Sanki Yedim Camii

Bir bayram günü ziyaret etmiş, önünde çektirdiğim fotoğrafı da koyup altına şunu yazmıştım:

“İlk hayırseveri, ‘sanki yedim’ diyerek boğazından kestikleriyle yaptırmış. Bir tevazu ve samimiyet anıtı gibi...

Üstünüze basan mağrur yükseltilerden, gökdelenlerin riyakar büyüklenmelerinden, kibirli mimari çalımlardan fenalık geldiyse... Atın kendinizi ‘Sanki Yedim Camisi’ne.

İhtişamı, görkemi, gösterişi ‘Desinler’ diye değil ‘Sanki Yedim’ diye yapılmasında...

17-12/16/44545.jpg

SANKİ KEYFİNDEN BIRAKTI

‘Hocam’ diye seslenilmesini ‘Sayın Bakan’ hitabına tercih eden ‘Prof. Ömer Dinçer, bunun üzerine bir hatırasını paylaşmıştı.

Mesajı duruyor hala, diyordu ki:

“Fatih’te, Sanki Yedim Camii sokağında üç yıla yakın oturdum. Bir de imamı vardı; gösterişsiz, kalın sesli ama dinledikçe insanın içine işleyen bir Kuran okurdu ki sorma...Dinlerken zamanın nasıl geçtiğini ve yorulduğunuzu anlamazdınız...”

Başbakanlık Müsteşarlığı ve bakanlık görevlerinde bulunmuş Hoca’nın, Habertürk’teki yazılarına son verdiğini öğrendim de ondan geldi aklıma.

Gazeteden yapılan açıklamaya göre kendi takdiriyle bırakmış. Ama sanki keyfinden mi bıraktı yazmayı!...

Yok mu şu yorgunluklar, hani hafakanlar basar da üstünüze, çareyi ara vermekte bulursunuz ya...

Yorgunluk be, Sanki Yedim Camisi’ndeki lahuti havaya sığınmaktan başka çare bırakmayan şu kahrolası yorgunluk işte...

Yorgun düşürülmese Ahmet Taşgetiren de hala yazıyor olmaz mıydı bugün?

Köşesini keyfinden kapatmıyordur Hoca. Keyif komasına girmekten değil yorgunluktandır o, yorgun demokratlıktan.

Soluğu Sanki Yedim Camisi’nde almasın da ne yapsın!

YORUMLAR (26)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
26 Yorum