Enflasyon ve harcamalar artarken faiz indirimi
TCMB’nin Ekim toplantısında faiz indirmesi bekleniyordu; fakat Eylül enflasyonunun %3,23 gelmesi beklentileri değiştirdi.
TCMB hem 2026 enflasyonunu %13 - %19 bandında tahmin ediyor hem de beklenti kanallarında henüz kalıcı bir güven oluşturulamadığını görüyor.
Kalıcı bir güven oluşturamadığı için faiz indirimine gitmesi, tartışmalı bir tercih olur; öte yandan gelecekteki enflasyon oranlarına bakınca da faiz oranları çok yüksek görünüyor.
Faiz indirimleri devam ederse hem harcamalar artabilir hem de TL varlıklar, altın ve dövize kayabilir; sabit bırakılırsa, bu defa yüksek faiz oranlarının bundan sonra da düşürülemeyeceği algısı güçlenip, ertelenmiş harcamalar öne çekilebilir.
Soru: Eylül ayı fahiş eğitim ücret artışları ve işlenmemiş gıda fiyatlarından kaynaklandı; acaba bu iki olgu da geride kaldığı için bundan sonra enflasyon oranları biraz daha hızlı düşebilir mi?
Dün Eylül ayı bütçe performans rakamları açıklandı.
Bu açıklamaya göre, birincisi %37 olarak öngörülen bütçe harcamaları artış oranı %42’lere yükselmiş.
İkincisi 2024 Eylül ayı bütçe harcamaları, Temmuz ve Ağustos ayları ortalamasından %13,1 daha fazlayken; 2025 yılı Eylül ayı harcamaları %15,5 daha yüksek.
Ara Yorum: Hükümet harcamaları dur durak bilmiyor.
Salı günü yayınladığım tabloyu bir kez daha dikkatlerinize sunuyorum.
BÜTÇE ENFLASYON İLİŞKİSİ

Bu modeli geçen yıl da kullanmıştım. “X senaryosu” geçen yıl için yaptığım bir tahmin.
Bu tablo net bir şekilde şunu söylüyor: Kamu harcamaları arttıkça enflasyon da artar.
Şu anda Kamu Harcamalarının düşebileceğine dair elimizde hiçbir veri yok; TCMB de, enflasyon yüksek kaldıkça faiz indirmek istemiyor.
Hem TCMB hem de bu tablo hükümete “enflasyonu düşürmek istiyorsan yüksek faiz yetmez harcamalarını da kısmalısın” diyor.
İşini doğru yapan bir Merkez Bankası faizleri bazen enflasyonun beklenen trendine göre değil Ekonomi Yönetiminin mali disiplin konusundaki samimiyetine göre de belirleyebilir.
Merkez Bankaları, enflasyonla mücadelede “gevşek maliye politikalarının oluşturduğu itibar açığını” yüksek faiz oranlarıyla kapatmaya çalışır; böylece ekonomi yönetimine, kendilerini toparlamak için zaman kazandırır.
“Hazine ve Maliye Bakanlığının samimiyeti ve iyi niyeti 2026 bütçesinde görülecektir” ifadesi de gerçeği tam yansıtmıyor olabilir.
Çünkü Merkezi Yönetim Bütçesini, Strateji ve Bütçe Başkanlığı (SBB) hazırlıyor.
SBB de Hazine ve Maliye Bakanının emrinde değil doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı bir kurum.
Davul, Hazine ve Maliye Bakanlığının boynunda ve tokmak da SBB’nin daha doğrusu Cumhurbaşkanlığının elinde gibi gözüküyor.
Bütçe, enflasyon ve faiz hattındaki durumlar bu minvalde devam ederken acaba TCMB faizleri ne yapacak?
İktisatçılar ne tahmin ediyorlar acaba?
Müsadenizle önce bir özeleştiri parantezi açayım.
(Tahmin ne demektir?
Gerekçelendirilmiş iktisadi kehanetlere tahmin denir veya “Tahmin” gerekçelendirilmiş iktisadi inançtır.
Gerekçelendirmek: Tahminlere dayanak oluşturan veriler kullanmak: TCMB, TÜİK, Hazine ve Maliye Bakanlığı verileri gibi.
Kehanet terimi, ezoterik çağrışımı ve eskimişlik algısı dolayısıyla pek tercih edilmez yerine kulağa daha modern gelen “öngörü” terimi tercih edilir.
Kehanet, öngörü ve tahmin terimleri olması gereken hakkında değil olacak olan hakkında haber verirler. Örnek: TCMB şöyle yapacak veya böyle yapacak gibi.
Olması Gereken: Bir iktisatçının, kendi önyargılarını başkalarına kabul ettirmek için verdiği vaazlar.)
Şimdi bir iktisatçı olarak önce olması gerekeni ardından da öngörülerimi ve tahminimi yapabilirim.
Birincisi ve tarafımca makbul olan öngörü, TCMB’nin ekim ayında faizleri sabit bırakmasıdır.
Eğer TCMB Ekim ayında faizleri sabit bırakırsa, Kasım ayında da PPK toplantısı olmadığı için, bir sonraki faiz kararı Aralık ayına kalacaktır.
Aralık ayı hem TCMB’nin hem Hazine ve Maliye Bakanlığının hem de piyasa oyuncularının önlerini gördükten sonra karar verebilecekleri bir dönem olacaktır.
İkinci ihtimal Para Piyasası Kurulu’nun (PPK) 150-200 puan civarında bir faiz indirimine gitmesidir.
Ne TCMB’yi ne de piyasaları memnun edecek böyle bir kararın, doğrusu hiçbir zümreye de faydası olmaz.
Özet: Hazine ve Maliye Bakanlığı harcamalarını %42 civarında artırırken, krediler senelik bazda %40’ın üzerinde artarken, otomobil ve gayrimenkul satışları rekor kırarken TCMB’nin faiz indirimine gitmesi “teknik bir görev ihmali” yapması demek olur.
Geçen yazıyı Ziya Paşa’dan mülhem “Ayinesi bütçedir bir hükümetin, lafa bakılmaz” sözüyle bitirmiştik; bugün de hem rahmet dileyelim he de devam edelim:
PPK’nın görünür rütbe-i aklı faiz kararında.
