Erdoğan’ın “gerçeklerle bağı” koptu mu?

Hemen söyleyeyim benim cevabım hayır, Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçeklerle bağını filan koparmış değil. Ve hatta kanaatim şudur ki Sayın Erdoğan Beştepe’deki fildişi kulesinden “Erdoğan gerçeklerle bağını kopardı mı” sorularına gülümsüyor olabilir.

Şaşırdınız mı, bence şaşırmayın…

Doğruya doğru zaman zaman ben de bu soruyu sordum zaman zaman da Erdoğan’ın gerçeklerle bağının koptu koptuğuna hükmettim.

Mesela 19 Kasım 2019 tarihli “İşsizlik oranımız yüzde 14 gibi yüksek bir seviyededir. Eğitim düzeyinin yükselmiş olmasının da etkisiyle çalışma çağına her kadın ve erkek vatandaşımız iş aradığı için işsizlik oranlarımız yüksek çıkıyor” açıklaması.

Mesela Malatya’da “İşsiziz, evimize ekmek götüremiyoruz” diye seslenen esnafa “Bu bana çok abartılı geldi, abartıyorsun” yanıtı vermesi ve “Keyif çayı bu. Bu çayı iç” tavsiyesinde bulunması. (25 Ekim 2020)

Mesela 9 Haziran 2021 tarihli “Şimdi bakıyorsunuz, sözde siyasi parti genel başkanı olarak çıkıp konuşanlara, durmadan hep iftira. Neymiş; millet açmış. Bundan bahsediyorlar. Biz milletimizden gayet güzel teşekkürler alıyoruz, bunlar çıkıp millet aç diyor. Aç olarak dolaşanları buyurun, siz de doyuruverin” açıklaması.

Ama artık böyle düşünmüyorum, neden böyle düşünmediğimi anlatayım:

***

Bu satırlar yazılırken, 28 Temmuz’da ormanlarımızda başlayan yangınlar 9’uncu gününde söndürülememiş, 5 ilimizdeki ormanlarımız cayır, cayır yanmaya devam ediyordu.

Yangının bilançosunu, verdiği tahribatların boyutunu bilmiyoruz. Dokuz gündür ülke yangın yeri; binlerce insan canlarını kurtarmak için evlerini terk etmek zorunda kaldı, orman arazileri yandı, tarlalar yandı, ahırlar kül oldu, büyükbaş, küçük baş hayvanlar yanarak can verdi.

Peki bunun sorumluları kimler? Orman Genel Müdürlüğü’nün uyarısını dikkate almayanlar kimler? Her yıl bu aylarda çıktığı bilinen orman yangınları tedbir almayanlar, ormanların dokuz gün boyunca yanmasının müsebbipleri kimler?

Kimler görev ihmali yaptı?

Önceki akşam ATV’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’a göre yangınların sorumlusu büyükşehir belediyeleri.

Sayın Erdoğan’ın açıklaması şöyle:

Yerleşim bölgelerindeki bu tür yangın vesairelerin sorumluluğu büyükşehir belediyelerinin. Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya’da birinci derecede şehir merkezinde bu işin sorumlusudur. Muğla Büyükşehir Belediyesi birinci derecede onun sorumluluğundadır. İzmir, Denizli aynı şekilde.”

Nasıl yani diyorsunuz değil mi? Ormanlarda çıkan yangın başarıyla söndürülmüş olsaydı, iktidar başarılı bir sınava verseydi yangınların sorumluluğu yine CHP’li belediyelerde olacak mıydı?

Erdoğan gerçeklerle bağını koparmış olabilir mi?

Devam edelim.

***

O gece Erdoğan dedi ki:

Yangın olur da orada canlılar yanmaz mı? Biz hemen tedbirlerimizi aldık. Bütün canlıların hemen defnini yapın, ardından bütün canlıların sahiplerine bu canlılar kadar hemen ödemeler yapacağız, büyükbaşsa büyükbaş.”

Devletin başı, hayvanları yanarak ölen vatandaşları teselli ediyor, üzülmemelerini, endişe etmemelerini söylüyor devlet büyükbaşsa büyükbaş neyse parası verecekmiş! Bütün mesele para, fiyat, eder.

Bütün bunlar ülkeyi 19 yıldır aralıksız yöneten bir siyasi liderin gözler önünde “gerçeklikle bağını koparması” ile açıklanabilir mi?

Sayın Erdoğan “yangınlarla ilgili sorumluluğun büyükşehir belediyelerinde” olduğunu söylerken Anayasa’nın 169. Maddesinde “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir” diye yazdığını bilmiyor mu?

Erdoğan Orman Kanunu’nun 69. Maddesinden habersiz olduğu için mi “Antalya, İzmir, Muğla” diyor?

Hayır. Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçeklikle bağını koparmadı. Bilakis Cumhurbaşkanı Erdoğan yönettiği ülkenin topyekun olarak “gerçeklikle bağını” koparması için yapıyor bunu.

Gerçeklikle bağı kopmuş bir ülkeyi yönetmek istiyor. Bütün otoriter rejimlerde böyledir. Manipülasyon yöntemleriyle hakikat ve yanlış arasındaki ayrımı yok olsun isterler. Kafalar bulansın bir müddet sonra da ne doğruydu ne yanlıştı hatırlanmasın isterler. Tarihi gerçekleri değiştirirler, işlerine, kendilerine yaradığı şekle getirirler.

Kanunlar vardır. Anayasa vardır. Hukuk, adalet diye diye yapılır bütün hukuksuzluklar, adaletsizlikler.

Başarı kendi hanelerine başarısızlığı anında rakiplerinin hanesine kaydederler.

Propaganda ve algı yönetiminin en güçlü aygıtlarını kullanıyor. Utanç verici durumların unutulsun, halk iktidarın kendisini kötü yönettiğini konuşmasın, dillendirmesin diye hedef saptırıyor, manipülasyon yapıyor. Kendi tabanını konsolide etmek için propaganda aygıtının tüm aldatma araçlarını acımasızca çeviriyor.

YORUMLAR (183)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
183 Yorum