İnsan önce kendi dönemine bir bakar? Benim zamanımda neler oldu, kim kazandı-kim kaybetti ve bu süreçte ben ve kurumum ne gibi işler yaptı?
Sermaye piyasalarının gelişmesi için yapmadığım mücadele kalmadı. Ve tacımı da 2006 yılında 15 günde 11 lot işleme 3 yıl hapis cezası yiyerek almış oldum.
Bu ceza benim için adeta bir gururdur. Susmam isteniyordu...
***
Cumhuriyet Gazetesinden Emre Deveci imzalı haberden birkaç cümle:
“İşgücü anlaşmaları ile Avrupa’ya göç eden yaklaşık 250 bin Türk asıllı işçinin dini ve milli duyguları sömürülerek Türkiye’ye dönme hayaliyle biriktirdikleri yaklaşık 25 milyar Avro’nun ellerinden alındığını hatırlatan avukat Acun Papakçı, sadece Kombassas’ın 1.75 milyar Avro topladığına dikkat çekti.
Düzenlemeyle devlet Kombassan’ın tahsil ettiği 5 milyar Avro’dan fazla tazminat ödeme riski ile karşı karşıya bırakılmaktadır” uyarısında bulundu.”
Pardon ama kaç milyar mark veya Avro tahsil etmiş Kombassan? Daha burada mutabık kalınamıyor.
Acaba 1,75 milyar Avro’nun faizi işleyince mi 5 milyar Avro oluyor?
Ya da tüm yeşil sermayeli -dolandırıcı- holdinglerin topladığı 25 milyar Avro... Ödemeler dengesinde böyle bir para gelmiş mi ülkeye?
Kısaca rakamlar havada uçuşuyor ama açıklama yapan avukat tutturmaya çalışmış.
***
“Düzenleme geçtiğinde bu şirketlerin ortaklık yapısının belirsizleşeceğini, artık şirketlerin Borsa’da işlem görmesinin mümkün olmayacağını, gerçekleşmiş ve gerçekleşecek genel kurulların tartışmalı hale geleceğini...”
“Kombassan’ı milyarlarca TL tazminat ödemekten kurtarmayı hedefleyen kanun teklifi TBMM’ye 24 Ekim’de sunuldu ancak şirketin hisse değeri 14 Ekim’de hızla artmaya başladı ve 14 Ekim-6 Kasım tarihleri arasında yüzde 124 gibi olağandışı bir oranda yükseliş kaydetti.”
Bak yine anlamadım...
Düzenleme ile ortaklık yapısı belirsizleşecek deniliyor ama diğer yandan da sanki suçmuş gibi düzenleme ile hisse değeri kısa sürede yüzde 124 değer kazandı da deniliyor.
Hisse değeri demek, hissedarların hissesi demek. Kısaca isteyen hissedar bu düzenleme etkisi ile yüzde 124 değer kazanan hissesini satabilir. Düzenleme öncesi 650 milyon TL olan şirketin değeri 1 milyar 468 milyon liraya çıkıyor. Sadece düzenlemenin adı bile ortakların hisselerine 820 milyon lira kazandırmış.
***
Şirketin bilançosunda öz sermaye 1 milyar 650 milyon TL. Yani 260 milyon Avro...
Eeee, ne olacak bu kadarcık para? 5 milyar Avro isteyenlerden kime yetecek? Dava açan 2-3 bin ortağa mı, yoksa tasfiye edilip tüm ortaklara ne düşüyorsa eşit mi dağıtılacak?
Ama yok, dava açan 2-3 bin ortak parayı alsın, geride kalan 70 bin ortak seyretsin mi? Yoksa onlarda mı dava açsın? Ya da geride kalanın parası batsın mı?
Yok yok en iyisi tasfiye edilsin. 4 binin üzerinde çalışanı da hiç düşünmeyelim. Onlarda aileleri ile birlikte yeni bir iş ve hayat baksınlar kendilerine...Ya da işsizler ordusuna katılsınlar. Zaten yeşil sermayede çalışmıyorlar mı?
***
Ben buna benzer mantığı Uzel Traktör olayında gördüm. SPK adeta film seyretti o dönemde. Ortaklar mağdur edildi ama asıl 2 bin 200 işçi mahvedildi. Hala paralarının peşinde koşuyorlar.
O dönemde işçi sendikaları olan Türk-Metal bile beni Yeni Şafak Gazetesinin önüne gelerek protesto etmişti. Neymiş efendim, işçilere nasıl sahip çıkarmışız.
İşçiden toplanan paralar ile TV’ler kur, oteller kur, kumarhaneler kur ama işçinin hakkını savunan gazeteciyi sustur.
Mantık aynı...
Bir türlü iflah olunmuyor. Sermayeyi renge ayırmak, insanı kılık kıyafete ayırmak, işçiyi sömürülecek kaz sanmak ama sözde sosyal adaletçi olarak dolaşmak.
***
Para toplayıp batanlar veya dolandıranların peşine, yaşayanların peşine düşüldüğü kadar düşülmüyor. Zaten 28 Şubat sürecinde başta Petlas ve finans kurumu olmak üzere ciddi bir mal varlığı elinden alındı Kombassan’ın. Kalan parayı çalıştırmak, üretim ve iş yaparak ortaklara değer kazandırmak ve kayıpları bir nebze de olsa telafi etmek düşünülmüyor.
Davası alınan birkaç bin ortak uğruna nasılsa rengi de yeşil olan sermayenin canı çıksın yeterli.
Ama çalışanların rengine hiç bakmayalım, olur mu? Onların ne önemi var ki?
Ya çözüm!
