Bu faiz gerçek faiz
Yabancı yatırımcı veya kreditörlerin en çok sordukları soru: Acaba Türkiye, borçlarını ödeyemez hale gelecek mi?
Türkiye’nin yakın bir zamanda tıkanacağı ihtimalini ciddiye alanlar, alacaklarını sigorta ettirmek istiyorlar.
Sigortacıya gittiklerinde, sigortacı onlara “beş yıllık alacağınız için yıllık %9 prim (CDS 900) isterim” diyor.
Bazı alacaklılar, bu fahiş sigorta primine bile razı oluyor; ödüyor ve beklemeye geçiyorlar.
Bazılarıysa, “ben akşamları rahat yatmak istiyorum” diyor ve sigorta işine hiç girmiyor; elindeki Türk varlıklarının tamamını zararına satıyor. Şu anda ikinci el piyasalarında Türk Euro Bondlarının yıllık faizi %11’i geçmiş durumda.
Bazıları da “benim Türkiye’deki riskim, toplam riskimin %2’si, %3’ü kadar” diyor ve hiçbir şey yapmadan beklemeye geçiyor.
Türkiye, her zaman bu kadar kötü algılanan bir ülke değildi, mesela başkanlık sisteminden hemen önce, Mart 2018’de CDS oranı %168’e (%1,68) kadar düşmüştü; keza, Naci Ağbal döneminde, Ocak 2020’de de bu oran %240’tı, (%2,4).
Ne oldu da her şey bu kadar kötüye gitmeye başladı?
BU DIŞ BORÇLAR BİR GÜN BİZİ BATIRACAK BAŞKANIM
Türkiye’nin dış borçları 450 Milyar dolardır.
Bir ülkenin dış borçlarına yüksek veya düşük demek için kullandığımız ölçü, dış borçların GSYH’ye oranıdır. Türkiye’de bu oran Mart 2022 itibarıyla, (450/794)=%57’dir.
%57’lik borç oranının, yüksek bir borç olup olmadığını da, emsal ülkelerle mukayese ederek anlayabiliyoruz.
Türkiye, gelişmekte olan emsal veya akran ülkeler arasında borcu en yüksek ülkedir. (Dış borç/GSYH: Türkiye %57, Brezilya’da %42, Hindistan’da %19, Endonezya’da %35, Meksika’da %34 ve Güney Afrika’da %41’dir)
Yabancılar bir ülkeye borç verirken veya yatırım yaparken, baktıkları en önemli gösterge söz konusu ülkenin sahip olduğu döviz rezervidir.
Yabancı yatırımcılar veya borç verenler, paralarını alıp çıkmak istediklerinde, piyasalarda bol ve ucuz döviz olmasını isterler. Bunun için de ilgili ülkenin Merkez Bankasının Brüt Döviz rezervlerine bakarlar, rezerv bolsa yani ülke dövize çok muhtaç değilse gelirler, rezerv yetersizse uzak dururlar.
Türkiye’nin (ülke swapları hariç, altın dâhil) rezervlerinin toplam miktarı yaklaşık olarak 80 milyar dolardır.
Yani altın dâhil brüt döviz rezervlerinin, Türkiye’nin dış borçlarına oranı: (80/450=) %18’dir.
Verdikleri reyting notlarına bakılırsa, yabancıların bir ülkeye korkusuzca girmek için beklediği brüt döviz rezervi oranı %35 ve üzeridir; %18 kabul edilemez bir orandır.
Acaba akran ülkelerde döviz rezervlerinin dış borçlara oranı yüzde kaçtır?
Bakalım.
Türkiye %18, Hindistan %92, Brezilya %52, Meksika %43 ve Güney Afrika %38 ve Endonezya %34.
BETERİN BETERİ
Türkiye’nin bu “üç çok kötü veri”si bile, ülkenin batacağının garantisi değil, ülke, önümüzdeki dönemde herkesin makul bulacağı öngörülebilir politikalar uygularsa…
Soralım: Acaba önümüzdeki dönemde, Türkiye’de uygulanacak para ve maliye politikaları, döviz rezervini artıracak mı yoksa azaltacak mı?
Doğrusu bu soruların cevabını değil yatırımcılar, başta TCMB başkanı dâhil, ekonomi yönetiminin bütün bileşenleri bilmiyor, bilmiyor ve bilmiyor.
Verileri berbat, yönetimi liyakatsiz ve geleceği öngörülemeyen bir ekonomiye yatırım yapılır mı ya da kredi verilir mi?
Önümüzdeki dönemde kredi veren yabancılar ile kredi alan Türk kurum yetkilileri arasında şu şekilde bir diyaloglar geçebilir.
(YY: Yabancı Yatırımcı, BT: Borçlu Türk)
YY: Borcunuzu zamanında ödeyebilecek misiniz?
BT: Elbette fakat biz ödemeyi değil uzatmayı tercih ediyoruz.
YY: Bizim yönetim Türkiye’den çıkmayı düşünüyor.
BT: Fakat biz faiz oranlarını da piyasa şartlarında artırmayı kabul ediyoruz, böylece çok iyi kazanacaksınız.
YY: Nedir öneriniz?
BT: Malum bu kredinin faizi %5’ti, biz bu defa size %9 öneriyoruz.
YY: Şu anda ikinci elde Türk Euro Bondlarının faizi %12. Bize %14 önerirseniz, belki yönetimimiz alacağın yarısının vadesini uzatabilir.
BT: Fakat biz vadeyi 5 yıldan dört yıla düşürmeyi öneriyoruz.
YY: Vade üç yıl olursa yönetimimiz alacakların yarısını %12 faizle uzatabilir.
BT: Bizim için uygundur. Uzatalım lütfen.
Borcunun hiç olmazsa yarısını uzatabilen borçluların, şanslı, addedileceği Eylül ayı başlamak üzere.