Ali İhsan Yavuz buyurmuş ki!

Hukukçu kimliği ile arzı endam ederek İstanbul seçimlerinin iptalini “Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler olmuştur ama biz fark edemedik” diyerek savunan AK Partili Ali İhsan Yavuz bu kez sahnelere “fıkıhçı” kimliği ile çıktı; zira “sevap” fetvası veriyor!

Ağrı’da partisinin “Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı”na katılan Ali İhsan Yavuz, AK Partili kardeşlerine şöyle bir uhrevi müjde vermiş:

“20 yıl Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidarda tutmak ve onun yaptıkları sebebiyle sevap hanemize bir şeylerin yazılıyor olması çok büyük bir şey. Bu, liderimizi siz ve biz oylarımızla orada tutmasaydık olmazdı. Biz de oylarımızla Tayyip Bey’e destek verdiğimiz için hanelerimize sevap yazılmaya devam ediyor.” (7 Kasım)

***

Ali İhsan Yavuz’un bu açıklamasını Sayın Hayrettin Karaman hocamıza “Ne diyorsunuz hocam bir fıkıhçı olarak, siz de aynı görüşte misiniz?” diye sorsak nasıl bir cevap verir acaba?

Galiba en iyisi sormamak çünkü zaten bu yolu sayın Hayrettin Karaman açmadı mı? Ya da Sayın Karaman o yolu açmaya çalışanları “İktidara zarar verecekse doğruları söylemek caizdir diyemem” diyerek cesaretlendirmedi mi?

Bir fıkıh alimi olarak Sayın Karaman AK Parti’ye oy verme çağrısında bulunmasaydı “Peki hiç mi günahı ve kusuru yok? beşer olur da günahı, kusuru olmaz mı” diyerek bir bakıma kusur ve günahı anonimleştiren yazıları yazmasaydı, Ali İhsan Yavuz da çıkıp “Erdoğan’a verdiğimiz oylar sevap hanemize işliyor” diyebilir miydi?

Ya da ve Ali İhsan Yavuz gibiler kendi makamlarını, iktidarlarını korumak için dini bu derece hoyratça istismar edebilirler miydi?

***

Tabii Ali İhsan Yavuz dini siyasete alet eden ilk AK Partili siyasetçi değil, siyasetçilerden sadece biri.

AK Parti İstanbul Milletvekili Oktay Saral dindar kesime “Allah, Başbakanımızı bizim başımıza nasip ettiği için her gün iki rekat şükür namazı kılmamız gerekir” diye konuştu

Ak Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin çıktı “Erdoğan’a dokunmak bile ibadettir” dedi!

Ak Parti Çorum Milletvekili Murat Yıldırım çıktı ve “Erdoğan ümmetin lideridir” dedi.

AK Parti Düzce Milletvekili Fevai Arslan çıktı “Erdoğan Allah’ın tüm vasıflarını üstünde toplayan bir lider” diyerek el yükseltti!

Hatta hatırlayacaksınız “benim neyim eksik ben de varım bu yarışta” diyen rektör bile oldu.

Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın “İslami olarak cumhurbaşkanına itaat etmek farzı ayın’dır. Karşı gelmek de harpten kaçmak manasına gelir, haramdır” fetvası verdi!

***

İşin tuhafı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tür açıklamaları yapanlara “Ne saçmalıyorsunuz siz” dediğini, azarladığını, uyardığını, ikaz ettiğini hiç duymadık. Duymadık çünkü Abdülkadir Selvi hiç böyle bir kulis yazmadı. Sayın Erdoğan rahatsızlık duysaydı bu kutsamalara karşı çıkar, bu isimleri AK Parti’den uzaklaştırırdı. Ama öyle olmadı, bu açıklamaları yapanların hepsi bir şekilde AK Parti’de siyaset yapmaya devam ediyorlar.

Siyasetçilerin liderlerinin gözlerine girebilmek için liderlerini kutsayacak böylesine ölçüsüz, sözler söylemeleri belki anlaşılabilir bir durum. Çünkü bizim kültürümüzde hala “lider kültü” var. Liderler partileri ilgilendiren en hayati konular dahil her alanda hiç kimseye danışmadan tek başına karar verme otoritesine sahip, partililer de buna itaat ederler…

Bugün Ali İhsan Yavuz’un milletvekili seçildiği şehirde AK Parti’ye oy veren seçmen kitlesinin Ali İhsan Yavuz’u isteyip istememelerinin bir önemi var mı? Ali İhsan Yavuz ve Ali İhsan Yavuzların siyasi kaderleri, gelecekleri Sayın Erdoğan’ın aday göstermesine bağlı?

Ali İhsan Yavuzların velinimetleri kim? Seçmenler mi?

Sayın Erdoğan mı?

***

Ali İhsan Yavuz Ağrı’da yaptığı konuşmada “Hayatımın sonuna kadar bir statü ve makam beklemeden bu davanın neferi olmaya devam edeceğim” demiş.

Sayın Yavuz’un makamsız, mevkisiz, statüsüz “dava neferliği” şöyle:

7 yıl AK Parti Sakarya Merkez İlçe başkanlığı, 2 yıl Sakarya Adapazarı Kurucu İlçe Başkanlığı, 1 yıl Sakarya İl Başkan Yardımcılığı.

25’inci 26 ve 27’inci dönem milletvekilliği. TBMM Adalet Komisyonu üyeliği, İnsan Hakları İnceleme Komisyon üyeliği, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyon Sözcülüğü. 7 yıl AK Parti Genel Merkez Seçim İşleri Başkan Yardımcılığı görevi, 2017-2018 arası AK Parti Genel Seçim Koordinasyon Başkanlığı, 7. Olağan kongre sonrasında Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görevlendirme.

Gördüğünüz gibi özel statülü bir nefer! Allah nazarlardan saklasın hiç makamın, mevkinin, statünün yanından geçmemiş Sayın Yavuz.

Ali İhsan Yavuz istemiyor ama makamlar, mevkiler gelip kendisini bulmuş ve yakasını bırakmamış!

Şimdi bir siyasetçi olarak Ali İhsan Yavuz ne yapsın değil mi!?

‘Sayın Erdoğan’a oy vermek sevaptır’ demesin de ne desin!?

10 milyon işsizliğin, yükselen enflasyonun, ülkedeki sefaletin sebeplerini anlatmakla mı uğraşsın. Ülkenin sorunlarına çözüm üretmek için çaba sarf etmek mi, bir hukukçu olarak ülkenin hukuk sorunlarına enerji harcayacak değil ya tabi ki bütün enerjisini liderini daha iyi kutsamaya harcayacak!

***

Ali İhsan Yavuz hukukçu ama “Avrupa ‘yolsuzlukla mücadele yasalarını çıkarın’ diyor, biz niye çıkarmıyoruz… neden adalet sıralamasında 107. sıraya düştük?” diye sormuyor! Bunu mesele edinmiyor. Böyle bir sorunu, böyle bir gündemi yok.

Ali İhsan Yavuz bir hukukçu ama bir ülkenin 1.5 milyon vatandaşı terörist olur mu diye sorgulamıyor?

5 yıldır KHK mağduriyetini bitiremeyen OHAL Komisyonu’nu mesele edinmiyor, cezaevlerinde ölen insanlar ilgisini çekmiyor, çıplak arama, işkence iddiaları gündeminde yok.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın ısrarla vurguladığı “masumiyet karinesi” ihlalleri, hukukçu li İhsan Yavuz’un umurunda değil.

Ali İhsan Yavuz ve Ali İhsan Yavuzlar aslında her şeyin farkındalar ve vatandaşın sorunlar, borçlar, sıkıntılar defterlerinin karşısına “sevap” defteriyle çıkarak, vatandaşları avutabileceklerini sanıyorlar.

Ekonomik kriz derinleştikçe, hukuk sorunları ağırlaştıkça, yoksulluk, işsizlik artıkça iktidar siyasetçileri dini argümanları vatandaşların üzerine boca etmeyi artıracaklar, öyle görünüyor.

Sorun çözemeyen Erdoğan gerçeğinin üzerini “ümmetin lideri, oy vermek sevap” propagandasıyla örtmeye çalışacaklar, öyle görünüyor.

“CHP mi iktidara gelsin” korkusu toplumda artık eskisi kadar karşılık bulmuyor ve her geçen gün bu propaganda geçerliliğini yitiriyor çünkü CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun değişim mesajları toplumda karşılık buluyor.

Şunu söyleyerek yazıyı bitirmek isterim: Evet dinden güç devşirmek sadece ülkemiz ve AK Parti iktidarı için değil bütün dünyada şu veya bu ölçüde geçerli bir akçe maalesef. Ama bu kadarı fazla, çok fazla…

Dine saygı duygusuyla asla bağdaşmaz.

Din yoruldu, bunlar bir türlü yorulmadılar.

YORUMLAR (95)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
95 Yorum