Prensin çaldığı rol BOP eşbaşkanlığı olmasın!

Kraliyet ailesindeki tasfiye, basit bir iktidar savaşı değil.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın, tahta geçmeden önce mıntıka temizliği yaptığı muhakkak.

Fakat başlattığı saray darbesi, ayak bağlarından kurtulma tedbirinden ibaretmiş gibi durmuyor.

Depremin çapı ve eşlik eden ‘ılımlı İslam’a dönme’ söylemi, daha büyük bir hazırlığa işaret.

Mesele sadece potansiyel rakipleri bertaraf etmek, olası muhalefeti diskalifiye, ayrı baş çekebilecek güç odaklarını sıfırlamak olamaz.

Veliaht Prens’in girişeceği siyasi proje neyse, o projenin altını oyabilecek aykırı görüşler, ikilik olasılıkları baştan elimine ediliyor.

Etkili alimleri, kudretli prensleri, güçlü iş adamlarını hedef alan operasyon, muhtemel ki üstleneceği zor görevde prensin elini rahatlatmaya dönük. Ancak hareket alanını genişletmekten daha fazlasını amaçlıyor olmalı.

Suudi Arabistan’da yeni bir dönem başlıyor. Ve bu, rejim değişikliğiyle değil ama rejimin dini niteliğinde yani katı teokratik karakterinde bir dönüşümle sonuçlanacağa benziyor.

BU GELEN İKİNCİ BAHAR MI?

Alametler belirmişti. En ciddisi de Müslüman Kardeşler’i iktidara taşıyan Arap Baharı’nın terse döndürülmesiydi.

Suudilerin başı çektiği, yanlarına kafa dengi Körfez emirliklerini de alarak tetiklediği süreçlere bakın...

İran’ın mezhepçi politikalarına karşı Sünni dayanışmasının agresif bir cepheleşmeye evrilmesi, askeri güç yapılanması ve siyasi bloklaşmalara gidilmesi, terörle mücadele adına İslam ittifakı ordusunun kurulması, Katar’ın köşeye sıkıştırılması, Arap Baharı’nın camiyle partiyi ve dini vaazla siyasi propagandayı ayıran Tunus’ta yaşamasına izin verilmesi ama Mısır’da tabutuna çivi çakılması, Filistin’de Hamas’ın önünün kesilip Müslüman Kardeşler’den ayrışmaya zorlanması, İslam’ı kullanan radikal ideolojilerin hedefe konup üstüne gidilmesi vesair...

Yerleşik hanedanları sarstığı, petrol üzerine kurulu Suudi düzenine tehlike arz ettiği için Arap Baharı ters teptirilmişti. Taşlar, şimdi Suudi öncülüğündeki kontrollü depremlerle yerine oturtulacak, yarım kalan karşı devrimler tamamlanacak sanki.

Ortadoğu’ya egemen olan statüko, böylece halk ayaklanması ve mezhep kışkırtıcılığı tehdidine karşı şerbetlenecek, sallanan tahtlar sağlama alınacak.

Kadınlara hak tanımayan rejimin gevşetilmesiyle ılımlı İslam’a geçiş açılımı gibi esneme, yumuşama reformları da yaklaşan miladın habercisiydi.

Son olaylar, ayak sesleri önden duyulsa bile Suudi rejimindeki dönüşümün sert geçeceğini gösteriyor.

SIRADA BOP NÖBETİ VAR

İşaret fişeği atıldı...

Veliaht Prens, soyunduğu misyonla sadece kraliyet tahtına değil, BOP’un adı konmamış fiili eşbaşkanlığına da talip.

Büyük Ortadoğu Projesi’nin hareket noktası terörle mücadele, İran etkisini kırmak ve kadın hakları başta olmak üzere hak ve özgürlükleri bölgeye yaymaktı.

BOP eşbaşkanlığı nedeniyle eleştirilen Erdoğan, 2009’da projenin doğmadan öldüğünü söylemişti.

Öyle anlaşılıyor ki bölge rejimlerini reformdan geçirme ve Şii yayılmacılığını baskılama projesi ölmedi, donduruldu ve şimdi raftan indirilip kaldığı yerden hayata geçiriliyor.

Eski ruh, deklare edilmeden canlandırılırken eşbaşkanlık rolünü de Suudiler devralıyor sanki. Eğer makyajla göz boyamıyorlarsa, önümüzdeki günler çok şeye gebe.

YORUMLAR (20)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
20 Yorum