Dünyanın en yüksek 4. enflasyonu
Trading Economics Mart Ayı enflasyon analizini görünce utandım ve çok sinirlendim.
Dünyanın en yüksek 4. Enflasyonuna sahip bir ülke Türkiye. Bu utanç verici bir şey. Türkiye gibi kaynakları olan, jeopolitiği olan bir ülke için kabul edilemez bir durum. Türkiye gibi bereketli toprakları olan bir ülke olarak utanç verici.
Lütfen aşağıdaki listeye bakın.
3 yıldan fazladır çift hanelerle ilerleyen enflasyon verilerinde ekonomisiyle, yaşam şartlarıyla alay edilen, küçük görülen Afrika ülkelerini geride bıraktık. Hatta bu korkunç listede geçen aya göre enflasyonlarında düzelme görülen ülkelerin sayısı 6 iken, enflasyon oranı yükselen ülke sayısı bizimle birlikte 3.
Nereden bakarsanız bakın rezalet.
Buna sebep olan iktidar üyelerinin halen ülkeyi yönetiyor olması da halkımızın problemi açıkçası.
Bakın bu listedeki ülkelerin çoğunluğunda katı diktatörlük var. Türkiye dışında demokratik diyebileceğimiz iki ülke diyebileceğimiz Arjantin ve Lübnan’da da bir arayış söz konusu. Diğer ülkeler ya iç savaş halinde ya da ciddi siyasi krizlerle boğuşuyorlar.
Örneğin 13 Eylül’de yazdığım yazıdaki verilerde görüldüğü şekilde bizden daha yüksek enflasyona sahip olan Zimbabwe 2017’den beri siyasi ve ekonomik krizlerle boğuşuyor. 32 yıldır ülkeyi yöneten Mugabe darbeyle indirildi. Yerine kurulan hükümet kronikleşmiş sorunlarla boğuşuyor. Ancak aradan geçen aylarda enflasyonu düşürmeyi başardılar. Bizden daha iyi durumdalar.
Lübnan 1 buçuk yıldan fazladır cumhurbaşkanı seçemiyor. Sudan’da iç savaş kan dökmeye devam ediyor.
Bizim ülkemizde çok şükür bu tarz felaketler yok. Ancak biz bu ülkelerin hepsinden farklıyız. Nitekim Türkiye’de tüm bu ekonomik krizin tek sorumlusu olan, tüm yetkileri elinde barındıran kişi Recep Tayyip
Erdoğan ve onun genel başkanı olduğu AK Parti ilk seçim yenilgisini aldığı 31 Mart Yerel Seçimlerinde bile yüzde 30’dan fazla oy aldı.
İşte tüm dünyadaki siyaset bilimcilerinin anlam veremediği tam da bu.
Bu kadar başarısız bir iktidar demokrasi kültürü oturmamış ülkelerde bile al aşağı edilirken nasıl oluyor da Türkiye’de insanlar bu partiye oy vermeye devam ediyorlar?
“Cahil bu halk” diye işin içinden çıkılacak bir mevzu değil bu.
Burada sistematik bir beyin yıkama söz konusu.
Tüm büyük medya kuruluşlarını, hatta bırakın onu devletin kanalı TRT’yi kendi reklam ajansı gibi kullanan iktidar ülkenin başına gelen her türlü müsibeti başkalarının bize oynadığı oyunlar olarak o kadar istikrarlı ve kendinden emin şekilde anlattırdı ki halkın büyük bölümünün bilinçaltına işlendi artık bu saçmalıklar.
Neyse dönelim bu enflasyon lanetine...
Başta Erdoğan olmak üzere vatanını, milletini birazcık seven tüm devlet yetkilileri enflasyonu düşürmek için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmalılar.
Kamudaki akıllara durgunluk verecek israfın önüne geçmek için devlet bir karar almalı ve işe makam araçlarından başlanmalıdır.
Görgüsüz gösteriş devlet malını israf etmek kapsamında değerlendirilip suç statüsüne sokulmalı.
Ekonomist değilim. Enflasyon nasıl düşer sorusunun cevabını direkt olarak veremeyebilirim ama işte zaten sorun da bu ya.
Uzman olan insanların verdiği reçetelere uymak zorunlu olmalı.
Ekonomi Bakanı Şimşek sömürge valisi gibi “yerel halk” tan bahsedeceğine ıskakoz yemeği seven
Maldivlerden aşağı tatile gidemeyen arkadaşlarını durdurmalı önce.
Acı reçete halktan önce Ak Partili siyasetçilere çıkmalı.
Yoksa biz aynı şeyleri konuşmaya devam eder, bu listede liderliği kimselere bırakmayız evelallah.
BİLGE YILMAZ SONUNDA İSTİFA ETTİ
Ben kendisini İsmail Küçükkaya’nın programında Türkiye’deki ekonomik krizi anlatırken gözyaşlarına boğulmasıyla tanımıştım. Bana göre İyi Parti’nin içindeki en kariyerli, entelektüel kişi Prof. Dr. Bilge Yılmaz’dı.
Boğaziçi ve Princeton’da aldığı eğitim sonrasında Amerika’da büyük şirketlerde çalışan ve hatta Amerikan Merkez Bankası’na da danışmanlık veren Yılmaz İyi Parti’de de kritik roller üstlenmişti. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin akabinde partisine ve parti lideri Meral Akşener’e yönelik eleştirileri başlamıştı.
31 Mart Yerel Seçimleri’ndeki hezimet sonrası Meral Akşener’i istifaya davet eden ilk kişi de Yılmaz olmuştu.
Sonuç olarak dün itibariyle Bilge Yılmaz X platformundan paylaştığı uzun mesajla birlikte İyi Parti’den istifa ettiğini ve başka bir çatı altında siyaset yapmaya devam edeceğini duyurdu.
Yılmaz’ın ilk siyasi deneyimi eski İç İşleri Bakanı Sadettin Tantan’ın Genel Başkanı olduğu Yurt Partisi olmuştu. 2002 Yılında Yurt Partisi Parti Meclisi’nde yer almıştı.
Nitekim sağ tandanslı tercihlerde bulunan Yılmaz’ın yeni adresi neresi olur yakında göreceğiz ama ben
CHP’ye geçme ihtimalini biraz daha yüksek görüyorum.
ÜÇ CİSİM PROBLEMİ
Geçtiğimiz günlerde size bir dizi önermiştim. Netflix projesi olan Üç Cisim Problemi gerçekten de son yıllarda izlediğim en başarılı, insanın zeka sınırlarını zorlayan dizilerden biri.
O yazıyı yazdığımda son iki bölümü izlememiştim.
Şimdi ilk sezonu bitirmiş biri olarak yazıyorum ve şaşkınım.
Merak etmeyin spoiler vermeyeceğim ama Çinli bir yazarın yazdığı bir romanın Amerikalı, İngiliz ve Çinli kişilerden oluşan bir senarist grubunun üzerinde çalıştığı senaryosunda dünyayı kurtaracak kişilerden biri olarak neden Rakka’da İŞİD’e karşı savaşmış bir peşmerge kadın gösterilir anlayamadım.
“Kadın bir savaş kahramanı” gibi ifadeler dikkat çekici.
Lobicilik konusunda el arttırmışlar belli ki.