Eyy... Dış politika

Dış politikada “eyy…” hitaplarını çoktandır duymuyoruz. Aksine üslupta ve davranışta “diplomasi”ye bir dönüş çabası var. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve son olarak da daha ayrıntılı bir şekilde CB Sözcüsü İbrahim Kalın hem Batı’ya hem Arap dünyasına müzakere ve işbirliği çağırısı yapan açıklamalarda bulunuyorlar.

İhvan’ın darbeyle devrilmesine tepkimizde dozu kaçırarak Mısır’ı Yunanistan’ın yanına itmiştik. Şimdi İbrahim Kalın, doğru bir tespitle “Mısır Arap dünyasının kalbi ve beynidir” diyor.

Kabaca 2011’de başlayan “Arap Baharı”yla iktidarın sürüklendiği hamasi dış politikanın on yılda Türkiye’yi getirdiği yer ‘yalnızlık’tır!.

BATI’YA MESAJLAR

Tıkanmayı iktidar da görüyor. “Hukuk reformu” sözleri hukuk inancından ziyade, dışarıya, özellikle Batı’ya mesaj verme çabasından kaynaklanıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Mayıs 2019’daki “Reform Strateji Belgesi” konuşmasında, bunun “AB’ye tam üyelik sürecine bağlılığın da teyidi” olduğunu söylemişti. “Avrupa Birliği AB kriterleri, Avrupa Konseyi, Venedik Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi” kavramlarını vurgulamıştı.

2 Mart’taki “İnsan Hakları Eylem Planı” konuşmasında da çeşitli reform maddeleri için “Avrupa Birliği standartları ile uyumlu hale getiriyoruz” türünde tanımlar yaptı. Hakim ve Savcılara “Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarını da içerecek şekilde” mesleki eğitim verileceğini söyledi.

Sanırım “AİHM bizi bağlamaz” denilmeyecek artık…

Erdoğan Berat Albayrak’ın uzaklaştırılıp Lütfi Elvan’ın getirilmesinin de “küresel düzeyde… değişime denk düştüğünü” söylemişti. (11 Kasım 2020)

NEREDEN NEREYE?

Geçen on yılda Türkiye adım adım Batı’dan uzaklaştı. “Bunlar haçlı ittifakı” söylemi ile “Emeviye camiinde namaz kılacağız” söylemi o politikaların iki simge söylemidir.

Araplara “topunuz bir olsanız bir Türkiye etmezsiniz” söylemi de o dönemin bir dilidir.

Fakat “Dostum Putin” Türkiye için bir seçenek olamazdı, olamadı da...

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “Rusya stratejik ortağımızdır” demişti! (24 Ağustos 2018)

Bunun bir anlamı yoktu, zaten Lavrov da “Türkiye stratejik ortağımız değildir” diyerek kaba bir karşılık verdi buna. (14 EkiM 2020) 

Şanghay Beşlisi” de bir işe yaramadı tabii.

Bütün bu on yıllık yürüyüşten sonra şimdi dış politikada Türkiye’nin geleneksel ‘fabrika ayarları’na dönmek gerektiği görülüyor: Türkiye’nin hukukuyla ve diplomasisiyle ‘Batılı ülke’ görüntüsü kazanması.

Evet Batı’da her zaman Türkiye karşıtları oldu; gerek Batı-merkezli ideolojik sebeplerle gerek Hıristiyanlık duygusuyla…

Ama Batı’da her zaman Türkiye’nin güçlü dostları da olmuştu. Bunları kaybettik.

TÜRKİYE’NİN DOSTLARI?

Avrupa’yla, özellikle de Amerika’yla çözümü zor somut sorunlarımız var: S-400’ler ve ABD’nin Suriye’de terör örgütüne verdiği akılsızca destek!

Merkel gibi rasyonel ve vizyon sahibi bir devlet yöneticisinin görev süresinin dolması kaygı vericidir fakat AB ile sorunların önemli bir kısmı hiç olmazsa ‘yönetilebilir’ hale getirilebilir.

Bütün sorunların kritik teknik ayrıntıları var.

Böyle düğümleri çözmek için uzun ve kaygan müzakereleri yürütürken o ülkelerde Türkiye dostu güçlü faktörlerin bulunması son derece önemlidir. On yılda bunları kaybettik.

Türkiye bu coğrafyada demokratik hukuk devletinin ve kurallı piyasa ekonomisinin modeli olarak görülüyordu.

Türkiye bu imajı sayesinde siyasi destek kazanmış, bu güven ikliminde ülkeye 220 milyar dolar net yatırım gelmişti.

Son on yıldaki, özellikle son 5-6 yıldaki politikalar Türkiye’nin bu imajını bir hayli soldurdu.

İbrahim Kalın akademisyendir. Türkiye hakkında dünya üniversitelerince yapılan yayınları bir taratırsa görülecektir: İktidarın ilk on yılında demokrasi ve büyüme örneği olarak övülen bir Türkiye… Son on, özellikle 5-6 yılda Batı’dan kopan, CB sistemiyle daha bir otoriterleşen, piyasa ekonomisinde kuralları gevşek bir Türkiye…

İktidarın Batı’yla ilişkileri düzeltmek istemesi son derece isabetlidir.

Fakat kuvvetler ayrılığına, yargı bağımsızlığına dayalı hürriyetçi demokrasiye gerçek bir yöneliş olmadıkça, bol makyajlı “paket”lerle inandırıcı olmak çok zordur.

YORUMLAR (199)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
199 Yorum