Alman hükümetinden çifte vatandaşlık müjdesi
Almanya’daki Türk vatandaşlarının çok uzun yıllardır haklı bir beklentileri vardı.
Çifte vatandaşlık…
Almanya en başından beri Türklere “Gastarbeiter” (misafir işçi) olarak baktıkları için maalesef bir çifte standart uyguluyordu.
Örneğin 1961’de başlayan işçi göçü sürecinde İtalya, Portekiz gibi başka ülkelerden de işçiler alınmıştı. Ancak o işçiler için aile birleşimi söz konusuyken Türk işçiler için aile birleşimi 10 yılı aşkın bir süre sonra gerçekleşti. Bu durumun temel nedeni olarak işçilerin geçici olarak geldikleri öne sürülse de bu durum Almanya’daki Türk işçiler tarafından hep kendilerine yapılan bir haksızlık olarak algılandı.
21 Mayıs 1999’da onaylanarak 1 Ocak 2000 tarihinde yürürlüğe giren ve kan bağı esasına dayanan eski yasayı bir ölçüde değiştiren düzenleme Türk vatandaşlarının vatandaşlık alabilmelerine olanak sağladı.
Neredeyse 30 yıl boyunca vatandaşlık alamayan bir toplum için bu büyük bir gelişmeydi doğrusu…
Ancak çifte vatandaşlık istisnai durumlar dışında söz konusu değildi. Nitekim eğer Alman vatandaşlığına geçmek istiyorsanız, birincil vatandaşlığınızdan feragat etmeniz gerekiyordu.
Aslında bu konuda en umut verici vaatler 1998 Genel Seçimleri öncesinde verilmişti. Sosyal Demokratlar ve Yeşiller seçim süreci boyunca çifte vatandaşlığın mümkün olacağını vaat etmişler ve bu durumun yabancı kökenlerin entegrasyonuna katkı sağlayacağını ifade etmişlerdi.
O dönemde bu tartışmalar muhafazakar partiler tarafından çok sert tepkiler aldı.
Hatta Hessen Eyalet seçimlerinde CDU (Hristiyan Demokrat Parti) adayı Roland Koch “Çifte Vatandaşlığa Hayır” sloganıyla bir imza kampanyası başlattı ve seçimlerin favorisi olmamasına rağmen az farkla da olsa seçimi kazandı.
Bu beklenmedik zafer Sosyal Demokratlar- Yeşiller koalisyon hükümetinin çifte vatandaşlık vaatlerini gündemden düşürmesine neden oldu. CDU’nun çifte vatandaşlığa karşı savunduğu tez “Bir kişinin tek bir anavatanı olur” gibi sığ bir düşünceyi arkasına alıyordu.
İlginçtir bu tartışmalar genel olarak Türkler üzerinden yürütülüyordu ve “Olası bir Almanya-Türkiye savaşında bu kişilere nasıl güveneceğiz?” e kadar giden sorular soruluyordu. Fakat ne gariptir ki, tarih boyunca savaştıkları Fransa’nın vatandaşlarının çifte vatandaşlık almaları konusunda böyle bir kaygı ifade edilmiyordu. Bu durum elbette Türkler tarafından fark ediliyordu ve bunun aslında bir kültürel dışlama olduğunu düşünüyorlardı.
İşte uzun yıllar süren bu tartışmaların artık sonuna gelindi ve Alman Federal Meclisi vatandaş olma süresini kısaltan ve çifte vatandaşlığın önünü açan yasa tasarısını kabul etti. 2 Şubat'ta Federal Konsey, eyalet temsilcileri tarafından toplanacak ve gündemlerinde yasa tasarısının onaylanması bulunacak. Bu aşamadan sonra Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'in onayı ile yasa Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Çoğu uzman artık buradan dönüşün olmadığını savunuyor.
Umarım öyle olur.
Yıllardır süren hak arayışı da sonuca ulaşmış olur.
Çifte vatandaşlık gerçekleşirse iki ülke içinde belki de 1 milyona yakın yeni seçmen ortaya çıkacak. Bu noktada CDU ve AFD’nin bu tasarıyı engelleme isteği de gayet anlaşılabilir.
Nitekim Alman vatandaşlığına geçmiş Türkler, göçmenler genelde hep SPD’ye oy veriyor.
Beğenerek takip ettiğim gazeteci Oktan Erdikmen’in dediği gibi belki de son iki yıldır oylarında büyük erime yaşayan SPD’nin bu hamlesi kendilerini tekrar güçlü bir konuma getirebilir.
NE GRİPMİŞ ARKADAŞ
Kimi görsem, kimle konuşsam herkes hasta.
Kimi Corona oldum diyor kimi Influenza A oldum diyor.
Ve haftalarca iyileşemiyorlar.
Ben de onlardan biriyim aslında…
3 hafta önce çok ağır geçen bir grip atlattım. Ateş, halsizlik, akıl almaz derecede şiddetli öksürük derken Maltalı doktor “Infleanza A’sın sen” dedi ve ilaç verdi.
Neyse bir buçuk hafta sonra toparladım. Almanya’ya taşındım. 15 dereceden -5 dereceye geldim, hava değişimi derken tekrar hastalığım nüksetti. Ki kendime de iyi bakarım, vitaminlerimi, takviyelerimi aksatmam.
Sonuç olarak 3 hafta önceki kadar olmasa da yine de eklemlerimi yerinden oynatan öksürükle ara ara nükseden ateşle boğuşuyorum.
Yeni dönemin gribi böyle oluyor herhalde.
Aman herkes dikkat etsin…
Bol bol C vitamini alın, kendinize iyi bakın…