerine yapılan eleştirilerin benzerleri çok sonra romancı Oğuz Atay’a da yapılacak. Ben Turgut Uyar ve İkinci Yeni ile Oğuz Atay arasında bir yakınlık görüyorum. Yazdım da bunu. Bilmem katılır mısınız? İkinci Yeni bir patika açmış, modernist romancılar bu patikayı genişletip yeni bir yol yaratmış...
Evet, okudum yazınızı. Oğuz Atay’ın Pazar Postası’nda yazdığını bilmiyordum açıkçası. Dikkatimden kaçmış. Kendisi edebiyatta geç göründüğü için, yaşça da İkinci Yeni şairlerine yakın olabileceğini düşünmüyor insan. Siz yazınızda koşutluk kurunca biraz da şaşırdım doğrusu. Benzer bir kaderi paylaşsa da dönemleri farklı. 50’ler estetik anlamda daha serbest. Benden bir 10 yaş büyüklere sorarsanız, Turgut Uyar’ın en iyi kitabı Toplandılar [1974] diyeceklerdir. 68 kuşağının içinde bulunduğu mücadeleye destek vermiş gibi gözüküyor belki de öyle olabilir. Ama bugünden bakıldığında Turgut Uyar külliyatı içinde o kadar parıldamıyor. Benim için en iyi kitabı Tütünler Islak meselâ. Hiçbir yazar neyi nasıl yazacağının başkaları tarafından belirlenmesini istemez. Turgut Uyar “öğrettiniz öğrendim efendim” mısralarıyla buna tepkisini ifade ediyor kendisine dayatmada bulunanlara karşı.
Kitaptaki tanıklıkları okuduğumda daha liberal, bireyci, Ece Ayhan’ın sevdiği deyimle “sivil” bir Şair gördüm ben. Apoletlerini bırakışı... Başta Terziler Geldiler olmak üzere şiiriyle, devletin aldığı modernleşme kararını eleştirişi... Bilmem yanılıyor muyum? Oğluna göre de anarşizme daha yakınmış, devlete hep mesafeli.
Özgürlüğüne düşkün, varoluşçu bir şair. Bunu liberallikle ne kadar ilişkilendirebiliriz, emin değilim. Vatansever birisi. Sonuçta Türkiye’de yası tutulmamış bir kopuş, gidilmek istenen yeni bir yön ve arayış var. O dönemde herkesin kafası biraz karışık. “İp cambazı” metaforu bunu anlatır; sürekli dengede durma çabası... “Siz Geri Dönenler” şiirindeki sesler biraz asker seslerdir: erkeksi, eril meselâ... Sonra Pazar Postası sol bir dergide şiir yayını yapıyor.
İkinci Yeni için “haysiyetin eşit dağıtıldığı bir toplum amaçlıyordu” diyorsunuz. Biraz açar mısınız?
Feodal toplum liyakate dayanmayan bir toplumdur ya... Bunun yarattığı ayrımcı ve adaletsiz düzene karşı modern bireyden yana bir tavır alıştır İkinci Yeni.
İkinci Yeni şairlerinin hepsi moderniteyi, kent uygarlığını eleştiriyor ama içlerinde bir tek Sezai Karakoç bunu bir dünya görüşüne oturtma gereği duyuyor. Niçin?
Moderniteye karşı değiller, modern içinde bu toprakların insanına yer açmaya, hayatı yaşanabilir kılmaya çalışıyorlar. Sezai Karakoç’a bu yeterli gelmemiş olabilir. O eski kültürün/geleneğin ruhani gündelik yaşantısını yeniden kurgulamak istiyor. İçlerinde en çalışkanları o. Bergson okumuş. Daha işin başında teorik metinler üretiyor. Edip Cansever için yaptığı tespit aslında Cansever dışındaki bütün İkinci Yeni şairlerini de kapsıyor. Ama maalesef bu tartışmalar hızla kapanıp yarım kalıyor.
İkinci Yeni şairleri içinden Turgut Uyar hakkında yazma sebebiniz ne?
Her şairin bir öncüsü var ister istemez. Ben Turgut Uyar’ı, Melih Cevdet’i, Behçet Necatigil’i çok seviyorum. Bunlardan herhangi birisi olabilirdi. Turgut Uyar’ın öfkesi beni yakalamış olabilir. Şiirlerini dinletilerde çokça okudum. Sonra bir yerde kayıtlarına rastlayınca onun vurgularıyla okuduğumu fark etmiştim, hoşuma gitmişti. Turgut Uyar’ın şiirleri altıma bir ip verdi.
TÜRKİYE MODERNLEŞMESİNİ TAMAMLADI ARTIK TERZİLER GELDİLER ŞİİRİ YAZILAMAZ
İkinci Yeni şiirinin aşılamayışının sebebi ne sizce? Ya da İkinci Yeni aşılmalı mı?
İkinci Yeni dediğimizde ne kast ediyoruz? Birçok İkinci Yeni tanımı var ve bunların bazı ilkeleri bugün devam ediyor: şairlerin şiirlerini öznel yaşantılarına bağlamaları... Deneyimin özel bir türü. Şimdi buna itiraz edecekler çıkacaktır ama, öte yandan, Türkiye öyle ya da böyle artık modernleşmesini tamamladı. Terziler Geldiler gibi bir şiir yazılamaz artık.
Kitabınızda kronolojik bir hata olabilir mi? Paylaşmak isterim: Mahir Kaynak Pazar Postası dergisinde çalışırken MİT ajanı değildi. Birand’ın belgeselinde, MİT’e 60’ların sonunda girdiğini 9 Mart cuntasını deşifre etmek için girdiğini ifade ediyor.
Ben Mahir Kaynak’ın baştan beri MİT ajanı olduğunu varsaydım. 1968’de Romanya’daki Genç Komünistler Birliği toplantısına da görevli gitmiş, yani Madanoğlu cuntasını deşifre etmekle görevlendirilmeden önce de MİT’te. Sadece Madanoğlu’nu deşifre etmek için girdiğini söyleyerek başlangıcını öne çekmek istemesi ilginç. Bir sebebi olabilir. İdris Küçükömer’in asistanı yanılmıyorsam. Tabii o dönemde MİT ile ilişkisi varsa Küçükömer’in tezlerini de tartışmaya açmak istememiş olabilir. Anti-komünist ve anti-AB karşıtı bir politik görüşe sahip, yaş olarak Uyar’dan sade 6 yaş küçük. Bu görüşlerin kendisinde sonradan oluşmuş olduğunu varsaymak için bir neden göremiyorum. Ama eğer haklıysanız İkinci Yeni ekibinin Pazar Postası dergisinden uzaklaşmasının başka bir açıklaması olması gerek. Bakacağım. Katkınız için teşekkür ederim.
