Faiz indirimleri hangi derdin çaresi

Teorik olarak, bugün faizler %46’dan %30’a düşürülse, bankalar bu indirimlerden çok büyük paralar kazanır; keza faizler %46’dan %70’e yükselirse bu defa bankalar çok büyük zararlar yazar.

Acaba son günlerde, banka genel müdürlerinin faiz indirim taleplerinin temelinde bu olgu mu yatıyor?

Peki yüksek faizlerin zarar verdiği ve faiz indirimlerinden yararlanacak diğer zümreler ve iş kolları kimlerdir?

Tek kelimeyle cevap: Borçlulardır.

Tüketici kredisi alanlar, kredi kartı bakiyesini taksitlendirenler ve finansal borçları yüksek işletmeler gerçekten de zor günler geçiriyorlar.

19 Trilyon altı yüz milyar TL kredi içinde konut kredilerinin payı %3’ün altına düşmüş; konut kredileri, bir zamanlar %13’ün üzerindeydi.

Araba kredileri de adeta kurumuş: Binde üç.

İlginçtir, hem konut hem de araba işkolunda satıcılar, satış hacminden memnunlar ve faiz indirim taleplerini askıya almışlar.

Muhtemelen bu iki sektörde, iktisadi faaliyetlerin dışındaki bir olgu muhtemelen hanehalkı altınların değerindeki astronomik artış, talebi canlı tutmaya yetiyor.

“Faizlerin bu kadar yüksek olduğu bir ortamda yatırım yapmak mümkün değil” diyen sanayiciler, Bankalardan sonra faizlerin inmesi için yoğun kampanya yürüten ikinci bir zümre.

Doğru gibi görünen bu ifade acaba ne kadar doğrudur?

Geçmişte yaptığım bir araştırmada 2003 - 2018 döneminde yapılan “sabit sermaye yatırımlarının %94’ünün döviz kredileriyle finanse edildiğini” tespit etmiştim.

Türkiye Bankalar Birliği, “Proje Finansmanı İstatistikleri”ne göre tutarı en az yirmi milyon dolar ve vadesi de en az beş yıl olan projelere bankaların taahhüt ettiği kredi tutarlarının 100 milyar doları aştığı yıllar olmuştur.

Bu kredilerin tamamı dövizdir ve bu krediler içinde imalat sanayine verilen makina ve teçhizat kredileri yok denecek kadar azdır.

Makina ve teçhizatlar da genellikle satıcı ülke eximbank kredileriyle finanse edilir: HERMES, SACE, COFACE, AMERİKAN EXIMBANK, KOREA EXIMBANK, SINOSURE vs, gibi.

Bunların yanı sıra Türk Banka ve Leasing kuruluşları da döviz cinsinden beş yıl vadeye kadar yatırım kredileri vermektedir.

İmalatçı ihracatçılar için yukarıda sayılan imkanlara ilaveten her zaman iskontolu ve uygun maliyetli krediler mevcut olmuştur.

YTAK tipi avantajlı krediler, HIT 30 gibi değeri milyar dolara ulaşan kredi vaatleri de, sanayiciler için masada olan bir seçenek olarak duruyor.

Ara sonuç: Yüksek TL faizler, yatırımların azalmasında doğrudan değil “dolaylı” bir rol oynuyor olabilir; tekrar söyleyelim: Dolaylı.

Örnek: Faiz artışlarının iktisadi faaliyetleri yavaşlatması ve yavaşlayan iktisadi faaliyetlerin yatırımları azaltması dolaylı bir etkidir.

FAİZ İNDİRİMİ ÖNÜNDEKİ ENGELLER

Soru: Enflasyonun yükselmesi mi yoksa döviz rezervlerinin azalması mı Türkiye için katlanılmaz bir felaket olur?

Zihinsel bir deneyde hükümetin “gelecek yılsonunda enflasyon %15’e düşeceği için faizleri, şimdiden %25’e düşürdüm” dediğini varsayalım.

Soru: Bu durumda TL’deki mevduat sahipleri ne yapar?

Seçenekler:

1) TL mevduatın en az yarısı döviz veya altına kayar mı? 2) TL mevduatının bir kısmıyla ev, işyeri veya araba alınır mı? 3) Alınan döviz ve altının bir kısmı yastık altına gider mi?

Cevap: Hepsi

Para sahiplerinin gizli ve esas gücü sadece sahip oldukları paralar değil; aynı zamanda, kredilere ulaşma gücüdür.

Bankalar para sahiplerinin kredi talebine karşı katiyen direnemezler ve korkusuzca kredi verirler.

Soru: Faizlerin aşırı derecede düşürüldüğü bir ortamda alınan TL krediler nereye gider?

Cevabı yukarıdaki sorularda.

Döviz, altın ve arabalara olan talep artınca devalüasyon olur mu?

Ara sonuç: Faizleri aşırı oranda düşürmek Türkiye ekonomisi için bir felakettir.

Sorularla devam edelim.

Soru: Peki, Temmuzda faizleri hangi oranda düşürmek uygun olur?

Amerikada enflasyon %2,4 ve FED faiz oranı 4,50; Türkiye’de enflasyon %35 ve TCMB faiz oranı %46.

Faizin enflasyon oranı bakımından, Amerikadaki faizlerin Türkiye’den daha yüksek olduğu çok açık.

İktisat Tarihi müktesebatı ve “Trump’ın içgörülerine” göre Amerika'nın derhal faiz indirimi yapması gerekiyor fakat yapmıyor, niçin?

Türkiye’nin Temmuzda faizleri indirmesi, kanaatimce şart değil fakat toplumda faizlerin ineceğine dair bir uzlaşma var.

Niçin diye sormayacağım çünkü genel algı Sayın Cumhurbaşkanının faize karşı fikirlerinin TCMB’yi faiz indirimine mecbur bıraktığı şekilde oluşmuş.

19 Mart öncesi dönemde TCMB’nin yaptığı faiz indirimlerinin yanlış olduğunu ve yeni yapılacak faiz indirimlerinin de yanlış olacağını 6 Mart günü yazmış biri olarak söylüyorum: Ekonomi, %2 civarında bir faiz indirimini kaldırabilir fakat bu faiz indiriminden umulan olumlu etkileri fazla iyimser buluyorum.

Sonuç:

Yatırım harcamaları her geçen gün azalıyor.

Türkiye gibi gelişen bir ekonomi için yüksek enflasyon, düşük yatırım harcamaları ve düşük istihdam; yan etkileri de olan üç ardışık ekonomik hastalıktır.

Hastalıklarla uzun süreli birlikte yaşama yeteneği her zaman bağışıklık yeteneği kazandırmaz.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.