Bir heç, iki geç, üç kaide

Ne zaman tanıştığımızı hatırlayamıyorum. İlişkimiz nasıl başladı, nasıl alevlendi kayıp. Çocukluğumda birarada olduğumuza dâir bazı resimler var zihnimde. Ayrılmayı denedim olmadı. Bana zarar verdiği zamanlar doktora bile gittim. "Derhal ayrıl. Depresyondasın" dedi doktor. Eee kolaysa sen ayrıl! Ne mümkün! Denemedim değil. Ne mi oldu? Bıyıkları kesilmiş kedilere döndüm. Radarım bozuldu. Doğru dürüst düşünemez oldum. Benzini bitmiş araba gibi yolda kaldım. Bir gün iki gün.... Sonra nasıl bir kavuşma heyecanı anlatamam. Çölde susuz kalan biri gibi kendimden geçtim. Artık kabul ettim. Onsuz olmuyor. Onunla da olmuyor. En iyisi ilişkimizi dengelemek için, bana zararına dikkat edip ayrılmayı aklımdan çıkarmak. Bir de emir büyük yerden olunca katlanmak.

Mübtelâ-yı çaya sor kim oruçlar kaç saat

Evet itiraf ediyorum. Ben bir mübtelâyım. Tiryâki kelimesi, bana uymuyor. Çünkü tiryâkilerin kuralları var. Şunda içerim bunda içmem! Şekersiz içerim. Kıtlama yaparım vs. Benim için far ketmez. Şeker varsa iyi olur. Ama yoksa katlanır, yine içerim. Yok ince belli bardakta, yok fincanda fark etmez. Ne varsa onda. Âşık mâşuğun her hâlini sevmez mi? Üstüne gül koklar mı? İnce belli kalın belli fark eder mi? Kahveymiş, bitki çayıymış öyle şeylere de tav olmam. Bir mübtelânın en sinir olduğu şeylerden biri, çay isteyince "Bitki çayımız da var." denmesidir. Sanki bizimkisi hayvan çayı! Ya limona ne demeli? Bana göre çaya en büyük suikast, limon sıkmaktır. Çayına limon isteyen müşteriyi, "Burası işkembeci dükkânı değil!" diye azarlayan Erzurumlu çaycıya selâm olsun!

“İkramsız misafirlik, kabir ziyâreti gibidir” derler ya çaysız ikram da öyle. İlle de sohbet!

Essohbet-i bilâ çay
Kes semâ-i bilâ ay (Çaysız sohbet, aysız bir gökyüzü gibidir)

Acaba genlerim ne zamandan beri tanışıyor diye merak ettim. Anadolu'ya gelmeden önce biliyormuşuz. Hoca Ahmet Yesevî'den duâlı hem de.

Gül bülbülü çok sever
Dâima Hakkı över
Çayı koyu demleyin
Şeyhim çayı çok sever

Anadolu, 19. yüzyılda çay ile tanışmış. Daha doğrusu topraklar tanışmış. Biz ise göçerken unuttuğumuz aziz dostu hatırlamışız. Getirenden, üretenden, satandan Allah râzı olsun!

EZİYETİ KARADENİZLİYE, KEYFİ ERZURUMLUYA

Çaydan bahsedince Erzurumluyu atlamak olmaz. Çay, Karadeniz’de yetişir; Erzurum’da içilir. Bir oturuşta, "bir kıt, yedi fırt" usulüyle, 20-30 bardak çay içen Erzurumlu vardır.

Mantı ile turşu yedim yanmışam
Otuz içtim, şimdi ancak kanmışam
Semâverin tükendiğin sanmışam
Tâzesinden hele doldur ver bir çay ( Çaynâme'den)

BİR HEÇ, İKİ GEÇ

Erzurumluların çay tekerlemesi de meşhurdur. Vaktiyle bir Erzurumlunun yanında “Bir hiç; iki geç” diye söylemeye kalkınca, “O öyle olmaz!” diye susturuldum ve doğrusunu öğrendim.
Bir heç, iki geç
Üç gayda(kâide), dört cana fayda
Atla beşi, geç on beşi

ARNAVUT’U YAKAN ÇAY

Arnavutlara âit çok sevdiğim bir çay hikâyesi var. Biri câhil, diğeri bilgili iki Arnavut hac tebriğine gitmiş. Yolda giderken câhil olan diğerine, neler yapacaklarını sormuş. Bilmiş olan, "Zemzem derler bir su getirecekler. Bismillah de iç!" demiş. Aksilik bu ya ev sâhibi önce çay getirmiş. Bizim câhil Arnavut şüphelenmiş. O sırada sohbete dalmış olan arkadaşını dürterek "Bu su, o sudur?" diye sormuş. Diğeri lafa daldığından kafa sallamış. Zavallıcık "Bismillah" deyip çayı kafaya dikince, cayır cayır yanmış. Ama hiç renk vermemiş. İçi yana yana, “Hey be mübârek! Kâbe'den geldiği gibi sıcacık durur." demiş.

EKSİK OLMASIN

Çay deyip geçmeyin. Çayın bir kültürü var. Yapılışı, ikrâm edilişi, başlı başına tören. Genç kızlarımızın çeyizinde, çay tepsisi ve çay örtüsü var. “Çay yerine neskafe ikrâm edenlere soru işâreti koyarım.” demişti bir yazar. Demlenmek kelimesinin felsefesi var çünkü. Kemal Sayar, Kanada’yı anlattığı bir yazısında, her şeyleri çok gelişmiş olan bu ülkede memleket hasretini şöyle ifâde ediyor: “Çayı bizim gibi demleyemiyorlar.”

Çay, değişen yaşam tarzının da sembolü artık. Maalesef yokluğu ile. Rezidanslarda çay demlenmiyor.

Bugüne kadar iyi geldik. Allah eksikliğini göstermesin!

YORUMLAR (6)
6 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.