Bir tabak kereviz, bir avuç sağlık
Soğuk kış günlerinde pazarda yada manavda görüp çoğumuzun yüzünü buruşturduğu, keskin kokusuyla kimilerince mutfaktan uzak tutulan bir sebze var: Kereviz. Oysa biz onun değerini bilmiyoruz. Çünkü bu yeşil mucize, doğanın bize sunduğu en güçlü şifa kaynaklarından biri.
Bir tabak kereviz yemeği yalnızca mideyi doyurmakla kalmaz; vücudu arındırır, karaciğeri dinlendirir, kalbi korur. Üstelik hepsi bilimsel olarak kanıtlanmış faydalar…
Bağışıklık sistemine zırh gibi koruma: Kereviz, C vitamini, potasyum ve antioksidan bakımından öyle zengindir ki, kışın yakamızı bırakmayan grip ve nezleye karşı adeta doğal bir kalkan görevi görür. Bağışıklığı güçlendirir, vücudu virüslere karşı dirence hazırlar.
Karaciğerin en büyük dostu: Yoğun tempoda yaşayan, hazır gıdalarla beslenen ve zaman zaman fazlaca kahveye sığınan bizler için kereviz bir kurtarıcıdır. Karaciğeri temizler, toksinleri atar ve sindirim sistemini düzenler. Bu yüzden detoks listelerinde ilk sırada yer alır.
Kalp sağlığını korur, tansiyonu dengeler: Uzmanlara göre kerevizin içeriğinde bulunan “phthalide” adlı madde, damarları gevşeterek kan basıncını düşürür. Yani düzenli kereviz tüketimi, kalp ve damar hastalıklarının önüne geçebilir.
Zayıflamak isteyenlere altın öneri: Kereviz neredeyse sıfır kaloriye yakın bir sebzedir. Lif oranı yüksek olduğu için tokluk hissi verir, sindirimi hızlandırır ve metabolizmayı destekler. Diyet yapanlar için bulunmaz bir nimettir.
Cilt güzelliğine doğal dokunuş: Kereviz sadece içimizi değil, dışımızı da güzelleştirir. Yüksek su oranı sayesinde cildi nemlendirir, ödem atılmasına yardımcı olur ve parlak bir görünüm kazandırır.
Bir düşünün… Bu kadar faydayı içinde barındıran bir sebzeye, sadece kokusu yüzünden sırt çevirmek ne kadar haksızlık, değil mi?
Belki de artık mutfağımızda kerevize yeniden yer açmanın zamanı geldi.
Sağlık dolu günlerin yolu, bazen burnumuzun pek hoşlanmadı bir kokudan geçer. Ama unutmayın; o koku, aslında şifanın kokusudur.
