AB’nin mülteci vizyonu: Bitkisel hayattan dönüş var mı?

Avrupa Birliği fikrinin öncüleri, muhtemelen bugün kıtanın karşı karşıya bulunduğu çapta bir mülteci krizini öngörmemişlerdi. Yine de bu, birliğin kriz karşısındaki çaresizliğini mazur göstermiyor.

AB, savaşları önleme ve ekonomik krizleri yönetmek gibi konularda beceri sergilerken sığınmacılar konusunda yetersiz kalmaktadır. Türkiye’de 2 milyon 750 bin göçmen bulunuyor. Avrupa’ya ulaşanların sayısı ise 1,5 milyona yaklaşıyor.

Önceki gün yapılan Türkiye-AB zirvesi bazı üyelerin hala sorumluluğu büyük devletlerin üzerine atarak kurtulabilecekleri hissiyatı taşıdıklarını gösterdi. Bu, kesinlikle akıllıca bir yaklaşım olmaz. Evet, mülteci krizi an itibariyle Türkiye’yi daha çok etkilemekte ama herkes biliyor ki yalnızca an itibariyle. Çözüm gecikecek olursa birlik üyesi 28 ülkenin tamamına yakını, bugünküyle kıyaslanamayacak bir problem yaşayacak. Şu halde Avrupa için yönetilebilir, Türkiye için de tedirginliği giderici bir çözüm kaçınılmazdır.

Bu açıdan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun birliğe önerdiği plan sadece daha iyi bir çözümü değil, AB’nin bir türlü bulamadığı vizyonu da temsil ediyor. Türkiye bir anlamda AB’ye “Karşı karşıya bulunduğunuz sorun 3 milyar Euro vererek rahat uykuya dalabileceğiniz kadar önemsiz değil” demiş oldu. Dahası, sorunun sadece maddi yardımla çözülebilir olmadığını gösterdi. Sonuçta Türkiye, açık kapı politikası ilan ederken AB’den yardım almayı ummuyordu.

Avrupa Birliği şimdi düşünüyor. Düşünürken, birliğin bitkisel hayattaki vizyonunu ayağa kaldırmanın önemini de ihmal etmemeleri isabet olacaktır

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum