Sarıkamış.
1
Çağrışımları beyaz, vakur, ağır ve ağır.
Doksan bin can deniyor. Kim sayabilir ki?
Oradaki binlerce vatandaşla Allahuekber dağında yürürken büyük bir konfor içindeydik biz.
Kalın çoraplarımız, berelerimiz, belki su geçirmez ayakkabılarımızla techizatsız, biraz önce de kahvaltımızı yapmış olarak…
Yine de yürüyüşe başladıktan yarım saat sonra ayak parmak uçlarının donmaya başladığını hissettim.
Sarıkamış.
Yazlık giysilerle dendi. O dağdan bu dağa dendi. Şehadet dendi.
Beyaz kelebekler, uçuşan kar taneleri. Kafkas cephesi. Ruslar.
Türkiye!
Not: Resimler öğrencilerin yaptığı Sarıkamış temalı resim sergisinden alınmıştır.
Rüzgarlar yine ters taraftan mı esiyor?
Yıldıray Oğur
Milletlerin zenginliği, milletlerin enerjisi
İbrahim Kiras
Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler
Mustafa Karaalioğlu
Kürtlerle ortak hissiyat testine var mısınız?
Akif Beki
Taha Akyol’un son kitabı: ‘Atatürk’ün Anayasası 1924’
Ali Bayramoğlu
Yaşamak ne güzel şey...
Gülay Erdemli
Geniş dil modelleri: Bilince açılan kapının anahtarları
Salih Cenap Baydar
Arabesktürkiye...
Ömer Erdem
Tüm Almanya'da oynanması gereken bir müzikal : İstanbul
İlker Yıldız
Sinan Ateş dosyası kapanmaz
Taha Akyol
Kaybolan ruh nasıl kazanılacak?
Ahmet Taşgetiren
Sonunda biz de yeni bir eğitim modeli icat ettik!
Mehmet Ocaktan
ABD’deki Gazze haberleri ya da ‘bekçi köpeğini beklemek’
Yusuf Ziya Cömert
Seviye de seviyesizlik de bulaşıcıdır
İskender Öksüz
Her birimiz Maarif Modeli için dava açabiliriz...
Figen Çalıkuşu