Trump bitti mi?

ABD seçimlerinde bu satırlar yazılırken Biden’la Trump burun buruna yarışıyor, Biden kazanmaya çok yakın gözüküyordu. 

Anketlerde Demokrat aday Joe Biden’ın 8-10 puan gerisinde görülen Trump’ın bu kadar oy alması beklenmiyordu.  

Trump, kaybetse de bütün skandallarına rağmen böylesine güçlü bir tabana sahip. 

ABD medyası “Trump’ın yalanları”nı yazı dizileri halinde yayınlamıştı.  Güç tutkusundan başka ‘doğru’ları olmadığı için yalan söylemekten çekinmeyen biriydi. 

Washington Post, Trump’ın “ilk 600 günde 5 bin yanıltıcı ya da yalan bilgi” konuştuğunu yazmıştı. (30.4.2019) 

Trump’ın eski Dışişleri Bakanı Rex Tillerson “ABD bir ahlak ve dürüstlük krizine girdi” diyerek anlatmıştı durumu. (17.8.2018) 

Egosunu kontrol edemediğinden kamu kurumlarıyla çatışır, mesela dediğini yapmayan Amerikan Merkez Bankası hakkında “bizim sorunumuz Çin değil, Fed” diye konuşurdu. (7.8.2919) 

Fukuyama, The Atlantic’teki makalesinde Trump’ın kamu kurumlarını ezdiğini, bunun yarattığı güvensizliğin “feci sonuçlar doğrurabileceğini” yazmıştı. (2020.3.30) 

Amerikalıların yarısı buna rağmen Trump’a oy verdi. 

TRUMP YÖNETİMİ 

Virüs yüzünden 230 bin Amerikalı öldüğü halde, Trump bu kadar oy alabildi. 

Evet, virüs her yerde insanları öldürüyor ama Trump Amerikası bir başka! 

24 Mart günü Trump bir tivit atarak “ekonomimizi 12 Nisan’da paskalya bayramına kadar eski haline getirmekten” bahsediyordu. 

AVM’ler cıvıl cıvıl olacak, “kiliseler dolup taşacak”tı. 

ABD böylece virüse karşı en gevşek ve tedbirlerde en gecikmiş ülke olarak salgın dönemine girdi. 

Amerika “dünyada en büyük”tür virüs ölümlerinde. Trump’ın seçim sloganı “Amerika’yı yeniden büyük yapmak”tı. Ortalama Amerikalının emperyal milliyetçilik duygularını kabartan bir slogan… 

Yolu yöntemi yoktu. Yöntem gibi ‘sofistike’ konular Trump’ı sıkardı ama oy getirmişti. Trump’ın megalomanisine de uygundu. Bu bir… 

İkincisi, Amerikalı sermayedarlar başka ülkelere değil, kendi ülkelerine yatırım yapacak, işsizler iş bulacak, ücretler artacaktı; akıllarınca... 

Üçüncü faktör mistiktir. Beyaz Saray sözcüsü Sarah Sanders, TV ekranında “Tanrı, Trump’ın başkan olmasını istedi, orada olmasının sebebi budur” demişti. (31 Ocak 2019)  

Bu, Trump’ın “evanjelik ilişkisi”ni ortaya koyan bir beyandı.  

Trump’ın başkan yardımcısı Mike Pence, sofu bir Evanjeliktir. 

Evanjelik itikadında İsrail’e hizmet, İsa’ya hizmettir. 

Trump neden Amerika’yı İsrailin hizmetine veren bir ABD başkanıdır? Belli değil mi? 

Trump’ı hiç uyaran olmadı mı? 

FBI Direktörü James Comey’le tanıştığında Trump “sizden sadakat isterim, sadakat beklerim” demiş, fakat Comey “ben size sadece dürüstlük sözü verebilirim” diye cevap vermişti. (7 Haziran 2017) 

Çevresinde liyakatli adam bırakmadı ki! En çok bakan ce bürokrat değiştiren başkandı Trump. 

İKİ AMERİKA 

Bir de öbür Amerika var; Kaliforniya eyaletindeki Silikon Vadisi… Dünyanın bütün dinî ve kavmî kökenlerinden gelmiş birinci sınıf beyinlerin trilyon dolar ürettiği bir teknokent diyelim. Bunlar dün Obama’ya, bugün Biden’a yüzde 88 civarında oy veriyor. 

Kaliforniya’da Biden yüzde 65 oy aldı, Trump yüzde 33’te kaldı. 

Amerika’nın tam ortasında, ‘kapalı kara’ coğrafyasındaki Kansas’ta Trump yüzde 58 oy aldı, Biden yüzde 41’de kaldı… 

Gelişmiş toplumlarda bile nasıl sarsıntılı, gerilimli değişim krizleri yaşanıyor, görüyorsunuz. 

Trump Amerika’nın bu iki yakasını birbirine düşman etmişti. Şimdi oy sayımlarını durdurmaya, iptal ettirmeye çalışarak mağlubiyetini sistem krizine dönüştürmenin peşinde. 

ABD seçimleri hakkında daha yazacak çok şey var… 

VE TÜRKİYE 

Bizim muhafazakâr camiada bir Trump sempatisi var; Erdoğan’la aralarındaki kişisel ilişki sebebiyle olsa gerek. 

Evet Erdoğan’la kişisel ilişkileri sayesinde, Halk Bank ve S-400 krizlerinde Türkiye karşıtı girişimleri Trump frenledi. 

Ama Erdoğan’a hakaret mektubu yazan da Trump’tı… 

Ağustos 2018’de “ekonominizi mahvederim” diyen, doları 8 liraya fırlatan da Trump’tı! 

Erdoğan buna “ekonomimize saldırı” demişti. 

Biden’la da sorunlarımız olacak ama ilişkilerimizde NATO faktörünü gözetmesini umuyorum. 

Aslında Türk dış politikası ve ABD ile ilişkiler konusunda yazacak çok şey ver. Şimdilik şunu söyleyeyim, uluslararası ilişkilerde kişisel temaslar önemlidir fakat bu ilişkiler esasen kurumsal ve ilkesel olmalıdır. 

YORUMLAR (72)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
72 Yorum