‘Neyi kaybettiğini hatırla’

kimbilir kimden umarız emr-i b’il-ma’ruf

kimbilir kimden umarız nehy-i ani’l-münker...

İsmet Özel

Bir nisan günüydü galiba. Yağmura yakalanmıştım. Koşmamış, kaçmamış, saklanmamıştım. Tüm bunlardan aciz gibiydim. Islanmak değil de hiçbirimizi ıskalamayan yağmur taneleriydi içimi ürperten. Dünyaya gelmek, ürpermek değilse neydi ki zaten?

Düştüğümüz yerde kendimizi arayıp duruyoruz. Budur hâlimiz, ahvalimiz.

***

İnsanların kurgusal bağlarla birbirine bağlandığı ve dinamiklerin adeta toplumun popüler beğenilerinden ibaret olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Bugünün dünyasında okyanuslardan daha derin bir şey varsa o da insanların birbirine kazdığı kuyulardır. Birbirlerini hapsettikleri çerçeveler, kalıplar, etiketler, hitaplar... Önyargılarımıza karşı mağlubuz. Önyargılarımızın kurbanıyız.

Oysa aramak varsa, orada hakikate dokunan bir şey vardır. İnsan illaki kaybettiğini aramaz. Bazen kendinde eksik olanın, bazen kendinden olanın, bazen de bizzat kendinin arayıcısıdır.

Peki ya sen? Bir bütünün parçalarını mı kaybettin? Bir parçanın bütününü mü kaybettin? Yoksa kendini mi kaybettin? Neyi arıyorsun sevgili dostum? “Neyi kaybettiğini hatırla.” demiş ya şair. İşte kitap işte hesap.

***

Hepimiz uyanıkken mütemadiyen kendimizi ararız. Nerede kaybettik acaba kendimizi? Bir lisanda mı, bir insanda mı, bir dağda mı, bir çağda mı, bir ideolojide mi, bir efsanede mi? Bu kadar terimin, bunca kargaşanın arasında nasıl bulacağız kendimizi? Aramakla bulunur muyuz acaba? Bulunanlar da yine yalnız arayanlar mıdır bu denklemde?

Ekranlarda, vitrinlerde, sanallarda, unvanlarda ararsan kendini, bir müddet sonra unutulacak dünyevi bir kimlikten ibaret bir insan bulursun. Lâkin insanı insanda, kendini muhabbette, kendini vicdanında ararsan çok asil bir gönül bulursun. Buna şüphe yok.

Bu biraz da olmak yoludur. Neticede cam kırılır, can çıkar fakat bazı şeyler bâkidir. Aradığında güzel insan bulmak istiyorsan, kendini güzelliklerle hemhal edip daima güzel kalabilmenin uğraşını vereceksin. Güzele kaçacaksın yol boyu. Güzele sığınacaksın her daim. Budur reçetemiz, buradadır şifamız.

***

Dahası mı? Bizim işimiz hesap kitap değil. Biz muhabbet için varız. Muhabbet ehli kendini ancak aşkta kaybeder.

Öyle bir kaybedişe de can kurban.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum