Bu mu CHP’nin ‘ahlaklı’ teklifi!
AK Parti ile MHP, ittifak modellerini ortaya koydu.
“Ahlaksız teklif” diyor CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel.
Kendi siyasi ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlamışlar...
Çıkarcı bir düzenleme önerdiklerini, seçim sistemini kendi işlerini görecek bir mimaride kurguladıklarını savunuyor.
MHP’nin baraj endişesi mi var diyelim. Ortağı barajı geçince o da geçmiş sayılıyor.
BBP’nin ittifaka resmen alınmasında sorun mu var... Gizli ortaklığa kapı açılıyor, bir partinin seçime girmeden başka bir parti listesinden milletvekili çıkarmasına imkan tanınarak çözülüyor.
Bu da, baraj altında kalma riski olan partileri, favori partilerle gizli ya da açık ittifaka zorluyor.
Kısacası; bütün yolların Roma’ya çıkacağı tarzda formüle ediliyor tasarı...
Kazanacak olan partiyle ittifak yaparsan, o kazandığında sen de hükmen kazanmış oluyorsun. Özgür Özel’in “ahlaksız teklif” olarak tanımladığı şey bu.
Baraj korkusu yaşayan partileri dolaylı olarak ittifaka girmeye mecbur eden örtülü bir dayatmadan söz ediyor.
Hakim parti lehine ama diğerlerinin aleyhine çalışan, hakim partinin siyaseti domine ederek çoğulculuğu baraj enstrümanıyla ezdiği, hegemonyasını kurduğu bir model....
Kurulmak istenen buysa, güçlü partiyi diğerlerinin üzerinde patron konumuna yükseltiyorsa, tartışmasız bir üstünlük sağlamasına hizmet ediyorsa...
Sistemin mimarisi, teklif sahibi partilere yontularak yapılandırılıyorsa...
Bu modelin tercihleri yönlendirme, farklı seçenekleri baştan sınırlandırma ve sandıkta şekillenmesini beklemeden milli iradeyi önden dizayn etme potansiyelinden rahatsızlık duyuluyorsa...
Çoğulculuğa dayalı seçim sistemiyle böyle oynanılmaması gerektiği düşünülüyorsa...
Eleştirmekten, sızlanmaktan, ateş püskürmekten fazlasını yapmalı değil mi CHP?
***
Madem sunulan model yanlış ve sakıncalı, sen de doğrusunu gösterirsin kamuoyuna.
Ama hayır, bütünlüklü bir model koymuyor önümüze CHP, onun yerine palyatif bir çözüm öneriyor.
‘Cumhur İttifakı’ bileşenlerini, sırf kendi konjonktürel sorunlarını çözme, bloklarına katılacaklara ‘barajı aştırma’ garantisi gibi ödüller vaat etme ve önümüzdeki seçimi kurtarma pragmatizmine odaklanmakla suçlamak kolay.
Zor olansa; günü kurtarmanın ötesine geçecek, herkesin işini görerek çok partili siyaseti güçlendirecek alternatif bir model sunmaktır.
Oysa CHP’den duyduğumuz tek somut karşı teklif, barajın sıfıra indirilmesi.
İttifaka girenlere barajı fiilen kaldırarak, ittifaka girmek istemeyenler karşısında haksız bir avantaj sağlandığından hareket ediliyor.
İyi de tasarıya tek itirazınız, barajı geçirtme avantajıyla eşit şartlarda yarış ilkesinin çiğnenmesi, ittifaka girmeyenlerin haksızlığa uğratılması ve cezalandırılması değil ki...
Ayrıca paketin içinde CHP’nin destekleyebileceği doğrular da yok mu? Seçim ittifakını yasaklayan mevcut düzenleme, kanuna karşı hile yapmaya zorlamıyor muydu partileri? Değişiklikle bu yasak kaldırılıyor, neresi yanlış?
Seyyar sandık, mühürsüz zarf ve benzeri değişikliklerin kötüye kullanıma açık olduğunu söylüyorsanız...
Seçim sistemine güveni ve iktidarın sandıkta demokratik rekabetle değiştirilebileceğine olan inancı sarsmadan, suistimallere karşı kendi tedbirlerinizi önerin, alem görsün.