Büyük geliyoruz
Transfer dönemi henüz başlamamış olmasına rağmen, menajerler piyasanın ateşini erken yakmaya başladılar. Üç haneli milyon euroların kolayca telaffuz edildiği bu ortamda, Avrupalı kulüpler ya geleceğin yıldızlarına yatırım yaparak ya da nokta atışı transferlerle hedeflerine ulaşma peşinde.
Bir zamanlar Çin, yüksek paralar harcayarak futbol gündeminde yer almak isterken, günümüzde bu rolü Suudi Arabistan üstlenmiş durumda. Bonservis bedelleri bir yana, teklif edilen maaşlar bile dudak uçuklatıyor. Portekizli yıldız Bruno Fernandes’e teklif edilen maaş, Süper Lig’de dört büyük takım haricindeki kulüplerimizin borç toplamından daha fazla.
Napoli, ülkenin anahtarını teslim edeceğimiz kıvama gelen Osimhen’i kadro dışı bırakmasına rağmen İtalya şampiyonu oldu. Antonio Conte, ilk sezonunda Inter, Juventus ve Milan gibi köklü kulüpleri geride bırakmayı başardı. Bu üç kulüp, özellikle teknik direktör değişiklikleriyle birlikte yeni bir yapılanmaya gitmenin sinyallerini veriyor.
Premier Lig’de ise Manchester City’nin saltanatına Liverpool son verdi. Diğer Manchester temsilcisi United, yaptığı büyük harcamalara rağmen küme düşmekten son anda kurtuldu.
La Liga’da Barcelona, genç oyuncularıyla Real Madrid’i geçerek ezici bir üstünlük sağladı. Xabi Alonso, yeni sezon için Barcelona formülünü örnek alarak genç ve dinamik bir kadro ile Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu hedefliyor.
Fransa’da PSG, Neymar-Messi-Mbappe üçlüsüyle başaramadığını, gençlerden kurulu kadrosuyla başararak Şampiyonlar Ligi’ni kazandı.
Bayern Münih ise Bundesliga’da krallığını ilan etmiş durumda. Önümüzdeki beş sezonun en az üç kupasını garantilemiş gibi görünüyor, fazlası da gelir. Bu kulüplerin çoğunun kadroları genç, dinamik ve altyapıya dayalı.
Bizde ise Fenerbahçe eski asbaşkanı Acun Ilıcalı’nın da dediği gibi, “büyük geliyoruz.”
Son üç yılın şampiyonu Galatasaray, iskelet kadroyu koruyarak yıldız oyuncularla takviye peşinde. Sane bu hedef içinde transfer edildi. Başka yıldızlar da gündeme gelecektir.
Sarı Lacivertliler ile birçok yıldız oyuncu için fiyat artırım rekabetine girecekler. Fenerbahçe, her zaman olduğu gibi sezona sil baştan başlama peşinde. Skriniar tarzı 5-6 yıldız oyuncu transfer edilecek. Ancak teklif götürülen oyuncuların yaş ortalaması 30’un üzerinde. Futbolu unutan Neymar ve EYT emekliliğine az kalan Kyle Walker için yoğun çaba harcanıyor. Yeni “futbol aklı”, şimdilik eskiyi aratmıyor.
Beşiktaş taraftarı ise tribünleri coşturacak yıldızlar istiyor. Serdal Adalı, “o günler geride kaldı” diyerek “ayağını yorganına göre uzat” anlayışıyla ilerleme peşinde. Ancak pahalı bir transferin yapılacağı da kesin, kaçış yok.
Asist analiz rakamlarına göre 2025 yayın gelirleri açıklandığında Avrupa ile aramızdaki fark çarpıcı biçimde ortaya çıkıyor:
Premier Lig: 1.8 milyar Euro
Bundesliga: 1.1 milyar Euro
La Liga: 1 milyar Euro
Serie A (İtalya): 930 milyon Euro
Ligue 1 (Fransa): 580 milyon Euro
Süper Lig: 150 milyon Euro
Premier Lig şampiyonu, Süper Lig’in tamamından daha fazla yayın geliri elde etmiş durumda.
Avrupa kulüpleri, devasa gelirlerine rağmen genç oyuncuları bulmak için ciddi mesai harcıyor. Para sıkıntısı olmayan Suudi Arabistan kulüpleri ise istediği futbolcuyu alabiliyor.
Biz ise, paramız olmamasına ve yıllardır süregelen borçlara rağmen menajer ağının tam ortasındayız. Futbolumuz, menajerleri zengin eden bir sisteme dönüşmüş durumda.
Bakalım, Jonathan David, Mitrović, Neymar, Bernardo Silva Brozovic gibi birçok isim spor manşetlerinde yer almaya başladı.
Kıyasıya rekabetin yaşandığı bu dönemde, olmayan dövizlerimiz bakalım hangi oyunculara ve kulüplere akacak?














