İsrail Filistin savaşının kaybedeni Amerika
Bir savaşta galibiyet, kazananı, stratejik hedeflerine ulaştırıyorsa zaferdir; ulaştıramıyorsa, öldürülen düşman sayısı, yaratılan tahribat ve taktik çatışmalardaki başarı zafer olarak nitelendirilemez.Örnek: Vietnam savaşı.
ABD sadece 60.000, ABD müttefikleri 300.000 ve “düşmanları” 1.200.000 asker kaybetmişti. Her iki taraftan milyonlarca insan yaralanmıştı. Harcanan paraların ve savaş alanında kaybedilen teçhizatın da haddi hesabı yoktu.
ABD ordusu, stratejik hedeflerine ulaşmak için işkence, tecavüz, masum sivillerin toplu katliamı ve hatta kimyasal silah kullanımı dâhil çok sayıda savaş suçu işlemesine ve her tür ahlaksızlığı yapmasına rağmen nihai savaşı kazanamamıştır.
Vietnam yüksek kayıplarına rağmen bu savaşı kaybetmedi ve 1975 yılında, Güney Vietnam’la birleşerek stratejik hedeflerine ulaştı.
ABD Afganistan’da da yirmi yıl süren bir savaşa girişti ve hedeflerine ulaşamadan ülkeyi düşmanlarına terk ederek ayrıldı.
Irak, ABD’nin kesin yenilgi yaşadığı bir savaş olmuştur. Çünkü Irak gibi bir ülkeyi, stratejik düşmanı olarak gördüğü İran’a, adeta altın tepside bir ödül gibi hediye etmiştir.
ANGLO SAKSON DÜNYA DÜZENİ EVRİLMEK ZORUNDA
Bugün içinde yaşadığımız dünya, İngilizlerin 200 yıl önce kurmaya başladığı ve liderliğini ikinci dünya savaşından sonra ABD’ye devrettiği bir dünya düzenidir.
Soğuk savaş yıllarında “iki kutuplu bir dünya” tasarlayan ve yöneten Anglosaksonlar, Sovyetler Birliğinin yıkılmasıyla “tek kutuplu” bir dünyaya uyandılar ve çok memnun oldular. Ancak Putin’in Rusya’yı toparlaması ve Çin’in güçlenmesi ABD’nin tek kutuplu dünya liderliğini bitirmiştir.
ABD, mevcut dünya düzendeki liderliğini sürdürmek için devasa askeri harcamalar yapmaya devam ediyor.
Stockholm International Peace Research Institute’ye (SIPRI) göre Türkiye’nin 2023 yılında askeri harcamaları 11 milyar dolar civarındayken Amerika’nın askeri harcamaları 877 milyar dolar olacaktır.
Çin’in 292 ve Rusya’nın da 86 milyar dolar.
Çin’in 2000 yılındaki harcamaları sadece 22 milyar dolardı.
ABD, Rusya’nın askeri tehdidini, “haydut bir devletin” tehdidi olarak görüyor. Rusya’nın (2008) Gürcistan ve (2014) Kırım konusundaki saldırganlığını gözlemleyince ona, Ukrayna’da kaçınması mümkün olmayan bir tuzak kurdu. Böylece Rusya’nın asker ve para kaybetmesi yoluyla zayıflatılması sürecini başlattı ve nerede duracağına gidişata göre karar verecek.
Benim kanaatim, er ya da geç, zayıflatılmış ve Putin’siz Rusya’ya, Çin’e karşı ABD’nin saflarına geçmesi şartıyla Kırım ve Doğu Ukrayna’nın bir kısmı hediye edilecektir.
Zavallı Ukrayna.
Rusya’nın aksine Çin, her konuda ABD’nin gerçek bir rakibidir ve gelecekte de yüksek rekabet potansiyeline sahiptir.
ABD, Çin’in gelişmişlik seviyesini, her bakımdan ABD’nin gerisinde tutmak istiyor ve bunu başarmak için Asya’da mevcut Japonya, Güney Kore, Avustralya’ya ilaveten Hindistan, Endonezya, Malezya, Filipinler, Vietnam vs. gibi yeni müttefikler de bulmak istiyor.
Hindistan, özde Rusya’yla müttefiklik derecesinde iyi ilişkilere sahiptir ve bu ilişkilerinden memnundur. Anglosaksonlar, bu bağı kırıp Hindistan’ı kendi saflarına çekmek istiyor fakat henüz başarılı olamadılar ve kanaatimce olamayacaklar. Çünkü Hindistanlılar, “ABD, fil yavrusunu henüz büyümeden prangalarla kendisine bağlamak istiyor” duygusunu taşıyorlar.
“İbrahimi Anlaşmalar” yoluyla Ortadoğu’yu “tabi devletler topluluğu”na dönüştürüp, yönetilmelerini de “vekil devlet” İsrail’e devretme aşamasındayken; Filistin’in Gazze kolu olan örgütler HAMAS, İslami Cihat ve diğerleri, Amerika ve İsrail’in bu stratejik hedeflerine saldırıp paramparça ettiler.
Bu saldırı ABD’yi, uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşmaktan, 6 Ekim 2023 tarihine göre, bundan sonra her şey yolunda gitse bile en az on yıl uzaklaştırmıştır.
Kim ne derse desin 7 Ekim’den itibaren ABD’nin Rusya ve Çin dosyaları, Arap-İsrail sorununun gerisine düşmüştür.
Stratejik öncelikler ve planlamalar bakımında, “ABD’nin düşmanı” olan bütün ülkeler, derin bir soluk almışlardır. Çünkü ABD’yle aralarındaki güç açığını kapatmak için zaman kazanmışlardır. ABD’nin Çin’e saldıracağı G Günü en az beş yıl ertelenmiştir. Asya’daki yeni potansiyel müttefiklerin, ABD’ye şüpheyle yaklaşacakları kesinleşmiştir, vs.
ABD, Filistin’in Gazze kanadından gelen saldırıların onu meşgul edeceğini ve stratejik hedeflerine zarar vereceğini görüyor. ABD, stratejik hedeflerinin yerle bir olduğunu bildiği halde, konu İsrail olduğu için uzunca bir süre “kaçınılmaz bir çözümsüzlük” girdabında debeleneceğini de biliyor.