Bu sene Maximum UNIQ Açıkhava’da 20-21 Eylül tarihlerinde dördüncüsü düzenlenecek olan Bosphorus Open Air Metal Fest, iki günde yerli ve yabancı yaklaşık 20 topluluğu konuk edecek. Sadece bir müzik festivali değil, rock ve metal kültürü ekseninde bir dünya yaratmayı amaçlayan festivalin organizatörleri Bahadır Uludağlar ve İbrahim Karakurt’la hem festivallerini hem de bu sene ilk kez festival kapsamında metal müzik adına gerçekleştirecekleri kültürel etkinlikleri konuştuk.
Bosphorus Productions’daki birlikteliğiniz nasıl başladı?
İbrahim: Fırsat ve zaman buldukça konserleri ve festivalleri yerinde takip etmeyi seven biriyim ve açıkçası büyük festivallerde ben de Türk grubu görmeye pek alışık değildim. 2021 yılında Bahadır, grubu Moribund Oblivion’la Avrupa turnesindeydi. Ben de o sırada Slovakya’ya bir festivali izlemek için gitmiştim. O festivalde Bahadır da grubuyla birlikte sahne almıştı, sonrasında tanıştık. O gün orada kurulan dostluk bizi bugünlere getirdi diyebilirim. Her zaman müzik adına bir şeyler yapmak istemiştim ama yoğun iş hayatım nedeniyle herhangi bir projem yoktu. İlerleyen süreçte, Bosphorus projesini zaten başlatmış olan Bahadır ile bunu beraber yapmaya karar verdik ve tüm aşamalarda birlikte bugünlere getirdik.
Biriniz müzisyensiniz, diğeriniz mühendis… Bir anlamda iki farklı dünya. Bosphorus'u beraber yapıyorsunuz. Festivalle ilgili karar alırken anlaşamadığınız oluyor mu?
Bahadır: Her zaman kusursuz anlaşan insan modeli yoktur. Elbette ters düştüğümüz fikirlerimiz olabiliyor, fakat her zaman ortak bir noktada buluşuruz. Çünkü ikimiz de markamızın iyiliği ve büyümesi için çaba sarf ediyoruz. Yani aynı taraftayız ve aynı amaç uğruna çaba gösteriyoruz. İbrahim müzisyen olmayabilir fakat kendisi çok tecrübeli bir yönetici ve mühendis. İşleri yönetmek ekstra analitik zeka gerektiriyor. Bu yönleri bana ışık tutuyor açıkçası. Ayrıca müziği bilmek için müzisyen olmak gerekli değil ille de. Kendisi çok nitelikli bir müzik dinleyicisi.
Son yıllarda yabancı ülkelerden çok sayıda metal müzik dinleyicisi Türkiye’de gerçekleşen etkinliklere geliyor. Bu konuda Türkiye artık merak uyandıran bir ülke mi?
Bahadır: Biz böyle olmasını istiyoruz. Avrupa’daki pek çok şehir gibi İstanbul’un ve Türkiye’nin metal müzikteki merkezlerden birisi olmasını arzu ediyoruz. Bu nedenle önemli organizatör ve yapımcıları ülkemize davet ediyoruz.
İbrahim: Konumu dolayısıyla İstanbul ve boğazımız her zaman özeldir ve diğer Avrupa şehirlerinden farklıdır. Adımızı seçerken bu güzel özelliği kullanmak, festival büyüdükçe İstanbul’un da adı anılsın istedik hep.
Bu sene etkinlikten bir gün önce konferans serisi de gerçekleştireceksiniz. Bu konferans fikri nasıl ortaya çıktı? Bu kapsamda neler konuşulacak?
Bahadır: Asli amacımız sadece konser düzenlemekten ibaret değil. Bir kültür festivali yaratmanın ve onu sürekli hale getirmenin peşindeyiz. Bu nedenle “Bosphorus Music Conference” adı altında bu sene ilk kez heavy metal ruhunu yansıtan kültürel etkinlikler de ekleyeceğiz. Paneller, konferanslar yaparak bunları konuşacak, anlatacak ve tartışacağız. İkişer saatlik 3 seanstan oluşan konferanslarımızla, yerli ve yabancı metal müzikseverlerin ilgisini çeken konu başlıklarını konuşacağız, dinleyeceğiz.
İbrahim: Konferansın moderatörlüğünü, hepimizde iz bırakan ve yıllarca TRT ekranlarından yayınlanan Rock Market programının sunucusu Dr. Şener Yıldız üstlenecek. Onun yanı sıra yerli ve yabancı konuşmacılarımız da olacak. Türkiye’de metal & rock tarihi, Avrupa’nın Türk metal müzik piyasasına bakışı ve yaklaşımlarını konuşacağız. Son seansta da festivalimizin doğuş hikâyesi ile gelecek amaçları konu edilecek. İlerleyen yıllarda sanat sergileri, tanınmış müzisyenlerin workshop’ları gibi ekstra etkinliklerle konferansların hacmini daha da genişletmeyi planlıyoruz.
Bu yılki festival programı iki günlük. Sahne alan toplulukları nasıl belirlediniz?
Bahadır: Geçtiğimiz sene tek günlük bir festival yapmıştık. Bu sene ise metal müzik dinleyicilerini müzik dolu iki gün bekliyor. Her sene festivalin line-up’ını biraz daha güçlendirmeye çalışıyoruz, metal müziğin her tarzını dinleyen insanları tatmin edecek bir line-up oluşturmaya gayret ediyoruz. Bu sene festivali 2 güne çıkartarak daha çok gruba sahnemizde yer verme şansı bulduk.
İbrahim: Genel olarak kitlenin sevdiği, beklediği grupları festivalde yer vermeye çalıştık. Öte yandan grup seçimlerimizde, grupların ilk kez Türkiye’ye gelecek olmasına da dikkat etmeye çalışıyoruz.
