Meğer CHP, yerli millilik ve din kardeşliğinden nasıl mı çıkmış?

Artık ‘din düşmanı’ gibi gösterilmesine yarayacak malzeme vermediği için...

Yönetiminde başörtülülerin de siyaset yapabildiği Bay Kemal CHP’sini sevmedi gitti AK Parti.

‘Laiklik elden gidiyor’ feryadı basmayan bu CHP, iktidara tat vermiyor.

Ezanla, camiyle, başörtüsüyle kavgası, dinle sorunu varmış gibi koz verip kullandırmıyor kendini, nerede o eski CeHaPe Zihniyeti!

CHP’nin, yormadan seçim kazandırdığı günleri mumla aradığını saklamıyor iktidar.

Ne hayrını gördüklerini, varın siz düşünün...

AK Partili Özhaseki, eskiye özlemlerini yana yakıla anlatıyordu önceki gün.

CHP, Baykal’dan sonra şöyle bir ‘eksen’ değiştirmiş meğer:

“Deniz Baykal yerli ve milli bir adamdı. Cumhuriyet, Atatürk ilke ve inkılapları üzerinden eleştirilerini sürdürürdü. Eyvallah, görüşlere saygı duyarız...Oysa yeni dönemde dertleri, sadece ve sadece AK Parti’yi iktidardan uzaklaştırmak üzerine kurgulu bir tezgah adeta.”

Genel değilmiş yani Baykal’ı deviren kaset şantajı, özelmiş özel. Kıymetini bilememişler, yoksa onca laf edip kötülemeyeceklermiş demek.

Yalnız, benden söylemesi...

Dışarıdan gelen sığınmacılar, din kardeşliğiyle ‘biz’denken... İktidara oy vermeyen ülkenin öz evlatlarının, din düşmanı gibi ötekileştirilmesi fena sırıtmaya başladı.

Hoca lakaplı Cübbeli Ahmet’in de canına tak etmişti. Aynı isyanı dışa vururken “HDP’ye oy verenler vatandaşlıktan çıkarılsın” istiyordu. CHP’yle masaya oturan Saadet ve DEVA’yı da kovulacaklar arasına sokarak.

Oyunu beğenmedikleri kendi vatandaşımıza, din düşmanı diye kapıyı gösterip...Pakistanlı, Afgan, Suriyeli din kardeşlerimize kapıyı açık tutan bir garip yerli ve millilik anlayışına sahipler.

Dostun dışarda, düşmanın içerde aranmasına Gelecek Partisi lideri Davutoğlu bile dayanamadı, patladı sonunda.

Çarpık yerli ve millilik anlayışına tepkisi şu:

“Bu ülkeyi yabancılar için cennet, bu ülkenin evlatları için ise cehenneme çevirdiniz. Bize selam vermeyenler, İsrail Cumhurbaşkanı’nı selamlamak için çırpınıyor...”

Davutoğlu bu duygudaysa, “sürtük” diye tahkir edilen vatandaşlar ne hissediyordur!

Tüm kaşımalara rağmen CHP, laiklik-din çatışması üstünden hır çıkarmıyor, ne yapılsa olmuyor.

Ceplerinden yediklerine içtiklerine de karışılıyor, “sulu”ya da zam üstüne zam basılıyor, yetmedi “sürtük” de deniyor, daha ne yapılsın. Yine de çekilemiyorlar mindere.

O siyaset ekseninden çıktılar, içkicilerle içki karşıtları kutuplaşmasına gelmiyorlar diye din kardeşliğinden de çıkarılıyorlar. Yerli ve millilikten kovuldukları gibi, vatandaşlıktan atılmaları dahi teklif edilebiliyor.

‘Ey CHP hala mı! CeHaPe’liğini bugün göstermeyeceksen ne gün göstereceksin’ tahrikleri, karşılık bulmuyor fakat.

Hortlatılamıyor bir türlü, eski öcüye ulaşılamıyor, sizlere ömür.

'YERLİ VE MİLLİ APO' AÇILIMI MI GELİYOR?

HDP’den ayrılıp SES Partisi’ni kuran Ayhan Bilgen, yeni bir ‘Kürt açılımı’ hazırlığını ifşa etti.

Karar TV’de, Elif Çakır’la Yıldıray Oğur’a konuşmuştu.

İktidarın, yeni bir açılıma hazırlandığını bildiğini söyledi. “Yorum değil bilgi” vurgusuyla.

Bilgen’e göre, Öcalan da dahil edilecekmiş.

Amaç, HDP’yi olmasa bile seçmenini ikna etmekmiş.

2019 İstanbul seçimleri yenilendiğinde, denenmişti.

Özel izinle İmralı’ya gidip Öcalan’dan seçime müdahale mektubu getiren Doç. Ali Kemal Özcan, Habertürk’te demişti ki:

“Öcalan, Kürt isyanı lideridir ama yerli ve milli bir şahsiyettir. Türkiye’nin menfaatlerine karşı çalışmadığı için ABD, Türkiye’ye vermiştir.”

İktidar da Öcalan’ın talimatlarına uymadığı için HDP’yi, emperyalizme uşaklıkla suçlamamış mıydı!

ATV’nin “Yalnız Kurt” dizisindeki “Apo” sahnesi, bu yüzden ‘hayırdır inşallah’ dedirtmişti.

Öcalan, “yerli ve milli Kürt isyanı lideri” tarifine uygun canlandırılıyordu. İzlediyse epey hoşuna gitmiştir.

‘Öcalan iyi de HDP’yle Demirtaş kötü’ demeye mi çekildiği anlaşılamamış, yadırganmıştı.

Göz mü kırpılıyor, umut mu veriliyordu?

Yine bir görev mi düşecekti, yeni mektup mu yazdırılacaktı, neye yormalıydı?

İşkillendirmişti, herhangi bir ekran değildi.

Fakat tepkiler rahatsız etmedi ki, yapımcı ya da kanaldan bir açıklama getirilmedi.

Altılı masayı, “düşmana umut verip terör örgütlerine göz kırpmak”la suçlayan iktidar yetkililerinden de tek laf yok.

Aranan yerli ve milli muhalefet, İmralı’da mı bulunacak? Çıkar yakında kokusu.