HDP’li Gergerlioğlu’nun derhal tahliyesi ve Meclis’e döndürülmesi gerekiyordu.

Anayasa Mahkemesi, milletvekilliğinin düşürülmesini de cezaevine konmasını da haksız bulmuştu.

Karar, 1 Temmuz’da oy birliğiyle alındı, ilgili mahkemeye yazıyla bildirildi.

Ama Gergerlioğlu hala bırakılmadığı gibi, dün sabah Sincan Cezaevi önündeki adalet nöbetinde oğlu da gözaltına alındı.

CHP’li Enis Berberoğlu davasında da yargı, AYM kararına başta ayak diremiş, sonra uymak zorunda kalmıştı.

AYM’ye bireysel başvuru hakkını AK Parti getirdi, 2010’da Yetmez Ama Evetçilerin de desteğiyle.

Fakat istenmeyen kişilerin bu haktan yararlandırılmamasını yine AK Parti savunabiliyor.

Üstelik Anayasa’nın emri var; 153. madde, AYM kararlarının herkesi bağladığını söylüyor.

Yargı ve yürütme makamlarının karar seçmek, beğenmediğine uymamak gibi bir seçeneği yok.

Yine de hoşa gitmeyen kararları yerine getirmemekte diretiliyor.

AİHM kararına uymuyor diye Yunanistan’a hukuk dersi verenin aynı Ankara olduğuna inanmazsınız. Gergerlioğlu kararından bir gün önce hem de.

Üst perdeden şu ayarı çeken bizim Dışişleri değildi sanki:

“Yunanistan Yargıtayı’nın AİHM kararlarını yok sayan kararını kınıyor, Yunanistan’ı kararları uygulamaya ve Türk Azınlığı sivil toplum örgütlerinin tescili için gerekli adımları atmaya davet ediyoruz.”

Haklı bir tepki haklı olmasına, hukuka riayet ülkelerin iç meselesi değildir de...Türkiye’ye gelince niye başkasını ilgilendirmiyor, herkesin kendi işine bakması gerekiyor!

‘AİHM kararlarına siz çok mu uyuyorsunuz, dönüp önce kendi sicilinize bir bakın’ deseler altında kalmaz mıyız?

Komşudaki bir yargı kararını, haklı olarak eleştirip kınıyor Dışişleri...

Fakat benzer eleştirilere biz ne cevap veriyoruz?

Kınayanları, hadlerini bilip tarafsız ve bağımsız mahkemelerimizin kararlarına saygı duymaya çağıran biz değil miyiz?

Sormazlar mı; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye!

“Yunanistan’ın, Türk azınlığın kimliğini inkâra yönelik baskıcı politikalarını AİHM kararlarına rağmen ısrarla sürdürdüğü”nü hatırlatıyoruz, ne ala!

“İskeçe Türk Birliği’nin AİHM kararları doğrultusunda sürdürdüğü mücadelesine desteğimiz”in devam edeceğini haykırıyoruz, pek güzel!

AİHM kararları bizde de iç hukukun üstünde. Anayasa’nın 90. maddesine bu hükmü yazdıran da AK Parti.

Fiiliyatta öyle mi peki?

AİHM ve AYM kararlarına uymamak için bin dereden su getirmiyor mu iktidar?

Hukukumuz, engel ve zorluklar çıkarılmadan, yokuşa sürülmeden tıkır tıkır işliyor mu?

Başkalarını çifte standartla suçlama konusundaki rahatlığımıza bakan, içeride ayrı dışarıda ayrı hukuk standardı izlemediğimizi zanneder.

Talkını ele verip salkımı kendimiz yutarken sözümüzün etkili olmasını beklememiz de başka bir hoşluk vesselam.

Doğubayazıt’a sergi gezisinden notlar

Bedri Rahmi Eyüboğlu “Ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım” diyordu.

Ben de ne zaman köylerimizin harap halini görsem Alman, Fransız köylülerinin bizimkilere bakıp kıskançlıktan çatladığına yanarım (!)

Hafta sonu Iğdır’dan Doğubayazıt’a gidip gelirken yine öyle oldu.

Bu perişanlıktan biraz kurtulsalardı da varsın, Hans’la George’u bu kadar kıskandırmasalardı.

Kemalettin Kamu, Bingöl Çobanları’nın çektiği yoksunluk ve özlemi şiire dökmüştü.

O dizeler, Doğu’dan Batı’ya hangi gariban köylünün mahrumiyet çilesini, geri kalmışlığını yansıtmaz?

Bu devirde hala...

Medeniyet; başlarından yıldızlar kadar yüksek, kapanmayacak bir mesafe kadar uzak.

Çökülecek marinası, oteli yok diye mi unutuldu buralar?

Turizm ve fashion show fuarcılığında çığır açan Dosso Dossi Grubunun sahipleri Hikmet ve Ahmet Eraslan, memleketlerini unutmayanlardan.

Üste eşantiyon versen kimse çöküşmeye gelmez. Ama uluslararası sanatçımız Ahmet Güneştekin gibi dostlarını, sergi gezdirmek için 24 saatliğine Doğubayazıt’a götürmeyi başardılar.

Hikmet Eraslan’ın kişisel koleksiyonu bir ay boyunca sergilenecek. “İtalyan Ressamlar İshak Paşa Sarayı’nda” adıyla açıldı.

Amaç tarihi sarayı tanıtmak, turizm çekmek...

Ağrı Valisi Osman Varol’la Belediye Başkanı Savcı Sayan’dan AK Parti İl Başkanı Halil Özyolcu’ya, şehir erkanı bu çabayı destekliyor. Kültür ve Turizm Müdürü Ebu Muhsin Bulut’un eli de taşın altında.

Doğubayazıt İlçe Belediye Başkanı Yıldız Acar’ın ‘bağımsız’ çabası da desteği hak ediyor. Arkasında parti desteği yok. Ayaküstü lafladık, bölgeyi ağaçlandırma hazırlığı başlatmışlar.

Ahmet Güneştekin’le epey hayıflanmıştık, tepeler düzlükler neden çıplak diye. Kuraklık da vurunca hepten çoraklaşmış. Nihayet biri, bu kısır döngüye el atıyor.

Söylemezsem olmaz; Doğubayazıtlıların iki müzmin sorunu daha çözüm bekliyor.

Bir: Neredeyse kahvehanelerinde bile kahve bulunmuyor. İçmek için değilse de içirmek için kahve bulundurma alışkanlığı kazandırılmalı.

İki: Dengbejlerin şahı Şakiro’nun diyarına gelenler, onun parlak varislerinden mesela bir Yunus Agirî dinletilmeden geri gönderilir mi? Bu ihmalkarlıktan vazgeçilmeli.

Onun dışında şehrin misafirperverlik siyasetine lafım yok. Partiler üstü, örnek bir dayanışma bilinci ve konukseverlikleri var.