Terörün sorumlusu kim olabilir?

Almanya’nın Hanau kentindeki katliam, ülkede çok ciddi bir aşırı sağ terör tehdidi olduğu gerçeğinin ilk kez genel kabul görmesine neden oldu. Daha önce Müslümanlar ve Türkler hakkında yaptığı açıklamalarla yabancı düşmanı düşüncelere katkı sağladığı eleştirilerine maruz kalan Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer bile Hanau saldırısından sonra aşırı sağ ve ırkçı terörü ilk kez bu denli açık ve net bir şekilde dile getirdi. Alman kamuoyundaki genel eğilim de bu yönde. Başta siyaset olmak üzere toplumun önemli kanaat önderleri aşırı sağ terör tehlikesine dikkat çekiyor ve önlem alınmasını talep ediyor.

Aşırı sağ örgütler ve aşırı sağcı parti AfD, katliam sonrası ortaya çıkan atmosferde eleştirilerin hedefi haline gelmiş durumda. Hanau’da 5’i Türk vatandaşı 9 masum insanı katleden caninin, AfD söylemleri ile oluşan atmosferden çıktığına yönelik bir algı söz konusu. Aşırı sağı ilk kez bu denli somut bir tehdit olarak gören Alman kamuoyunda aşırı sağ eğilimli kurum ve şahıslar da eleştiri oklarının hedefinde.

Ancak aşırı sağ ve ırkçı düşüncelerin toplumda bu denli kabul görmesini sadece aşırı sağcı kanaat önderlerinin ikna kabiliyeti ile izah etmek güç. AfD bu söylemin belki sonuçlarından birisi ama yegâne nedeni değil. Toplumun orta sınıfına da sirayet eden bu hastalıklı düşünceler, ana akım medya kuruluşları ve kanaat önderleri aracılığı ile yıllar süren bir süreçte oluştu.

* * *

Hanau katliamı üzerine Twitter’da bir paylaşım yapan ünlü Alman gazeteci Jakob Augstein “Şiddetin yolunu hazırlayanların ismi ve adresi var: Sarrazin, Borter, Tichy ve diğerleri. Bunlar üslubun sertleşmesinin önünü açtılar...“ ifadesini kullanarak, Alman entelektüellerinin Hanau katliamı ile zirve bulan ırkçı söyleme sağladıkları katkıya dikkat çekiyor.

Sosyal medyada ayrıca Spiegel, Stern ve Focus gibi aşırı sağcı suçlaması yapılamayacak dergilerin ve gazeteleri yıllardır yaptığı kışkırtıcı kapaklar yayımlanarak ana akım medyanın oluşan nefret atmosferine yaptığı katkılar hatırlatılıyor. Ürpertici görseller eşliğinde kullanılan “Meke Almanya- Gizli İslamlaşma, Tehlikeli Yabancı, Kutsal Nefret, İslam’ın karanlık yüzü, Cihat Kültü, İslam ne kadar tehlikeli“ gibi kapaklar, oluşan Müslüman ve Türk karşıtı algıya destek sağlayan sadece birkaç unsur.

Tabi Türklere ve Müslümanlara karşı kışkırtma konusunda Bild gazetesi unutulursa haksızlık olur. Bild yıllardır attığı manşetler ve yaptığı haberlerle, kamuoyunda İslam ve Türk karşıtı bir havanın oluşmasının tartışmasız öncülüğünü yapıyor.

* * *

Bu katliam Alman orta sınıfına, ana akım medyasına hâkim olmuş kışkırtıcı ve ötekileştirici söylemle hesaplaşmaya vesile olabilecek mi? Bunu zaman gösterecek. Ancak ana akım medya ve kanaat önderlerinin böylesi bir özeleştiriyi yapmaktan uzak olduğunu belirtmek gerekiyor.

Bu saldırı Almanya’da herhangi aşırı sağcı bir terör örgütü ya da ırkçı bir psikopatın saldırısına maruz kalma ihtimalinin zannedilenden çok daha yüksek olduğunu da gösterdi. Sadece Almanya’daki yabancılar değil, Almanya da ciddi bir terör tehdidi ile karşı karşıya. Sorun birkaç kınama mitingi ve açıklamasıyla çözülemeyecek kadar da büyük.

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum