‘Kimler PKK ağzıyla konuşuyor’ demeden
Bakmayın siz Barzani’yle PKK’yı aynı çizgide zanneden aklıevvellere. Referandum konusunda Barzani’ye en sert karşı çıkanlardan biri de terör örgütü PKK.
Bağımsızlık referandumunu, güya Kürt ulusal çıkarlarına aykırı görüyor Kandil. Irak’ın kuzeyiyle sınırlı bir bağımsız Kürdistan devleti hedeflenmesini yanlış buluyor.
HDP adına Selahattin Demirtaş bile cezaevinden çağrı yaptı, eleştirileri dikkate alıp vazgeçsin Barzani diye.
Bu da gösteriyor ki PKK ile Barzani aynı yöne koşmuyor, aynı siyasi projede yer almıyor, aynı bölgesel tasarımların ya da varsa Üst Akıl oyunlarının parçası değil.
Tersine, Barzani’yi ve bağımsızlık hayallerini, Irak ve Suriye’nin kuzeyiyle ilgili kendi siyasi projelerine engel görüyor Kandil.
Barzani başarırsa, bu bir PKK devleti olmayacak. Onun için uzantılarını yani ‘Barzani Kürtleri’ni Suriye’deki kantonlarından temizlerken, Irak’taki otonom Kürt bölgesinde de Barzani’nin durdurulması ve tökezletilmesi için elinden geleni ardına koymuyor.
YANILTICI PROPAGANDAYI GÖRELİM
“Kimler bağımsızlık referandumuna hayır diyor, tarafınızı ona bakarak seçin” demiyorum.
“Kimler kimlerle yan yana geliyor, aman ya Rabbi...Bakın Sisi’nin Mısır’ı da, Esad’ın Şam rejimi de, Bağdat’ın İran güdümlü kukla hükümeti de, Şii milliyetçisi milislerin yayılmacı İran’ı da, Merkel’in Almanyası’ndan Fransa, İngiltere ve ABD’ye bütün bir Haçlı İttifakı da Barzani’nin karşısında birleşmiş...Yedi düvel birden küresel emperyalizm koalisyonu olmuş üstüne çullanıyor” türü tahrik ve kışkırtmalar için söylemiyorum.
“Türkiye’ye saldıranlar Barzani’ye de dört koldan diz çöktürmeye girişiyor. Öyleyse ortak düşmana karşı cepheleri birleştirelim, kol kola girip emperyalizme karşı direnelim, destek ve dayanışma ruhuyla safları sıkılaştıralım” önerisi getirmek de değil derdim.
Bu gibi toptancı söylemlerin analiz içermediğini, karmaşık çıkar çelişkilerini hesapta basite indirgeyerek yanıltıcı propaganda yapmaya yaradığını ve ajitasyonlarla halkı yanlış yönlendirmek için kullanıldığını sizin kadar ben de biliyorum.
Kimlerin kimlerle aynı safa düştüğüne bakarak karar vereceksek, referanduma evet diyenler cephesine de bakmak gerekmez mi?
Orada da enerji, savunma ve dış politikada yakın partnerlerimiz İsrail’le Rusya var. Hem bizimle dost ve müttefikler, hem de karşımızda yer alıyorlar. Biri tam, diğeri yarım ağız referandumdan yana Barzani’ye arka çıkıyor.
Bu durumda İsrail’le Rusya Barzani cephesinde dururken, Barzani’ye iptal için bastıranlar PKK ağzıyla mı konuşmuş, PKK’nın dediği olsun diye mi ittifak kurmuş oluyor?
Bu indirgemeci mantıktaki çarpıklığı da göstermekti bir amacım.
Ama asıl yanlışı, Barzani’yi Bağdat’tan eli boş dönmeye zorlayarak yapıyoruz.
DOĞRU YAKLAŞIM GARANTÖRLÜK
Barzani’ye vurulacak darbenin en çok PKK’yı sevindireceği, Kandil’in gelecek planlarına, İran’ın yayılmacı senaryolarına yarayacağı göz önünde bulundurulmazsa...
Atılacak her karşı adım, sadece Türkiye’nin son yıllarda Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ne yaptığı onca siyasi yatırımı bir çırpıda heba etmeyecek.
Sadece eğitilmelerinden donatılmalarına, peşmerge kuvvetlerinden esirgemediği askeri yardımları çöpe atmayacak.
Barzani’yi zayıflatırken istemeden PKK’nın elini de güçlendirecek, İran’ın ekmeğine de yağ sürecektir.
Eminim Ankara, en az bağımsızlık referandumunu istemediği kadar böyle bir sonuca yol açmayı da istemiyordur.
Öyleyse Bağdat’tan hiçbir şey koparttırmadan Barzani’yi tehditle caydırmaya çalışmak niye?
Açık açık söylüyor, tek alternatifimiz garantörler himayesinde Bağdat’la anlaşmak diye.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da kapıyı araladı...
Bize yan bakan Bağdat’la bir olup Barzani’yi köşeye sıkıştırmak yerine, garantörlük teklif edip Bağdat’a karşı Barzani’yi güçlendirmek çıkarımıza en uygun seçenek değilse nedir?