Kur ve sermaye kontrolleri

Aslında Türk Hazinesi, ilk sermaye kontrolüne usulsüz olarak “128 milyar dolar”ı satarak başlamıştı.

Yabancı bankaların swap limitlerinin iptali, 128 milyar doların satılması kararının mütemmim cüzüydü.

Derken Aralık 2021’de Kur Korumalı Mevduatla (KKM) kurlara sert bir şekilde müdahaleye devam edildi.

Yetmedi TCMB, ihracatçılardan dövizlerinin %40’ını TCMB’ye satmalarını şart koştu.

Bu dönemde, TCMB’nin Hazine ve kamu bankaları üzerinden, tabir caizse, kaçak bir şekilde döviz satışı neredeyse hiç durmadı.

Geçen hafta BDDK’nın 15 milyon TL karşılığı dövizi olan bazı firmalara kredi verilmesini sınırlandırmaya yönelik kararı, bardağı taşıran son damla olabilir.

Bu noktaya nasıl gelindi?

Her şey Eylül 2021 tarihinde %19 olan TCMB faiz oranının birkaç ay içinde %14’e düşürülmesiyle başladı.

Faiz oranları indirildikçe enflasyon yükseldi ve enflasyon yükseldikçe TL kredi imkânları arttı. Bu çelişkide fırsat gören firmalar da TL kredileri artırdılar.

Eylül sonundan Mayıs ayına kadar geçen 8 aylık sürede üretici fiyatları enflasyonu (ÜFE) %109 artmış.

Hazirana kadar geçen sürede, şirketlerin aldığı ilave kredi tutarı rekor kırarak 1,250 Trilyon TL’ye yükseldi.

Bu ballı börek uygulamadan yararlanmak isteyen şirketler aynı dönemde, 18 milyar dolarlık döviz kredisini kapatıp TL’ye geçtiler.

Bu dönemde ortalama ticari kredi faizi oranı da %21,3 olmuş. Yani TL krediye ulaşabilen şanslı şirketler, aldıkları TL krediler sayesinde inanılmaz derecede yüksek kârlar elde ettiler.

2021 Mayıs ayında tahsil edilen geçici kurumlar vergisi 24,8 milyar TL’ken, bu yıl, bu rakam 148,3 milyar TL’ye yükselmiş.

Artış oranı %598 olmuş.

Bu kadar yüksek kâr oranının en az beş sebebi var: 1) Ucuz ve bol TL kredi, 2) yüksek enflasyon oranı, 3) yüksek kur artışları, 4) emtia fiyatlarındaki astronomik artış ve 5) güçlü iç ve dış talep.

Bu beş olgu hükümetin gelirlerini de patlattı: Gelir ve kurumlar vergisine ilaveten, gümrükte alınan vergilerin de (GV, KDV ve ÖTV) matrahı arttı; bu sayede bütçe alınan vergilerle doldu taştı.

(Gelir ve gider tahminleri aşılınca, hükümet, TBMM’ye ek bütçe teklifi sundu. Bu teklif, hem bütçe gelirlerinin hem de bütçe giderlerin 1,080 Trilyon TL aşılacağını öngörüyor.

Yani bütçe gelirleri 1,473’ten 2,553 Trilyon TL’ye ve bütçe giderleri de 1,750’den 2,830 Trilyon TL’ye yükselecekmiş.)

Fakat Hükümet, alınan bu ucuz TL kredilerin bazı firmalar tarafından istismar edildiğini düşünüyor.

Kredilerin imalat ve istihdam için değil, altın ve döviz biriktirip ek gelirler elde etmek için alındığını ima ederek BDDK üzerinden bazı sınırlamalar getirmeye başladı.

Bir yanlışı başka bir yanlışla çözmeye çalıştı.

Oysa bu aşamada, faizleri artırıp makro ihtiyati tedbirler alması gerekirken, cezalandırma anlamına gelebilecek düzenlemeleri tercih etti ve yanlış yaptı.

Döviz bulunduran şirketleri ucuz TL kredilerden mahrum bırakma ve kendisine yardımcı olmayan bankaları tehdit etmek anlamına gelecek kararlar aldı.

Hiçbir hükümet, sermaye kontrolleri ve kura müdahalelerin doğruluğundan tam emin olamıyor, bir yap-boz durumu oluşuyor; bu yüzden sık sık alınan kararlar tashih edilir ve kurda kontrol sağlamak amacıyla çıkılan yolda, kontrol elden kaçar.

Yeni uygulamalar ne olabilir?

Örnek: İlaç ithalatçısına ayrı, hammadde ithalatçısına ayrı, makine ithalatçısına ayrı, yurtdışında okuyan öğrenciye ayrı, Hacc’a gidecek vatandaşa ayrı, tatile giden vatandaşa ayrı bir kur verilebilir.

Yurt dışı seyahatlerini zorlaştırma, kredi kartıyla yurt dışından mal almayı yasaklama, yurt dışına sermaye çıkarılmasını engelleme, bazı ürünlerin ithalatını tamamen yasaklama vs. vs.

Bunlara ilaveten, turizm geliri olana yüksek, sanayi ürünü ihraç edene daha yüksek, tarımsal ürün ihraç edene en yüksek ve maden ihraç edene en düşük kur vermek vs. gibi.

İktidar partisi destekçilerine ithalat lisansı, muhayyel muhaliflere sınırlama, yasak vs.

Gidişatı düzeltme adına alınan her kur ve sermaye kontrol kararı, işleri biraz daha bozar; bu, denenmiş ve bilinen bir olgudur; uygulamaya mecbur kalanların zevali kesindir.

Velhasıl kur ve sermaye kontrol sürecine giren ekonomiler sadece rezil olur.

YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum