Ey KKM (Kur korumalı mevduat) sahipleri!

Artık istenmiyorsunuz.

Aralık 2021’de başlayan KKM serüvenin sonuna yaklaşılıyor.

Birkaç ay içinde tıpkı TL’de olduğu gibi döviz kaynaklı KKM hesaplarınızın da kapatılması istenebilir.

TCMB her fırsatta bankalara “kapattın artık şu KKM’leri” demenin ötesine geçerek, KKM için zorunlu karşılık oranlarını %33’e kadar artırdı. Yani sizin bankaya yatırdığınız paranın %33’ünü banka, götürüp TCMB’ye yatırmak zorunda. Banka, bu zararını muhtemelen size verdiği kâr payı ve faizi azaltarak telafi etmeye çalışacaktır.

Ön Tavsiye: Vadesi dolan her KKM hesabınızı kapatın ve TL’ye dönün; elde ettiğiniz bu TL’lerle 32 gün vadeli katılım hesabı veya mevduat hesabı açın. Böylece uzun zamandır gerçekte, gelirsiz bir şekilde dondurduğunuz bu birikimleriniz de nemalanmış olur.

Kısa bir KKM tarihi: 2021 yılında TCMB, Beştepe’nin talimatlarıyla faizleri %8,5’e kadar indirince, bu faiz oranlarını beğenmeyen birikim sahipleri iki şey yaptı; önce taleplerini öne çekerek her tür malı erken satın almaya çalıştı ve/veya döviz satın almaya başladı. Bunun sonucunda enflasyon yükselmeye başladı; mesela Aralık 2021 tarihinde enflasyon, rekorlar kırarak aylık %13,6’ya çıktı. Dolar da KKM’nin hemen öncesinde, Kasım 2021’de serbest piyasada 20 TL’lere kadar yükseldi.

KKM’nin devreye girmesiyle döviz kurları düştü ve 18 ay sonrasına kadar bir dolar tekrar 20 TL’yi görmedi.

Bu yazıda muhalif duygularla yapılan eleştirilere bir süreliğine kulaklarımızı tıkayıp, KKM ürününün gerçek etkisinin ne olduğunu irdeleyeceğiz.

1)Ekonomi yönetimi, birikim sahiplerine “paranızı TL’ye çevirin ve bankalarda KKM hesabı açın; eğer bankanın size verdiği nema, döviz olarak anaparanızı kurtarmıyorsa ilave kur farklarını ben ödeyeceğim” vaadinde bulunmuştu. Bu teklifin içerdiği ikinci bir avantaj vardı: Eğer alınan faiz/kar payları döviz olarak anaparayı aşan bir miktara çıkarsa, bu ek nema KKM sahiplerine kalacaktı.

Hemen belirteyim ki, son iki üç ay hariç bütün bu 30 aylık dönem boyunca, böyle bir durum neredeyse hiç yaşanmadı. Fakat birikim sahipleri hiç olmazsa paramız döviz olarak korunacak düşüncesiyle KKM’de devam ettiler.

Bu büyük, fakat kaçınılmaz bir yanlıştı KKM hesap sahipleri için.

Birikim sahipleri eğer bu 30 aylık dönemde paralarını KKM’ye değil de T.C. Hazinesinin çıkardığı tahvil ve sukuklara yatırsaydı, döviz cinsinden %20 net para kazanabilirlerdi. Fakat 2024 yılı hariç toplam kazançları döviz olarak en çok %2 olabilir.

Fakat enteresandır, birikimlerini KKM’ye yatıranlar bu olgudan hiç şikâyetçi olmadılar.

Birinci sonuç: Gerçek ve tüzel kişiler bu “alternatif gelir kayıpları”na rağmen, bugün bile duygusal veya olgusal olarak KKM’den şikâyetçi değiller.

2)Şirketlerin KKM’yle ilişkisi iki türlü gelişmiştir.

KKM birikimi olan ve TL kredi kullanamayan şirketler ve bu dönemde sadece TL kredi kullanabilen şirketler.

Gerçek kişilerin KKM karşısındaki durumuyla, KKM mevduatı olan şirketlerin durumu neredeyse aynıdır.

Fakat bu dönemde TL kredi kullanabilen şirketler adeta “gömü bulmuş kadar” zenginleşmişlerdir. Enflasyonun %65 olduğu bir dönemde %15 faizle kredi almak neredeyse %50 civarında para kazanmak demektir.

Bu sayede şirketlerin çoğu, banka kredilerini ödedi ve reel olarak borçlarını azaltabildi. Aynı dönemde ihtiyaç duydukları ek yatırımları yapmış ve üretim kapasitelerini hem yenilemiş hem de büyütmüş olabilirler.

İkinci sonuç: Her ne kadar KKM ürünüyle ucuz kredi arasında doğrusal bir ilişki ve nedensellik olmasa da, bu dönemde TL kredi kullanabilen gerçek veya tüzel kişi dâhil herkes hayatının en yüksek karlılığına ulaşmıştır, muhtemelen.

3)Bankalar, KKM ürünü çıkınca adeta bayram ettiler.

Çünkü yüksek faiz oranlarıyla kredi vermeleri adeta yasaklanmıştı. Öte yandan topladıkları TL kaynakların maliyeti, kredilerin getirisinden daha yüksek olduğu için verdikleri pek çok kredi türünden zarar ediyorlardı.

KKM sayesinde düşük maliyetli kaynak bulabildiler ve bu olgu değişti. Böylece kredi mevduat farkından oluşan zararlarını minimize edebildiler.

Bugün, Özel Türk Bankalarının sorunlu kredi oranları, son 40 yılın en düşük seviyesine inmiştir. Özel bankalar, batak kredi stoklarını, KKM sayesinde büyük oranda tasfiye etmişlerdir.

Üçüncü sonuç: Bankalar da KKM ürününün kazananlarından biri olmuştur. Bankalara sorarsanız KKM finansal ürünü, aşırı düzenlemeler olmaksızın sonsuza kadar devam edebilir.

4)Hazine bu dönemde çok ucuza borçlanarak, toplam borçların GSYH’ye oranını %42’lerden %24’lere kadar düşürebildi.

Bu rakamı 2024 yılı için bir örnekle açıklayayım. 2024 sonunda GSYH 42 Trilyon TL olacak.

Bunun %18’i, yani %42 ile %24 arasındaki fark, 7,560 Trilyon ediyor.

Bu rakamı yılsonu dolar tahmini olan 38 TL’ye bölersek 199 milyar dolar eder.

Kamu borcu 7,560 Trilyon TL artmış olsaydı, 2024 yılında ödenecek yıllık ilave faiz 1,512 Trilyon TL olacaktı. (Faiz oranı % 20 varsayılmıştır)

Bu ilave kamu borcu her yenilendiğinde faizi de artacaktı.

1,512 Trilyon TL, 2024 bütçesinin %14’ü demektir.

Bu yıl bütçede faiz için öngörülen 1,250 TL ödeme hedefine bu 1,512 T TL’yi ilave ettiğimizde, faiz ödemeleri (1,512+1,250) 2,762 T TL’ye yükselecekti.

Yani 11 Trilyon TL olarak öngörülmüş bütçenin %25’i faize gidecekti ve bütçenin yapısı geri dönüşsüz bir şekilde bozulacaktı. Hâlbuki bu yıl Hazine, 2,772 T değil, en çok 1,250 T TL veya bütçenin en çok %11,4’ü kadar faiz ödemeyi planlıyor.

Dördüncü sonuç: KKM’nin kesin olarak en büyük kazananı T. C. Hazinesi olmuştur.

5)Döviz kaynaklı KKM hesabı açmak demek dövizleri TCMB’ye satmak demektir.

TCMB satın aldığı bu KKM dövizleri sayesinde kurların yükselmesini engelledi ve ihtiyacı olan dövizi temin ederek kısmen de olsa görevini yerine getirmeyi başardı.

Bu dönemde eğer Türkiye’nin kurumları, dış ödemelerinin tamamını yapabilmişse, yani Türkiye batmış olmaktan kurtulmuşsa bu, KKM sayesindedir.

Beşinci sonuç: TCMB, KKM’den eşi benzeri olmayan olağanüstü bir yarar elde etmiştir.

6)Doğrusu KKM’den en büyük yararı, seçim kazanarak beş yıl daha iktidarda kalacak olan Ak Parti elde etmiştir.

Ak Parti bu seçim döneminde, bugünkü rakamlarla 60 Trilyon TL bütçeyi harcayacak ve yüzbinlerce atamayı yapacak.

Kurumlarımız olan TCMB, Hazine ve şirketlerin yarar elde etmesi toplumun da yararınadır fakat bir partinin yarar elde etmesinin ülkeye yararı ve zararının tespiti siyasal konumlanmaya bağlıdır.

Altıncı sonuç: Kazanmak ve kaybetmek göreli bir çıkarımdır.

Peki, KKM döneminde hiç kimse zarar etmemiş midir?

Bu dönemde en çok zarar edenler, kesin olarak, hükümete inanarak birikimlerini TL’de tutanlar olmuştur.

İkinci kaybedenler, dövizlerini yüksek getirili döviz varlıklarına yatırmayıp KKM’ye yatıran ve neredeyse hiçbir şey kazanamayan KKM yatırımcıları olmuştur.

Ara tavsiye: Döviz kurları önümüzdeki dönemde mütevazı bir seviyelerde artacak ve TL getiriler de %60’lar civarında gerçekleşecek. KKM hesap sahiplerine, vadesi dolan hesaplarını kapatmalarını, TL’ye geçmelerini ve bu TL birikimlerini 6 ay boyunca TL hesaplarda değerlendirmelerini öneririm; ayrıntılara daha sonraki yazılarda devam edeceğim.

YORUMLAR (17)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
17 Yorum