2019’dan devreden ‘kozmik oda’ saçmalığı

Dakika bir gol bir'; bismillah daha 2020'ye ayak basar basmaz, ilk büyük zırvalık da peşimiz sıra sökün etti.

'Kanal İstanbul' güzergahından kimlerin arsa kapattığı konuşulurken ne olsa beğenirsiniz... Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, yeni yılda belediyelerin tapuya erişimine kısıtlama getirecekmiş.

Böylece kimse anlamayacak sanki kendilerinden bir şeyler kaçırılmak istendiğini, bir film döndüğünü... Kimse anlamayacak zarların hileli olduğunu... Kimse, bu kararla Kanal İstanbul'a yatırım yapan rantçıların kimliklerini saklama çabası arasında bir alaka kurmayacak... Yani arsa spekülatörlerinin kimliklerini gizleme ve koruma gayreti akıllara düşmeyecek... Öyle mi?

Ha davulla zurnayla tellal çıkarmışsınız, 'duyan duymayan kalmasın, İmamoğlu tapu kayıtlarına bakıp iz sürüyor, rantçıları ifşa ediyor, bunun önüne geçmek için belediyelerin kayıtları görmesini bir fermanla yasaklıyoruz' demişsiniz... Ha bilinmesini istemediğiniz tapu kayıtlarına erişim kısıtlaması getirmişsiniz... Aynı şey!

Neyin önlemi bu?

Belediyelerin görmesini sakıncalı yapan nasıl bir devlet sırrı niteliği var bu tapu bilgilerinin, biri söyleyebilir mi?

İlk değil, türünün ikinci örneği bir 'kozmik oda' saçmalığıyla karşı karşıyayız.

İlki, “İmamoğlu’na İBB verilerini vermektense canımı veririm” diye konuşturulan Bilgi İşlem Daire Başkanı Selim Karabulut’un kahramanlaştırılmasıydı.

O zırva hamaseti hatırladınız mı!

Hani İmamoğlu, güya MİT’in, askeriyenin ve İstanbul’un sırlarının saklandığı kozmik kayıtları kopyalatmak istemiş de...15 Temmuz direnişi gibi destansı bir direniş yazılmış ve kahraman memur, şifreyi canı pahasına vermeyerek devletin en mahrem sırlarını düşmandan korumuştu ya...

Memurun, seçilmiş başkandan kamuya ait bilgileri saklaması, görevi engellemesi, amirine karşı gelmesi, kanuni emre itaatsizliği filan bir skandal... Bunun kahramanlık kılığına sokulması, karıştırılmış haltların ve mahrem çamaşırların değil de vatanın müdafaası gibi satılması başka bir skandaldı. Üstüne tüy dikme pişkinliği!

O anlatı, ne edebiyat paralanırsa paralansın nasıl gözünün içine bakarak milleti enayi yerine koymaktıysa bu da öyle.

Yeniden cümle kurmak için yorulmaya bile değmez. O zaman ne yazdıysam bugün de geçerli.

Sormazlar mıydı... Devlet sırrı belediyede saklanıyorsa ihale ve para trafiği kayıtları nerede tutuluyor? Başkan kayıtlara bakamıyorsa halk, vergilerinin nereye harcandığına nasıl bakacak, hani şeffaflık, neyi kimden gizleme korkusu bu? Hem seçimle gelmiş başkanın belediye kayıtlarına erişimini engelleyen bu memuru, İmamoğlu’ndan daha güvenilir yapan ne? Bürokratik oligarşinin bağlı olduğu gizli bir anayasa, bir resmi ideoloji mi var? Emri seçilmiş Başkan’dan almıyorsa kimden alıyor, arkada vesayet düzeni mi işletiliyor? Vesair...

Bir de; sorup sormadıklarını 23 Haziran seçim sonuçlarında test etmemişiz gibi, şu olana bakın.

İbret alınmadığı için, tarih tekerrür ediyor şimdi.

Herhalde sırada, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün canı pahasına nasıl kahramanca bir direniş sergilediği, kayıtları düşmandan korumaya ne müthiş baş koyduğu hikayelerini dinlemek var.

Freddy'nin kabusu gibi peşimizi bırakmıyor hezeyanvari propaganda.

O gün sordular ama bugün sormazlar mı sanılıyor, ne iştir?

YORUMLAR (74)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
74 Yorum