Daha kötüsü ne olabilir?

Yönetim, EuroLeague kupası gelince biraz nefes alırız düşüncesindeyken, gelen tepkiler artarak devam etmişti. Şampiyonluk sonrası Bağdat Caddesini karnaval alanına çeviren taraftarlar, futbol takımına olan tepkisini dün öğle saatlerinde yürüyüş yaparak ve sloganlar atarak göstermişti. Anlayışlı yönetimin, ana şalterin futbol olduğunu artık anlaması gerekiyordu. “Ama anlayışlı yönetim...”

Emniyet güçlerinin katılımının daha fazla olduğu Konyaspor maçı,istifa sesleri altında başladı ve sona erdi. Yaşanan olaylar sonrası bu maçları oynamak,futbolcular için de oldukça zordu.

İsmail, Fred ve Szymanski’den oluşan orta saha üçlüsünün olmayacağını, Portekizli hocanın 36. maç sonunda hâlâ anlamaması,takımını tanımadığını gösteriyordu. Tıpkı Talisca ve El-Nesyri ikilisinin olmayacağı gibi.

Konyaspor’un erken golü, tatile çıkmış gibi görünen oyuncuları kıpırdatmadı. Talisca bencil, El-Nesyri ise kendi etrafında dönerek sahada dolaşıyordu. Mourinho'nun vazgeçilmezi Szymanski ise gücü yettiğince şut çekmeye çalışıyordu.

Beğenilmeyen İrfan Can Kahveci dışında istekli bir oyuncu yok gibiydi. Sezon boyunca oyun planı Dzeko üzerine kuruluydu; hücum hattını yönlendiren Bosnalı olmayınca, ilk yarıda uzaktan şut denemeleri dışında ceza sahasına giren bir takım yoktu. Mourinho maç öncesinde, “Bugün kazanıp sezonu pozitif duygularla bitirmek istiyoruz,” derken, sezon boyunca – Avrupa maçları dışında – hangi pozitif duygulardan söz edilebilirdi ki?

İrfan Can’ın golünden sonra kendisi bile pozitif görünmüyordu. El-Nesyri attığı gol ise taraftarı ikiye bölmüştü,Bir yanda sevinenler, diğer yanda tepki gösterenler vardı.

Fenerbahçe, futbolda taraftarı üzen bir sezonu geride bırakmıştı. Gelecek sezonda takım yine sil baştan kurulacak gibi görünüyor.

O hâlde kamuoyunun başkan ve yönetime sorması gereken sorular şöyle olmaz mı?

“İstenmediğim yerde durmam,” dediniz mi?

Fenerbahçe siyasetten uzak olacak dediniz; peki, Ankara ile arayı iyi tutmak için Acun Ilıcalı'yı devreye sokmanız bu söylemle çelişmiyor mu?

Bakanların elinden tatlı yerken keyfiniz yerinde miydi?

Tarihinin en önemli maçlarından biri olan Galatasaray karşılaşması oynanırken kestiğiniz pastada mutlu muydunuz?

Yanınızdan ayırmadığınız, her sözünüzü alkışlayan Hakan Safi’yi ne olarak görüyorsunuz?

Ultraslan amigosu Erol Bilecik yönetimde yer almaya devam edecek mi?

Sizi eleştiren taraftarların kombinelerini bu yıl da iptal edecek misiniz?

Size yakın troll yorumculara, son sekiz yılın puanlarını hesaplayıp kendinizi şampiyon ilan etmeyi planlıyor musunuz?

2018’de söylediğiniz “Benim hayal ettiğim Fenerbahçe’yi siz anlayamazsınız” sözünün ne anlama geldiği, dün ikindi saatlerinde bir kez daha ortaya çıktı. Hayalleriniz ve gerçekleriniz...

Fenerbahçe için kötü günler sürüyor. Bu düşünceler, daha da kötü günlerin habercisi olabilir mi?

Vedalar büyük olmalı

İki sezonda; Džeko 99 maçta 46 gol,14 asist; Tadić 109 maçta 29 gol, 32 asist.

Camiada iz bırakan kaleci Volkan Demirel, beş Süper Lig, iki Türkiye Kupası, üç Süper Kupa şampiyonluğu yaşadı.

Plastik sandalye ve cam masa ile vedalaşılan Volkan sonrası, Tadić ve Džeko’ya mutfakta plaket takdimi, yontma taş devrinden cilalı taş devrine geçildiğini hissettiren bir veda olarak görüldü.

Yedi yıldır vizyonunu çözemediğimiz, part-time başkanlık yapan Ali Koç, yine kendine yakışır bir davranışla camiayı şaşırtmadı.

Džeko ve Tadić ise bu muameleye karşı açıklamalarında yönetime hiçbir şekilde atıfta bulunmadan, profesyonelce, futbol büyüklüğü göstererek veda ettiler.

Şahsım olarak ben de, bu ülke toprakları içerisinde kendilerini canlı olarak izlediğim için onlara (Hvala) diyerek teşekkür ediyorum.

YORUMLAR (7)
7 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.