‘Ümmet-i merhume’ nasıl desin?

Büyük şair Mehmet Akif “Ümmet-i merhume” terkibini ilk defa Sırat-ı Müstakim’in 9-10 Haziran 1910 tarihli nüshasında Hasbihal başlıklı yazısında kullanmış. (Bunu Osmanlı Medeniyetleri Araştırmaları dergisinin Mart 2025 sayısında yayımlanan Ahmet Karaçavuş’un Akif’in Ümmet-i Merhume terkibini kullanış biçimlerine dair makalesinden öğrendim.)

Hafta başında Katar’ın başkenti Doha’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi’nin olağanüstü ortak zirvesi sonunda yayımlanan sonuç bildirisini okuyunca Akif’in “Ümmet-i Merhume” nitelemesinin ümmetin bugünkü durumuna da pekala uyduğu kanaatine vardım.

Zirve İsrail’in Katar’a yaptığı hava saldırısının ardından olağanüstü toplanmıştı.

Bazı gazetelerimiz zirvenin sonunda yayımlanan bildiriyi “İsrail’e sert tepki” başlığıyla veriyordu.

25 maddenin hepsini satır satır okudum.

Son derece mülayim son derece ezik bir mızmızlanmadan fazla bir şey göremedim.

Bildirinin birinci maddesinde İsrail’in saldırgan uygulamalarının devam ettiğini ve bu uygulamaların bölgede barış içinde bir arada var olma ihtimalini zedelediğini söylemişler.

Oldukça da nazik söylemişler.

İkinci maddede İsrail’in düzenlediği “korkakça ve yasadışı” saldırıyı cesurca kınamışlar.

‘Cesurca’yı ben ilave ettim. Bildirinin en sert yeri burası.

“Korkakça” kelimesi ‘ümmet’in hangi liderinin ya da diplomatının aklına geldi bilmiyorum. Benim ilave ettiğim ‘cesurca’ kadar isabetli!

“Katar devletinin bu hain saldırıya yanıt vermek için attığı adımlarda ve aldığı tüm önlemlerde yanında olduğumuzu ifade ederiz” diyorlar.

Yani Katar’a sen İsrail’e karşı bir şey yapabilirsen yap biz senin aleyhinde bulunmayacağız demeye getiriyorlar.

“İsrail’in Katar devletini veya herhangi bir Arap ya da İslam ülkesini tekrar hedef alabileceği yönündeki tekrarlanan tehditlerini tamamen ve kesin olarak reddederiz.”

Reddettiğiniz iyi olmuş. İsrail bildiriyi okursa kimseye saldırmaya cesaret edemez.

Ama ertesi gün tanklarla Gazze’ye girdi?

Bildiriyi okumadan girmiştir!

“Hem siyasi hem teknik açıdan Arap-İslam inşa planının uygulanması gerektiğini vurgular uluslararası bağışçılara ateşkesin sağlanmasının hemen ardından Kahire’de düzenlenecek Gazze yeniden inşa konferansına aktif olarak katılmalarını talep ederiz.”

Zamanını söylemeleri iyi olmuş. “Ateşkesin sağlanmasının hemen ardından.” Zamanını bilmezlerse nasıl katılacaklar konferansa?

“Tüm devletleri yaptırımlar uygulamaya, Filistin halkına karşı eylemlerini sürdürmesini önlemek için mümkün olan tüm yasal ve etkili önlemleri almaya çağırıyor, İsrail ile diplomatik ve ekonomik ilişkileri gözden geçirmeye davet ediyoruz.”

Mümkün olan önlemleri alsınlar, mümkün olmayanlara kalkışmasınlar. İlişkileri de gözden geçirin yeter.

“31 Mart 2013 tarihinde Majesteleri Kral II. Abdullah ile Filistin Devleti Cumhurbaşkanı Ekselansları Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmayla teyit edildiği üzere, Majesteleri Kral II. Abdullah İbn El Hüseyin’in üstlendiği Kudüs’teki İslam ve Hristiyan kutsal mekanlarının tarihi Haşimi Koruyuculuğu konusundaki desteğimizi teyit ederiz.”

Teyit ediyorsanız koruyun öyleyse?

“Ayrıca, Mescid-i Aksa Camiinin sadece Müslümanlar için bir ibadet yeri olduğunu ve Ürdün Vakıflar Bakanlığı’na bağlı olan Kudüs Vakfının, Al Aksa Camiini yönetme, bakımını üstlenme ve buraya girişi kontrol etme konusunda tek yetkili makam olduğunu teyit ederiz.”

Buraya da olmayan bir şeyi yazmışlar. Girişi de çıkışı da İsrail kontrol ediyor.

Bildirinin sonunda Katar devletine teşekkür etmişler.
Ben tabii 25 maddelik bildiriden sadece birkaç pasaj aktardım.
Bildiride taşkınlık yok, sürpriz yok. Tekdüze.

Bütün katılımcılar bildiriyi imzalıyor mu bilmiyorum.

Aralarında Ürdün Haşimi Krallığı gibi İsrail’e giden İran füzelerini hava sahasında durdurmaya çalışan devletlerin yetkilileri de var.

İslam İş birliği Teşkilatı 57 ülkeden oluşuyor.
Nüfusları iki milyarı buluyor.
İçlerinde çok zengin ülkeler var.
ABD’den daha geçenlerde 3 trilyonluk silah aldılar.

Kalıpları, endamları, fiyakaları uzaktan bakınca yerindeymiş gibi görünüyor.
57 tane devletin bildirisi, fiillerini toplasan İspanya başbakanı Pedro Sançes’in “İsrail varsa dünya kupasında yokuz” açıklaması kadar yankı uyandırmadı.

Neden acaba?
İİT ülkeleri dünya kupasına katılmama kararı alsa ne olur?
Çok bir şey olmaz. Zaten çok katılmıyorlar. Katılsalar bile elenip geliyorlar.

“Petrol üretimini birazcık kısacağız” deseler belki etkili olur.
Ama ‘ümmet-i merhume” nasıl desin?

YORUMLAR (30)
30 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.