Beşiktaş Konferans Ligi’ni kazanabilir mi?
Gelişmekte olan takımlar için Avrupa arenasında bu tür maçları oynamak önemlidir. Bu karşılaşmalar takımların oyununu olgunlaştırır, oyuncuların gelişim sürecini hızlandırır, adaptasyonlarını kolaylaştırır. Rakibi büyük ya da küçük görmeden maçlara önem verilmeli, her müsabaka ciddi kazanımlar yaratmalıdır. En büyük artı ise ülke puanlarının yükselmesini sağlamasıdır.
Solskjaer, maç öncesi yaptığı basın toplantısında bu konulara değinmişti: “Kendimizi geliştirmek istiyoruz. Rotasyon çok olmayacak; formayı hak eden oyuncular giyiyor. Camianın beklentisi çok büyük, daha iyi olmamızı bekliyorum. Gelişim yönümüz açık.”
UEFA Avrupa Ligi’ne erken veda eden Beşiktaş’ın kurduğu kadro ile, çoğu yorumcuya göre, Konferans Ligi’nde final oynayacağı düşünülüyordu. Rıdvan Dilmen, “Üç bölge var; sağ bek, sol kanat ve iyi bir stoper alınırsa siyah-beyazlılar %80 yarı final oynar.” demişti.
St. Patrick’s Teknik Direktörü Stephen Kenny ise şöyle konuşmuştu: “14 günde 5. maçı oynayacağız. Türkiye Ligi’nde Beşiktaş’ın maçı ertelendi ama bizimki ertelenmedi. Rotasyon yapamadık, bugün de elimizden geleni yapacağız.”İlk maçında dört gol yiyen rakip, maça gayet iştahlı başladı. İlk dakikada penaltı ile gelen gol bu iştahı daha da artırdı. İrlanda ekibi, gücü ölçüsünde kontra ataklarla etkili olmaya çalıştı. İlk maçta Tommy Abraham’a verilen boşluklar bu kez verilmedi; St. Patrick’s alanları iyice daraltarak siyah-beyazlıların oyun kurmasını engelledi.
Maç öncesinde, “İlk maçta dört attık, bu kez daha fazlasını atarız.” diyen yorumcuların beklentisinin aksine, İrlanda ekibi ilk yarım saatte ikinci golü bulunca tribünler tepki göstermeye başladı. Gerilimin artmasını, hatta kopmasını ilk yarı bitmeden Demir Ege önledi. Genç oyuncu, karambolde iyi bir vuruşla A takım kariyerindeki ilk golünü attı.Eskiden taraftarlar, takım mağlup olsa bile moral vererek soyunma odasına uğurlardı. Dün akşam ise oyuncular yuhalanarak gönderildi. “Sabır, sabır” sözleri taraftar nezdinde artık işlemiyordu.
Solskjaer ikinci yarıya Arroyo–Jurasek ikilisini çıkarıp Uduokhai–Muchi ikilisini alarak başladı. Değişiklikler erken etkisini gösterdi; İngiliz golcü, yakaladığı ilk pozisyonu gole çevirerek bu ligde gol kralı olabileceğinin sinyalini verdi.
Tur garanti altına alınınca Norveçli hoca, takımın bonservis bedeli en yüksek iki oyuncusunu oyundan alarak hafta sonu oynanacak Eyüpspor maçını düşünmeye başladı. Ancak son iki yılda yedi teknik direktör değiştiren bu takımın oynadığı futbol, “Acaba hocanın zamanı mı geldi?”sorusunu akıllara getirdi.
Joao Mario nun attığı galibiyet golü ülke puanı açısından önemliydi. Sonuç olarak Beşiktaş, Orkun Kökçü nün maaşı kadar bütçeyle kurulan takım karşısında zorlanarak üç puanı ve turu aldı. Peki, siyah-beyazlılar bu futbol anlayışı ile Konferans Ligi’nde kupayı kazanabilir mi?
Beşiktaş Kerem Aktürkoğlu nu alabilir mi?
Ülkede Türk oyuncu transferi artık adeta bir komediye dönüştü. Uğurcan Çakır, Hakan Çalhanoğlu ve son olarak Kerem Aktürkoğlu… Fenerbahçe, milli oyuncu için uçuş planı hazırlıyordu. Yönetime yakın bazı yorumcular, Koç’a ait jetin oyuncuyu beklediğini, hatta “25’ten daha fazlası var” sözleriyle Hakan Safi’nin bu transferle yatıp kalktığını iddia ediyordu. Dün akşam ise sarı-lacivertliler, ilk teklif ettikleri ücreti düşürerek yeni bir öneride bulundu. Benfica tarafı ise bu gelişmeye sinirlenerek görüşmeleri askıya aldı.
Hafta içinde Serdal Adalı, “Kerem bizi istiyor, her an her şey olabilir.” diyerek transfer için kıvılcım yaratmıştı. Ancak Abraham ve Orkun Kökçü’ye verilen yüksek bonservisler sonrası 25 milyon avro nasıl verilebilirdi? Başkan, “Biz Beşiktaş için bir şeyler yapmak için bu göreve soyunduk.” diyerek umut verici mesajlar verdi.
Siyah-beyazlılar tarafında çok yakında gelişmeler olabilir. Kerem transferi için “Neden olmasın?” Hele ki Benfica, rakibi Fenerbahçe ile ipleri koparmışken…
