Bu belirtileri fark ettiğiniz an doktora koşun! Hipertansiyon hastası olabilirsiniz: Sinsice ilerliyor

Bu belirtileri fark ettiğiniz an doktora koşun! Hipertansiyon hastası olabilirsiniz: Sinsice ilerliyor

Kardiyoloji alanında uzman Doç. Dr. Murat Yalçın, hipertansiyonun gözle görülür bir belirti sergilemeyerek ‘sinsi hastalık’ sıfatını kazandığını dile getirdi. Yalçın, “Hipertansiyon belki de uzun yıllar boyunca hiçbir semptom veya belirti vermeyebilir." şeklinde bir önlem paylaştı.

Mevsimlerin dönüşümünün bile sağlıklı bireylerde bazı dönüşümlere yol açtığını belirten kardiyoloji uzmanı Doç. Dr. Murat Yalçın, “Hareketsiz geçen uzun kış aylarından sonra yazın gelişiyle hipertansiyon, kalp yetmezliği, kapak rahatsızlığı ve kalp damar hastalığı olan kişilerin daha dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatmamız önem arz ediyor. Hatta sağlıklı kişiler bile yaz sıcaklarının ve aşırı nemi bir araya getirerek vücut dengelerini zorlama noktasına getirebilir. Bu durumun nedeni, yaz aylarında terleme ve damar genişlemesi nedeniyle vücut için hayati öneme sahip olan sodyum ve potasyum gibi tuzların kaybıdır.” şeklinde konuştu.

“HİPERTANSİYON TEDAVİSİ UZUN BİR YOLCULUKTUR”

Hipertansiyonun tedavisinin iki temel unsur üzerinde durduğunu ifade eden Medicana Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Yalçın, “Bunlar ilaç tedavisi ve yaşam tarzının dönüşümüdür. Yaşam tarzı değişikliklerine örnek olarak, tuz tüketiminin azaltılması, kilo kontrolü, sigara bırakma, alkol sınırlaması, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve stres yönetimi verilebilir. Öte yandan, doktorunuzun sizin için uygun bulduğu ilaçları düzgün bir şekilde kullanmak, yüksek tansiyonun kontrol altında tutulması ve onunla yaşamanın gerekliliği konusunda hayati önem taşır. İyi uygulanan diyet, egzersiz ve kilo kontrolü ilaç ihtiyacını azaltabilir. Hipertansiyon tedavisi uzun bir süreç gerektirir ve hasta-doktor uyumunun önemi büyüktür” ifadelerini kullandı.

“HİPERTANSİYON, ÜLKEMİZDEKİ KRONİK HASTALIKLAR ARASINDA YER ALMAKTADIR”

Kanın, damar duvarına karşı uyguladığı basınca 'tansiyon' adının verildiğini belirten Doç. Dr. Yalçın, konu hakkında şunları ekledi:

"Bu basıncın yüksek seyretmesi durumunda 'yüksek tansiyon' ya da 'hipertansiyon' terimini kullanıyoruz. Sistolik kan basıncı olarak bilinen büyük tansiyon değerinin 140 mmHg'nin üzerinde olması, diyastolik kan basıncı olarak tanınan küçük tansiyon değerinin ise 90 mmHg'nin üzerinde olması durumunda hipertansiyon tanısı konulur.

Yaklaşık yüzde 95'lik bir çoğunluğunun nedeni belirsiz olsa da, belirli genetik faktörler, aşırı tuz tüketimi, hareketsiz yaşam, fazla kilo, endokrinolojik hastalıklar, böbrek damar hastalıkları ve doğumsal kalp hastalıkları gibi bazı durumlar nadiren hipertansiyonun oluşumuna yol açabilirler. Hipertansiyon, ülkemizde ve dünya genelinde en yaygın görülen kronik hastalıklardan biridir. Tüm dünyada yaklaşık 1,5 milyar hipertansiyon hastası bulunmakta ve her yıl yaklaşık 9 milyon 400 bin kişi hipertansiyon nedeniyle hayatını kaybetmektedir.

“HİPERTANSİYON TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIKTIR”

Uzun süreli yüksek basınca maruz kalan damar duvarının hasarlanarak, beslediği organlarda sorunlara neden olabileceğini belirten Doç. Dr. Yalçın, “Bu durum 'uç organ hasarı' olarak tanımlanmaktadır. Böbrek yetmezliği, kalp krizi, felç, görme bozuklukları, büyük damar yırtılmaları gibi hastalıklar başlıca organ hasarları olarak listelenir. Bu hastalığın sıklıkla görülmesi ve ölümcül sonuçlar doğurmasına rağmen, hipertansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tanı, uygun koşullarda yapılan tansiyon ölçümleri ile konulur. En az 5 dakikalık dinlenme sonrasında her iki koldan alınan ölçümler, hipertansiyon teşhisi için belirleyicidir. Ayrıca, ölçüm öncesinde bir saat süresince sigara, çay, kahve gibi maddeler tüketilmemelidir. Bazen, yüksek tansiyon sorunu olmayan bir bireyde bile hastane ortamında tansiyon değerleri yüksek çıkabiliyor. Bu durum 'Beyaz Önlük Hipertansiyonu' olarak adlandırılmakta ve tansiyon takipleri ya da tansiyon holter cihazı ile tanı konulmaktadır" diyerek konuşmasını noktaladı.

Yani, hipertansiyonun belirti göstermediği durumlar da olabiliyor ve bu sebeple hastalığın sinsi bir niteliği olduğu söylenebilir. Ancak bu, hastalığın tedavi edilemez olduğu anlamına gelmiyor. Bilakis, Doç. Dr. Yalçın'ın belirttiği gibi, uygun tedavi yöntemleri ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabilir. Bu da hipertansiyon hastaları ve risk grubunda olan kişiler için umut verici bir durumdur. Tüm bunlar, hem hastaların hem de sağlık profesyonellerinin, hipertansiyon konusunda bilinçli olmalarının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN