Trabzon mu fethediliyor, Uğurcan mı transfer ediliyor?
Futbolda en sevindirici şey transfer; en zor şey ise dört büyük kulüp arasında yapılacak transferlerdir.
Ülke meselesinden daha fazla konuşulan konular arasında ilk sırada gelir. Özellikle bu, Fenerbahçe ile Trabzonspor gibi kavgalı iki takım arasında olursa... İşte böyle günlerden geçiyoruz.
Millî kaleci, İstanbul’a transfer olmak istiyor. Özellikle Fenerbahçe’ye… Memleketi, “Silahları çekmiş, kaptan bir yere gidemez” havasında. Giderse memleketsiz kalır, camiasız kalır.
Bunu söyleyen sadece taraftar değil; genç millî takım antrenörlüğü yapmış olan Tolunay Kafkas.Zaten hocalığı da büyük bir muammaydı. Bunu söyleyen kişi, “Memleketime sevdam” dediği takımı bırakarak Galatasaray'a transfer olmuş birisi.
Şimdi, iktidara yakın bir kanalda, “Uğurcan transfer olursa vatansız kalır, camiasız kalır” fikrini savunuyor.
Uğurcan Çakır’ın ağabeyi Necdet Çakır, Fenerbahçe'yi takip etmesine yönelik çıkan haberlere tepki gösterdi: "Ne gündem oldu, ben her takımı takip ediyorum”
Uğurcan Çakır, Fenerbahçe’ye transfer olmak için Trabzonspor yönetiminden kolaylık istedi.Bordo-Mavili yönetim, "Avrupa harici kolaylık yok" dedi.
Trabzonspor Vakfıkebirliler Grup Lideri Murat Günaydın: “Trabzonspor’un kaptanı olarak gitmesi benim için bir ihanettir. Her ne kadar kendi tercihini yapıyor olsa da, yanlış bir tercih yapıyor. Trabzonspor’u yürekten sevenler, bu transfer özelinde rakamları konuşmaz. Trabzon’un bir kültürü ve değeri vardır.” Tarih uzundur; çok uzağa gitmeye gerek yok. Stadına ismi verilen Şenol Güneş, Beşiktaş’ın teknik direktörlüğünü yaptı ve başarılar kazandı.
Selçuk İnan, Burak Yılmaz, en son Eren Elmalı _ en formda zamanlarında Galatasaray ile sözleşme imzaladılar ki ülkede ayaklanma olmadı.
Şimdi Uğurcan Çakır’ın günahı nedir? İstanbul’da yaşamak istemesi mi, yoksa Fenerbahçe’yi seçmesi mi?
Ülke gururunun vergi borcu varmış!
Ülkede futbol, artık gündemin üstünde gelişme gösteren bir alan. Kulüp başkanlığını geçtik; futbolcu olsanız, dokunulmazlığın var. Bir de büyük kulüpte oynamış, teknik direktörlük yapmış ve sisteme ayak uydurmuşsanız, çok farklısınız.
Arda Turan; geçmişi Galatasaray, sonrası Atlético Madrid, sponsorlarla Barcelona, ardından geçici olarak Başakşehir’de oynamış bir oyuncu. Havası, hareketleri Fatih Terim’i andırıyor. Neden Terim? Kendisi, açıklamalarında her zaman “Fatih Terim’i örnek alıyor, onun yolunda ilerliyorum” diyor. Çok uzun değil, hocası gibi Seçil Erzan konusunda mağdur olan kişilerden birisiydi — sözde…
Daha uzun zamana yayarsak: Silahla hastane basıp şarkıcıyı tehdit eden, uçakta babası yaşında bir adamı tokatlayan bir oyuncu. Gerçi hocası da arkasına aldığı desteklerle böyle haberlerle gündemden düşmemişti...
Shakhtar Donetsk ile yeni bir maceraya atılan Arda Turan için dün akşam saatlerinde önemli bir haber düştü. Eski millî futbolcu ve şu an Shakhtar Donetsk'in teknik direktörü olan Arda Turan, İspanya Gelir İdaresi'nin "en çok vergi borcu olanlar" listesine girdi.
İspanya Gelir İdaresi'nin 12. büyük borçlular listesi, 27 Haziran 2025 günü açıklandı. Bu liste, borç sınırının üzerinde yapılandırılmış ve ödenmemiş hesapları içeriyor.
Oysa Arda Turan, en son röportajında basına verdiği söyleşilerde, "Eyüpspor’da bütün hayalimi gerçekleştirdim. Teknik direktör olarak Şampiyonlar Ligi’ni, Ukrayna Ligi’ni, La Liga’yı, UEFA kupalarını kazanmak istiyorum. Gerçekten taktiğime ve sistemime güveniyorum. Oyuna güveniyorum ve gelişimi sürekli takip ediyorum. Kendime ait fikirlerim var, kopyala-yapıştır yapmam." demişti.
Savaşın bir an önce bitmesini isteyen söyleşilerle dolu bir röportaj vermişti.
Sonuca dönersek: Arda Turan şimdi bu haber ile gündemde. Ülkemizde vergi borcu konusu çok fazla gündem yaratmasa da, İspanya bu konuda oldukça dikkatli. Öncesinde Messi, Ronaldo gibi oyuncular bu suçlamalar için hâkim karşısına çıkarıldı. Arda Turan için de böyle bir suçlama olursa, o da hâkim karşısına çıkar mı?
