Vatanı mı seviyor deveyi mi?

Yeryüzündeki bütün diller kıymetlidir.

Hani dünyada var olan hayvan türlerinden, isterse böcek olsun, bir tanesi eksildiğinde yeryüzünün eksildiğini, yoksullaştığını düşünüyoruz ya…

Yeryüzünde insanların konuştuğu dillerden biri eksildiğinde, artık hiç kimse tarafından konuşulmadığında da eksiliriz.

Bir seyahatte, hangi ülkeden döndüğümüzü unuttum, uçakta bir Rus filologla yan yana düşmüştük. Kadın Türkçe profesörüydü. Türk Dili Kurultayı’na geliyordu. Sohbet sırasında Sibirya’nın kuzeyinde sadece 26 kişinin konuştuğu bir Türk lehçesinden bahsetmişti.

Belki bir nesil sonra üç beş kişi kalacaklar.

Sonra o dil susacak.

Bu bir fakirleşme değil midir?

Türkiye’deki Kürt sorunu tartışılırken köşede bucakta Kürtçe’nin bugüne kadar devlet politikalarıyla konuşanı kalmayacak hale getirilmesi gerektiğini savunan unvansız, milliyetçiliği kendilerinden menkul insanlarla karşılaştım. Çok yadırgadım. Neyse ki sayıları çok değildi.

“Dilimizi sevmemizin vatanımızı sevmekle alakası var mıdır” diye sormuş, “Vardır” diye cevap vermiştim son yazımda.

Bunu, sadece Türkçe için değil, herkesin annesinden öğrendiği dille ilgili söylemiş, bırakmıştım.

Evet, Türkiye’de, kendimi ait hissettiğim ülkede muhtelif diller konuşuluyor.

Kürtçe, Arapça, Zazaca, Çerkezce, Abhazca, Gürcüce, Süryanice, Rumca, Ermenice, belki benim hatırıma gelmeyen, konuşanı daha az diller de vardır.

Ait olduğum ülkede herkesin annesinden öğrendiği dili özgürce konuşabiliyor olması o ülkeyi benim için daha çok vatan kılar.

Demek istediğim buydu.

Zannediyorum o dilleri konuşan insanlar için de bu böyledir.

Dilimiz vatanımızsa edebiyatımız da vatanımızdır.

Şiirimiz, nesrimiz, hikayemiz, romanımız, Dedem Korkut’umuz, Ahmed-i Hani’miz, Yunus Emre’miz, Fuzuli’miz, Baki’miz, Şeyh Galib’imiz, Nedim’imiz.

Yakın zamanlara gelelim isterseniz. Yahya Kemal’imiz, Necip Fazıl’ımız, Nazım Hikmet’imiz, Sezai Karakoç’umuz.

Orhan Veli’miz, Cahit Sıtkı’mız, Ziya Osman’ımız, Turgut Uyar’ımız, İsmet Özel’imiz, Ahmet Arif’imiz…

Hepsini saymayayım isterseniz.

Ama vatan şairimiz Namık Kemal’i sayayım.

Şunu da ekleyeyim:

Nazım Hikmet’in ‘Vatan Haini’ şiiri de vatana dahildir.

İsimlerini saymadıklarım da dahildir.

Türkülerimiz?

Karacaoğlan’dan Emrah’a, Dadaloğlu’ndan Pir Sultan Abdal’a, Bayburtlu Zihni’den Aşık Veysel’e kadar, daha nerede, hangi bölgemizde, hangi dağımızda, ovamızda varsa hepsi vatandır.

Hani cumhuriyetin ilk dönemlerinde köy köy, kasaba kasaba dolaşıp yerel ağızlardan türküleri derleyip kayda geçiren Muzaffer Sarısözen, Nida Tüfekçi, Sadi Yaver Ataman gibi sanatçılar var ya… Onların yaptığı da vatan müdafaasıdır.

Bu bahsi daha birçok misalle genişletebilirim.

Ama bir yerde durmamız lazım.

Bir de şöyle bir çeşit var:

Vatan, vatan, vatan deyip deyip rüzgâr yapanlar. Din alıp din verenler, dinin patronu gibi ahkam kesip kesip ortada dolaşanlar.

Höt! Dinden çıkarsın. Höt! Mezhepten çıkarsın diye din iman zabıtalığı yapanlar.

‘Millet’ deyince ağzından bir millet daha çıkanlar.

Görünür yerlerde yüksek volümle bu tabirleri istimal etmeyi adet haline hatta vird haline getirenler.

Fakat görünmez yerlerde deveyi havuduyla götürenler.

Bu tipler, acaba vatanı mı seviyorlar deveyi mi seviyorlar?

İnsanlara haksızlık yaparken, yolsuzluk yaparken aralara dini milli hamasi fragmanlar serpiştiriyorlar.

Kaal diliyle vatan, millet, din iman sayıp dökerken hal diliyle sanki şöyle diyorlar:

Vatan, kimseye hesap vermek zorunda kalmadan yolsuzluk yapabildiğim toprak parçasıdır.

Bunlara dikkat etmemiz lazım. ‘Vatan’ derken neyi saklıyorlar?

Neyi örtmek için vatan, millet diyorlar?

YORUMLAR (82)
82 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.