Taha Akyol: Cumhuriyete dair hamaset çok bilgi yok

Cumhuriyet'in ilanının 100. yılını kutlamamıza sayılı günler kala gazeteci İsmet Berkan, Karar yazarı Taha Akyol'la birlikte Akyol'un yeni çıkan 'Neden 29 Ekim?' isimli kitabını değerlendirdi. Akyol, "Cumhuriyete dair hamaset çok bilgi yok" diyerek KARAR TV'de konuştu.

MERVE ŞİŞMAN

KARAR yazarı Taha Akyol'un yeni kitabı 'Neden 29 Ekim?' kitapseverler ile buluşuyor. Akyol kitabında 1922 yılının sonlarından itibaren başlayan ve Lozan Antlaşmasıyla bağımsız devletin kurulmasını takiben yoğunlaşan rejim tartışmalarını, Hem Atatürk’ün cumhuriyet konusundaki görüşleri ve stratejisi hem de muhaliflerin görüşleriyle anlatıyor.

'Cumhuriyet’in 100 Yılı' başlıklı bir tahlilin yer aldığı son bölümde, yüzyılın değerlendirmesi yapılırken Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de irdeleniyor.

Akyol’un, Doğan Kitap’tan çıkan kitabı 336 sayfa. Geniş bir kaynakça ve isimler indeksini de içeriyor.

TAHA AKYOL KARAR GÜNDEM'DE KONUŞTU

'Karar Gündem' programında İsmet Berkan, Taha Akyol'un yeni kitabı 'Neden 29 Ekim’'in ismine dikkat çekerek 'Cumhuriyet Bayramı'nı neden 1 Kasım’da kutlamıyoruz, neden 29 Ekim de kutluyoruz?' sorusunu yöneltti.

Yazar Akyol ise 'bu soruya cevap vermek birkaç cümleyle mümkün değil' diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çünkü 29 Ekim’i Gazi Paşa’nın Mustafa Kemal’in sonraki soyadıyla Atatürk’ün seçmesinin pek çok faktörü var. Evvela 1922’de büyük zafer kazanılmasından itibaren yeni Türkiye nasıl olacak diye bir tartışma var. Meşrutiyetin devam etmesini isteyenler var fakat sayıları çok az güçleri çok az. Bir de Fransız Cumhuriyeti gibi partisiz Cumhurbaşkanı ve kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı bir cumhuriyet olsun diyen İstanbul basını var. Meclis’te de Rauf Orbay ve çevresindeki Karabekir gibi isimler de bu ikinci görüşte. Halide Edip mesela Gazi Paşa'nın partili olmasına itiraz ediyor.

1923 yılında 29 Ekim’e kadar bu tartışma çok yoğunlaşıyor. İstanbul basını ila Ankara basını arasında, bugün bizim maalesef seviyesi çok düşmüş olan medyamızda göremeyeceğimiz yüksek seviyede kuvvetler ayrılığı, kuvvetler birliği tartışması var."

'DÖNEMİN MEDYASI ÇOK İYİ İŞLENMİŞ'

Yazar Taha Akyol'un yeni kitabında, dönemin medyasının çok iyi araştırdığını, köşe yazarlarının yazılarını derlediğini belirten İsmet Berkan, 'kitabınız hayranlık uyandırıcı' vurgusu yaptı. Berkan bunların eski Türkçe metinler olduğunu, bugün "bunları başka bir kaynaktan bulmanın imkanı yok" diye belirtti.

Berkan Nisan 1923’te o zamanki muhalefetin de oylarıyla, neredeyse oybirliğiyle seçim kararı alındığını, cumhuriyeti ilan edecek İkinci Meclis’in bu seçimle kurulduğunu hatırlattı. Adayları bizzat Mustafa Kemal’in tespit ettiğini söyledi.

Akyol şu sözleri ekledi: "Ama adayları kendisi dediğiniz gibi elleriyle yazıyor. Muhalif olacak isimleri koymuyor. Fakat henüz 1930’lardaki Atatürk gücüne ulaşmadığı için, mesela Kazım Karabekir’i yazmak zorunda. Rauf Orbay’ı yazmak zorunda, Ali Fuat Cebesoy’u yazmak zorunda, Adnan Adıvar’ı Halide Edip Adıvar’ın eşi, yazmak zorunda. Bunlar muhalif olacak…"

yeni-proje-23.jpg

İSTANBUL BASINI: 'GAZİ PAŞA PARTİ KURMASIN'

1923 yılını kapsayan tartışma ortamından söz eden yazarlar İstanbul basınında "Gazi Paşa parti kurmasın" fikrinin savunulduğunu dile getirdi. Taha Akyol "Çok canlı bir tartışma ortamı vardı" diyerek şöyle konuştu:

"İstanbul basını açıkça diyor ki 'Gazi Paşa parti kurmasın.' Mesela Hüseyin Cahit, 'Gazi Paşa tek partinin reisi olursa Meclis’e de hakim olacak o vakit Kuvvetler ayrılığı ve murakabe yani denetim olmaz’ diyor. Böyle itirazlar var.”

Akyol ve Berkan Meclis’teki gelişmeleri de anlattılar. "Gazi’nin parti kurmasına muhalefet eden Rauf Bey, Meclis tarafından, İkinci Başkanlık için aday seçiliyor. Bu Gazi için bir alarmdır. Nutuk’ta “hafi bir nizb-i kalil” yani muhalif gizli küçük bir hizip diyor. Meclis’i etkilemeye başladıklarını anlatıyor. Bu muhalifler yarın da muhalif birini başvekil seçerse…

Gazi Paşa Meclis’te kuvvetler ayrılığı, partisiz cumhurbaşkanı gibi tartışmaların çıkmasını da istemiyor. Bir kurmay dehasıyla hükümet krizi hazırlıyor. Başvekil Fethi Beyi çağırıyor. Fethi Bey zaten geçici olarak başbakanlığa getirilmiş, liberal yumuşak bir isim, Gazi istifa edin diyor. Arkadaşlarına da ‘yeni hükümet kurdurmayın size teklif edilirse kabul etmeyin' diyor. Çünkü o zaman Meclis Hükümeti Sistemi var, parlamenter sistemi yok, başbakanı da bakanları da Meclis oylamayla seçiyor. Kimse görev almayınca hükümet kurulamıyor."

yeni-proje-25.jpg
Taha Akyol'un eserlerinden bazıları

'HÜKÜMET KURULAMIYOR'

O dönemde herkesin ‘hükümet kurulacak mı, kurulmayacak mı?’ sorusuyla meşgul olduğunu dile getiren Taha Akyol, 'Mustafa Kemal Paşa’nın karizmasını şöyle anlattı:

"400 yıldır yenilen bir milleti zafere ulaştırmış bir başkomutan, Lozan’da istiklali sağlamış bir lider. Muazzam bir karizma, herkes de ona uyuyor ve hükümet kurulamıyor. O sırada herkes hükümet kurulacak mı kurulmayacak meselesiyle meşgul. 29 Ekim günü gazetelere baktığımız zaman muhtemel başvekil şu olacak, muhtemel bakan şu olacak diye haber yapıyorlar."

'KUVVETLER BİRLİĞİYLE CUMHURİYET KURULMUŞ OLUYOR'

Akyol gelişmeleri şöyle anlattı: "Meclis’te 100 kadar milletvekili eksik. Çünkü herkes hükümet işiyle meşgul. Zaten Atatürk Nutuk’ta hiç kimseye haber vermediğini, Ankara’da bulunan milletvekillerine bile haber vermediğini söylüyor. İsmet Paşa, Kazım Özalp Paşa böyle bir 7-8 isim onlara diyor ki 'Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.' 29 Ekim’de Cumhuriyet önergesi meclise gelince ‘müstaceliyetle’ kabulünü istiyor. Bir de o zaman bir usul var parti grubunda serbestçe konuşuluyor. Fakat parti disiplini olduğu için genel kurulda konuşulamıyor. Böylece Cumhuriyet esaslı bir müzakere, Cumhuriyet fikri etrafında yoğun bir fikri zenginlik yoğun bir ufuk genişliği, ortaya konulmadan kabul ediliyor.”

Akyol Atatürk’ün stratejisi açısından bunun faydasının Cumhuriyet’i kuvvetler birliğiyle kurmak olduğunu söyledi. “İkinci faydası da Reisicumhur’un aynı zamanda parti lideri olmasını da mümkün kılan bir Cumhuriyet.”

'CUMHURİYET TARİHİMİZ PEK AZ BİLİNİYOR'

"Cumhuriyet tarihimiz pek az bilinen bir şey" diyen İsmet Berkan'a Akyol şu sözlerle yanıt verdi. "Bol hamasetimiz var ama bilgimiz kıt." Karar yazarı İsmet Berkan, 1. Meclisin Kurtuluş Savaşı döneminde çok çeşitli eğilimlere mensup kişilerden oluştuğuna değinerek “sosyalist bir milletvekili de vardı” vurgusunu yaptı. Akyol "Bolşevik milletvekili de vardı" ifadelerine yer verdi.

Akyol ve Berkan, Birinci Meclis’te de Mustafa Kemal Paşa’ya muhalefet eden bir grup bulunduğunu, bunların Başkumandana aşırı yetkiler verilmesinin Enver Paşa gibi diktatörlüğe yol açmasından endişe ettiklerini anlattılar. Muhalifler de sonuna kadar İstiklal Savaşı’nın destekleyen vatanseverlerdir. Gazi Meclis’te çalışma disiplini sağlamak için kendi Grubunu kurdu, bu ileride kuracağı Halk Fırkası’nın çekirdeğidir.

Atatürk bunları Nutuk’ta anlatır.

'CUMHURİYET TARİHİNE YENİ BİR GÖZLE BAKMAK GEREKİYOR'

Kazım Karabekir'in günlüklerinden söz eden Karar yazarı İsmet Berkan, Karabekir'in "Bu ülkede son dağ başı mezar olana kadar savaşmak lazım. Ben de Doğu'yu kurtardım, Ermenistan'a karşı vs. Kurtuluş Savaşı'na meşruiyet sağlayan zeminini yaptım" sözlerine değindi.

Bu sözlerin ardından 'Neden 29 Ekim?' kitabının yazarı Taha Akyol, "Cumhuriyet tarihine yeni bir gözle bakmak gerekiyor" şeklinde konuşarak, "Ne olduysa onu anlamak gerekiyor. Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında her şeyin Mustafa Kemal tarafından başarıldığı görüşü devam ederse, 100 yıldır içinde bulunduğumuz bir dehliz var onun içinde kalıyoruz. Tarihi böyle gördüğünüz zaman 'Ulu Hakan' ila 'Ulu Önder' kavgası arasında sıkışıyoruz.

Bu Türkiye'nin enflasyonun konuşulmasını engelliyor, bu Türkiye'nin dış politikasının konuşulmasını engelliyor. Bu yüzyıllık Cumhuriyet'in neden Güney Kore'nin 30-40 yılda gösterdiği teknolojik başarıyı, ilim başarısını gösteremediğini konuşmamızı engelliyor. Artık Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında muhalifleri hain göstermek, kötü göstermek, yeni rejimi kusursuz göstermek için, anlaşılabilir ve doğal bir şekilde söylenmiş olanı resmi anlayışın dışında işin gerçeğini görmek gerekiyor" şeklinde konuştu.

'ANALİTİK DÜŞÜNCE VE HUKUK' VURGUSU

Karar Yazarı Akyol 'Neden 29 Ekim?' isimli kitabını yazma amacını şu sözlerle anlattı: "Analitik düşünceyi ve hukukun da önemli olduğunu vurgulamak istedim.” Tarihe de analitik gözle ve hukuku önemseyerek bakmak gerektiğini vurgulayan Akyol, günümüzdeki kutuplaşmayı aşmak, siyasi kültürümüzde hamaset ve husumet yerine rasyonelleşmeyi geliştirmek için de bunu gerekli olduğunu belirtti.

İsmet Berkan ise kitabın farklı bakış açısı sunduğuna değinerek, "Atatürk'ün ne kadar önemli bir deha olduğu kitapta görülüyor. Farklı bakış açıları ele alınmış. Güncel tartışmaları çok güzel anlatan bir kitap olmuş" ifadelerine yer verdi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN