Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023’te kendi adına son kez oy istediğini açıkladı.

Bir daha aday olmayacak. Gençlere ve millete, Erdoğansız bir Türkiye bırakma vaadiyle seçime giriyor.

İktidar ve fedaileri, yakın zamana kadar tam tersi bir iddiayla kampanya yürutüyordu. “Erdoğansız AK Parti, Erdoğansız Türkiye” projesine karşı oy topluyorlardı.

Erdoğansız Türkiye, dış güçlerin projesiydi. Seçimde Erdoğan’ı yenmek, Türkiye’yi yenmekti. Millete diz çöktürmekle, devletin bekasına kastetmekle, bayrakları indirip ezanları susturmakla aynı şeydi. Arada bir fark yoktu.

Muhalefet de ihanet projesinin içerideki ayağıydı. Türkiye’ye çekilen dış operasyonun taşeronluğunu yapmakla suçlanıyordu. Onun için devletle millet düşmanı, hain, uşak, beşinci kol ajanı ve gayrimillî idi.

“Başaramayacaklar” denilen proje buydu işte. Erdoğansız Türkiye’yi başaramayacaklardı.

Şimdi Erdoğan’ın kendisi, Erdoğansız bir Türkiye vaat ediyor.

Artık din düşmanlarının; ümmete karşı din savaşını kazanmak, Mekke’yi düşürüp Kudüs’ü işgal etmek için kovaladığı bir proje değil demek.

Sipsipullahlar, hezeyan içinde tepe tepe kullandı. Bu akla ziyan yaygarayla iki genel seçim ve sistemi değiştiren bir referandum atlattılar.

Emektar yaygarayı, nihayet emekli ediyorlar.

Yalnız 2023 seçiminden önce mi, sonra mı; bu deli saçması kara propagandanın emeklilik hayatı ne zaman başlıyor? Muhalefet bilsin de mayına basmasın.

Nelerine lazım, emekliye ayrıldı sanıp iktidarı sandıkta değiştirmeye kalkarak vatana ihanet suçu işlemesinler yine. Farkında olmadan din düşmanlarına, dış güçlere hizmet etme tehlikesi var.

Muhalefete, bir karalama tuzağı kurulmuyorsa geç olmadan miladı netleştirilir.

Böylece muhalefet, değişim vaadiyle oy isteyip isteyemeyeceğini; millet de bu seçimde değişim istemeye hakkı olup olmadığını bilir.

Seçimi, adaylar arasında geçmekten de çıkaracaktır bu. Artık adaylar, belirleyici olmayacaktır.

Millet; düzenin devamına mı, değişime mi oy vereceğini seçecek. Kime oy vereceğini değil. Düzenin adayıyla değişimin adayı ya da adayları yarışıyor olacak.

Fakat Erdoğansız Türkiye için oy toplamak; bu seçimde mi, sonrakinde mi hak? Netleştirilmesi, seçimin kaderini etkileyecektir.

Seçimin kaderini etkileyecek bir husus da şu:

İmamoğlusuz İstanbul, bu seçimden önce mi hayata geçecek? Gelecek yerel seçimde buna İstanbullular mı karar verecek?

İmamoğlusuz İstanbul projesi

İçişleri Bakanı Soylu, İmamoğlu için “Avrupa Parlamentosuna gidip Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum, bunun bedelini bu millet sana ödetecek” demişti.

İmamoğlu da “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” diyerek ahmak sözünü, ilk sahibine iade etmişti.

Ama Soylu, aradan çekildi ve YSK, kendine söylenmiş gibi üstüne aldı.

İmamoğlu’na, seçim iptalinden dolayı YSK’ya hakaret etmekten dava açıldı. Bugün yine duruşması var, belki karar çıkacak.

Savcı, 4 yıl hapis ve siyasetten yasaklanmasını talep ediyor.

İstanbul seçimlerini, sandıkta muhalefet kazanmıştı. Milli irade böyleydi.

İmamoğlu ceza alırsa sandık sonucu; sandık dışında, yargı kararıyla değişmiş olacak. İstanbul, iktidara geçecek. İmamoğlu, muhtar bile oldurulmayacak.

2023’teki seçime nasıl etki edeceğini; en iyi AK Parti ve Erdoğan, kendi tecrübelerinden bilecektir. Daha iyi kim bilecek!