Küresel bir gücün haydutluğa evriliş olgusu

Birinci Dünya Savaşının üç mağlubu Avusturya-Macaristan, Almanya ve Osmanlı Devleti savaştan sonra tasfiye edildi.

Fransız ve İngiliz İmparatorluklarıysa, II. Dünya Savaşından sonra tasfiye edildi.

Rus imparatorluğu I. Dünya Savaşından sonra Bolşevik Devrimi ve II. Dünya Savaşından sonra da Demirperde sayesinde tasfiye olmaktan kurtulmuştu.

1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Rus İmparatorluğu da tasfiye edildi.

Çeçen, Tatar, Kırım halkları kendilerine haksızlık yapıldığını, düşünüyor ve tasfiyenin henüz tamamlanmadığını iddia etmektedirler.

Ne var ki, Ruslar da bu tasfiyenin, isabetli olmadığını ve Rusya aleyhine unsurlar taşıdığına inanmaktadırlar.

Rusya Federasyonu, kendisini hala dünyanın iki büyük gücünden biri olarak gördüğü için de bu “tasfiye yanlışlarını düzeltmek” için “ölçülü zorbalıklar” yapmaktan çekinmemektedir.

RUSYA: HAYDUT FAKAT RAKİP DEĞİL

Mevcut dünya düzeni, II. Dünya savaşından sonra, savaşın galipleri Anglosakson ABD ve İngiltere'nin birlikte kurduğu, geliştirdiği ve yönettiği, Sovyetlere de pay ve yetki verdiği; tarihte daha önce eşi benzeri görülmemiş çapta yaygınlaşabilmiş ve önemli ölçüde başarılı olmuş bir tasarımıdır.

Fakat geleceği tehdit altındadır.

Tehdit eden de Rusya değil Çin’dir.

Ukrayna’da olup bitenleri, Sovyetler Birliğinin kesin tasfiyesi ve “Çin’in dizginleniş stratejisi” bağlamında okumakta yarar var.

İkinci dünya savaşının bitmesiyle, İngiltere küresel gücün ABD’ye geçtiğini kabullendi.

Fakat küresel bir düzen kurma ve yönetme tecrübesi olmayan ABD’nin tüm dünyayla kapsamlı bir ilişki yönetimi için Birleşmiş Milletleri, kürenin güvenliği için NATO’yu, küresel finans ve ticaret için IMF, Dünya Bankası ve DTÖ gibi örgütleri kurdurdu ve hepsinde de ABD’nin başyardımcılığını sürdürdü.

Bu dönemde, II. Dünya Savaşı öncesinin iki “haydut devlet”i Japonya ve Almanya, kurulan bu yeni Anglosakson düzene çok başarılı bir şekilde eklemlendi.

Bu eklemleme, o kadar başarılı oldu ki; bu iki ülkenin her başarısı, Anglosakson dünyanın gücünü artırdı ve geçerliliğini teyit etti.

Aynı anda, Anglosaksonlar kürenin güvenliğini, Sovyetler Birliği’nin liderlik ettiği Doğu Blokuyla paylaşması da, adeta düzenin bir gereği olarak sürdürüldü.

“Komünist Blok Tehdidi” sayesinde hem kendi kamuoylarını hem de dünyayı daha kolay yönettiler.

RUS GÜNEŞİ BATIYOR

Doğu bloku yıkılıncaya kadar kürenin güvenliğinde söz sahibi olan Sovyetler Birliği’nin varisi Rusya Federasyonu, Sovyetlerin sahip olduğu her statünün aynısını istiyor ve bu sorun doğuruyor.

Doğu Bloku yıkılalı 30 yıl oldu.

O günden bugüne kadar Sovyetler Birliğinden kopan ülkeler sanayileşmede, teknolojide, üretimde, inovatif alanlarda, nüfus artış oranında, bilimde, sağlıkta, kamu yönetiminde, hukukta velhasıl her konuda; gelişmiş dünyanın çok altında performans gösterdiler.

Geliştirilemeyen çürümüş ve otoriteryen yönetimler, bırakın dünyayı, kendi vatandaşları nezdinde bile bir “nefret objesi” olmaya devam ettiler.

Her alandaki bu sert ve keskin gerilemelere rağmen, Rusya, eskiden olduğu gibi Amerika’yla eşit söz hakkı ve saygılı bir muamele istiyor.

Niçin?

Çünkü silahı var diyor.

Silahtan başka bir şeyi olmayanların, taleplerinin, haydutluk addedildiği maruf bir olgudur.

Haydutluğun sonu yoktur. Su testisi su yolunda…

Rusların statü talebi ve zorbalıklarının nasıl engelleneceği sorunsalına, Anglosaksonlar, Ukrayna bağlamında cevaplar oluşturdu ve Rusya’yı Ukrayna’ya saldırmaya mecbur ettiler.

Ukrayna’daki savaşa “bir haydut devlet”in, yani Rusya’nın, Almanya ve Japonya gibi, Anglosakson Dünya Düzenine eklemlenme süreci olarak da okuyabiliriz.

Yağlı güreş kavramlarını ödünç alarak söylemek gerekirse Anglosaksonlar, Rusya’nın, artık “baş” boyunda değil, “başaltı” boyunda yarışmasını istiyor; çünkü başpehlivan olma potansiyelini artık Rusya değil, Çin taşıyor.

Anglosaksonlar, Çin’e karşı başlattıkları on yıl önce başlamış ve en az yirmi yıl sürecek uzun vadeli savaşta, Rusları yanlarında görmeyi ve miktarı azaltılmış Rus silahlarının namlusunun Avrupa’ya değil Çin’e yönelmesini arzu ediyor.

YORUMLAR (25)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
25 Yorum