Devrim, dava ve hukuk

Anayasa Mahkemesi, Can Atalay’ın tutuklu bulundurulmasının hak ihlali olduğunu ikinci defa tespit etti ve açıkça tahliye edilmesi gerektiğini belirterek 13. Ağır Ceza Mahkemesine karar metnini tebliğ etti.

13. Ağır Ceza’nın derhal tahliye kararı vermesi, Atalay’ın TBMM’de yasama görevine başlaması lazım.

13. Ağır Ceza Mahkemesi topu taca atmak için artık Yargıtay’ı adres gösteremez… Yargıtay 3. Ceza Dairesi “ben yetkiliyim” diyemez.

Yargıtay Başkanı, AYM’yi “yetkisini aşıyor, ikinci Yargıtay gibi davranıyor” diyerek suçlamaya devam edemez.

Adalet Bakanı, “Anayasa’ya göre Yargıtay da yetkili, AYM de yetkili, Anayasa’da çelişki var” diyerek partisinin “yeni anayasa” politikasının propagandasını yapamaz.

Neden mi? Anayasa’nın 158. Maddesi çok açık da ondan:

Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.”

SİYASET VE HUKUK

Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediklerini hatırlıyorsunuzdur:

Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri anayasadır, yasalardır. Ancak mevcut anayasamız ve yasalarımız, bu konuda yetersiz kalmaktadır." (10 Kasım 2023)

Buradan hareketle Erdoğan iki sonuca varıyor; biri kendisinin hakem olması, öbürü “sivil anayasa” söylemi…

Yanlış bilgi verilmiş… Yetki tartışmalarında “anayasa yetersiz kalmakta” değildir. 158. Maddeye göre yetki Anayasa Mahkemesi’nindir

Konu ceza davası olduğu için “asıl yetkili Yargıtay’dır” sözü aşırı genellemedir. Adli hukuk bakamından asıl yetkili Yargıtay’dır, insan hakları denetimi bakımından asıl yetkili Anayasa Mahkemesi’dir.

Hukuki durum bu kadar açıktır. Hukuk öğrenimi olmayanlar siyasi kanaatlerine göre fikir geliştirebilirler. Fakat hukukçuların, bu kadar net bir konuda ters fikirler geliştirmesinin sebebi siyasete öncelik vermeleridir.

Bizde her devirde siyaset hukuktan üstün oldu. Bu yüzden hem toplumda genel kültür düzeyinde bir hukuk bilinci gelişmedi, hem devlet hayatında hukuk tarafsız ve bağımsız bir “üstün norm” haline gelemedi. Bunun tarihi sebepleri var…

TARİHÎ SEBEPLER

İmparatorluk yıkılırken “devleti kurtarma” fikri elbette ağır basacaktı. Hukuka da bunun aracı olarak bakılacaktı. Dünyada da böyle oldu.

Devrim”ler zaten ihtilal dönemleridir. Mustafa Kemal Paşa’nın 1923’teki ifadesiyle “inkılabın kanunu mevcut kanunların üstündedir.” Cumhuriyet “kuvvetler birliği” ile kuruldu. Nesiller bu fikirle yetiştirildi. Kuvvetler ayrılığına dayalı yeni bir anayasa yapma fikri 1949’da gündeme geldiğinde Celal Bayar bunu reddetti! 1960 başlarında Demokrat Partililer kuvvetler birliğini savunurken 1925 tarihli Takriri Sükûn Kanununu emsal gösterdi!

Sonraki sağ iktidarlar “kalkınma”ya haklı olarak çok önem verdiler fakat formasyonlarında hukukun üstünlüğü aynı öneme sahip değildi. AB süreci gibi etkenlerde Türkiye’de hukuk devleti yönünde reformlar yapıldı.

Cumhuriyet başarılı bir şekilde teknokrat kadrolar yetiştirdi, bu sayede orta gelişmişliğe ulaştık. Fakat hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı fikri cumhuriyet eğitiminde ve siyasi kültüründe yeterince yer almadı.

GELİŞMİŞ ÜLKE OLMAK

Kuvvetler ayrılığını “ayak bağı” sayan Ak Parti iktidarının, otoriter CB sistemini getirmesi sürpriz değildir! Bugün de “AİHM kararları bizi bağlamaz” gibi, “AYM yanlışlarını devam ettiriyor” gibi beyanlarla siyasetlerini hukuktan üstün tutuyorlar.

Marksist sol için hukuk zaten “üst yapı”dır, üstün değildir. Siyaseti sınıf kavgasına indirgemek özünde totaliter bir ideolojidir. Rahmetli Mehmet Ali Aybar kuvvetler ayrılığını ve hürriyet fikrini savunurken bunları “burjuva” diye reddetmenin yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyordu TİP’lilere. (M. A. Aybar, Türkiye İşçi Partisi Tarihi, s. 473-475)

Türkiye Cumhuriyeti sosyo-ekonomik bakımdan öyle bir aşamaya gelmiştir ki, daha ileri gitmesinin alt yapısı “hukukun üstünlüğü”dür. Kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı, güçlü kurumlar, fikir ve ifade hürriyeti olmadan “gelişmiş ülke” seviyesine, gücüne ve refahına ulaşmak imkansızdır.

AK Parti’nin 20 yıllık iktisadi grafiğine bakın, hukuk reformlarını yaparken grafik yukarıya gitti… “Kuvvetler ayrılığı ayak bağıdır” deyip CB sistemini getirdiğinde grafik aşağıya gitti...

Hepimiz artık hukukun, devrimden de davadan da üstün olduğunu içimize sindirmeliyiz.

Şehitlerimize rahmet: Kuzey Irak’ta şehit düşen kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Milletçe başımız sağ olsun. Hunhar terörü nefretle lanetliyorum.

YORUMLAR (169)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
169 Yorum