Siyasi cephede yeni bir şey yok!

Yeni seçim yasası, (henüz tasarı olmakla birlikte muhtemelen meclisten olduğu gibi geçecektir) 2018 yılında uygulanan şekliyle ittifaklar düzenini bitirdi.

İttifaklar bundan böyle sadece yüzde 7’lik barajı geçmek için anlamlı.

Bu oranı aşamayacak siyasi partilerin önünde iki yol kalıyor.

Ya bu siyasi partilerin temsilcileri barajı aşacak olanların, örneğin CHP veya İYİ Parti’nin listelerinde seçime girecekler. CHP veya İYİ Parti milletvekili seçilip, daha sonra istifa edip kendi partilerine geçecekler.

Ya da kendi aralarında yeni bir ittifak kuracaklar, yüzde 7 barajını böyle aşacaklar. Diğer ifadeyle Gelecek Partisi, DEVA, SP, DP birlikte barajı aşacak bir bütün meydana getirecek, içlerinden birisinin listesiyle seçimlere katılacaklar.

Peki neden bu tasarı?

Mevcut yasa tasarısının AK Parti bakımından görünen iki anlamı var.

İlki büyük parti lehine bir milletvekili hesaplama sistemiyle kendi milletvekili sayısını arttırmak. İkincisi de muhalefet partilerinin insicamı bozmak. Bu çerçevede özellikle Gelecek Partisi ve DEVA’yı iyiden iyiye CHP listelerine iterek, muhafazakar seçmenin tarihsel CHP blokajını devreye sokmak. MHP ise bu öneriyle meclise girmek için AK Parti’ye mecbur bir siyasi parti imajına hapsolmaktan çıkıyor, Erdoğan’ın seçimleri tekrar kazanması halinde iktidar koridorlarındaki yerini koruyor.

Bununla birlikte her seçim yasası gibi bu tasarının da yönlendirme gücü sınırlıdır.

Nedenler ortada…

1 Önümüzdeki seçimlerde kimi gerçekten büyük parti olacağı, bu seçim yasanının nerede ve kime yarayacağı belli değil.

2 AK Parti’nin Gelecek ve DEVA kaygısı bakımından ele alındığında, bu siyasi partiler eski seçim yasasıyla da büyüklere önemli ölçüde mecbur durumdaydılar. Bu bakımdan orta yeni bir şey yok.

3 Yeni olan şu: Yeni seçim kanunu, indirilen baraj vesilesiyle, yeni seçim ittifaklarına, örneğin küçük partilerin bir araya gelip seçime katılmasına imkan veriyor. Bu küçük partilerin kuracakları muhafazakar blok, AK Parti için iki bakımdan korkutucu olabilir. Bu blok kurucuları itibariyle katıksız bir şekilde AK Parti’nin alanına girer, bu alanda rakibi olurlar. İkincisi, böyle bir blok, yüzde 7’yi aşması için sanıldığından fazla destek oylarına ulaşabilir, yüzde 10’lara yaklaşabilir.

Bu yönleriyle ele alındığında yeni seçim yasa tasarısı muhalefetin elini rahatlatan bir yasa olarak bile kabul edilebilir.

2023’te iki ayrı seçim yaşanacağını unutmamak gerekir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi çerçevesinde 6 partinin iş birliği yeni seçim yasasından hiçbir şekilde etkilenmeyecektir. Bu partiler ilan ettikleri anayasa çerçevesi ve ortak siyasi düzen tahayyüle Erdoğan’ın karşısına ortak bir aday çıkaracaklardır.

Muhalefetin insicamının bozulması bu çerçevede pek mümkün görünmüyor.

Bu bakımdan bu cepheyi bekleyen en önemli sorular, hala, temel olarak, kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı ve HDP’yle ilişkilerin hangi çerçevede kurulacağına yönelik karşımıza çıkıyor.

Parlamento seçimlerinde, muhalif partilerin tek tip ya da tek çatı altında ittifaka zorlanmaması da, muhalefet bakımından bir avantaj oluşturabilir ve çoğulcu davranış ve yapılanmaya katkıda bulunabilir.

Bunu unutmamak gerekiyor…

Esas olan seçmen iradesidir.

YORUMLAR (34)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
34 Yorum