Akşener’in peşinde Artvin, Ardahan, Kars, Iğdır hattında il, ilçe, köy, kasaba dolaşıyoruz.

İki gündür izliyorum.

İYİ Parti’ye ilgide belirgin bir canlanma var. Halkta bir silkinme, değişim habercisi bir kıpırdanma...

Bir çıkış arıyor ve bir ışık görüyorlar ki...Kulak kabartıyorlar, ne diyeceğini merak ediyorlar, çözüm bulsun diye aş, iş sorunlarını anlatıyorlar.

Akşener, 2020 başından beri esnafı geziyor, dinliyor. Gittiği yerlerde spontane toplanan kalabalıklara sesleniyor.

Sordum, bu yılki yöneliş geçen yıldan iyiymiş. Geçen yıl da öncekinden...

Diri, motive bir ekip eşlik ediyor, Akşener’in hızına ayak uydurma heyecanları var. Pestilleri çıkarken bile güler yüzlüler.

Geçtiği yerlerde bir çalkalanma oluyor. Etrafını saranlar tamam. Fakat pencerelere, balkonlara bakıyorum, onlar da dolu.

Ve hayır, oradan oraya bindirilmiş kıta taşımıyorlar.

Yöreden il, ilçe başkanları katılıyor sadece.

CHP il, ilçe ve belediye başkanları da Akşener’i yalnız bırakmıyor.

Ardahan’da, CHP’li Belediye Başkanı Faruk Demir akşam yemekte yanı başındaydı. Akşener ise sabah Demir’i makamında ziyaret etti.

Tepedeki Millet İttifakı uyumunun tabanda da tuttuğunu söyleyebiliriz.

Miting, nutuk filan planlamıyorlar. Yine de Akşener, çoğu yerde mobil bir platform üstünden toplananlara seslenmek durumunda kalıyor.

Fakat zinhar kayıkçı kavgalarına girmiyor. Ankara’nın boğucu, kısır ve faydasız siyasi polemiklerini halka yansıtmıyor.

Parti propagandası da yapmıyor.

Daha başlarken oy istemeye gelmediğini söylüyor. Partisini övmeye, iktidarı kötülemeye de...

Oy istemiyorsa milletten ne mi istiyor?

Düşündürmeyi!...

Siyasetçi hep güç, imkan kazanırken seçmen sadece tecrübe kazanıyor. Neden çırak çıkıyor halk?

Bu ortaklıktaki yanlışlığı sorgulatıyor. Ve halkı, ‘oy’una sahip çıkmaya çağırıyor.

Kısa, vurucu konuşmalar bunlar.

Halkın gerçek gündemine odaklanıyor. Haliyle iktidarın sunduğu gibi, CHP’nin kötü yönetildiği ya da İYİ Parti’nin kimlerle beraber olduğu propagandası yok gündemlerinde.

Aşener, “ağaları da ayaklarına getirmek için” esnafı gezdiğini anlatıyor. Kendisi dahil hiçbir siyasetçiyi, kolay oy almaya alıştırmamaları için sıkı sıkıya tembihliyor.

Bildikleri, alıştıkları bir siyasetçi tipi görmüyorlar karşılarında.

Hamaset edebiyatından, süslü ve yapay cümlelerden uzak duruyor Akşener. Halkla doğrudan ve yalın bir duygudaşlık bağı kuruyor.

Uyandırma servisi gibi uyarılar, daha etkili oluyor. Gördüğünüz fotoğraf, Göle ilçesinde böyle bir etkileşim seansından.

Takımda kimler vardı?

Dedim ya Akşener’e, zinde ve neşeli bir kurmay kadrosu eşlik etti.

İYİ Parti genel başkan yardımcılarından Ümit Dikbayır, Yavuz Ağıralioğlu, Berna Sukas.

Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan.

Ve milletvekilleri Naci Cinisli, Hüseyin Örs, İbrahim Halil Oral.

Partinin yıldız ve renkli isimleri...

Bazılarının özel hayran kitlesi, takipçileri var, gözümden kaçmadı.

Otobüste, basın danışmanı Murat İde’nin besteleyip seslendirdiği bir parti şarkısı çalıyordu ki...Kendi kendine yeten bir ekip olduklarına başka alamet gerekmez.

Cumhurbaşkanı'na yardım meselesi

Mehmet Barlas, Cumhurbaşkanı’nın elini öpmesi gerektiğini yazmıştı. Bu teklife acı acı gülmekle kaldı, başka bir şey demedi.

‘Haline kargalar güler’ manasına mıydı? Açmadı.

Bir Erdoğan sevdalısı da sıkıntıdaki Cumhurbaşkanı’na yardımcı olmasını istemişti.

Cevaben, Cumhurbaşkanı’nın zorda olmasından yararlanmak gibi bir niyet belirtmedi.

Aksine, Cumhurbaşkanı’nı da ülkeyi de sıkıntıdan kurtarmak için bir planı var.

O da her şeye tek başına karar verme yükünü Cumhurbaşkanı’nın omuzlarından almak.

Akşener’e göre kişi hükümeti modeli, beşer takatini aşıyor. Altından kalkmaya kimsenin gücü yetmez.

Anladığım kadarıyla Cumhurbaşkanı’na yardımcı olmak istiyor, bu imdat çığlıklarına duyarsız değil. Ama sistemi ve cumhurbaşkanını değiştirmekten başka yardım yolu kalmadığını söylüyor.