Kılıçdaroğlu da olmasa!

Türkiye’nin en önemli sorunu sanırım aydın sinizmi. Herkes kendi mahallesinden karşı mahalleye bağırmayı marifet sanıyor, halbuki aydının asli görevi kendi mahallesindeki aşırılıkları, yanlışları vs. dile getirebilmek ve uyarmak olmalı ama gelin görün ki bunların hiçbiri bizde olamıyor.

Neden olamadığını aslında hepimiz biliyoruz. Türkiye’de gerçek manada fikir işçisi bir aydın sınıfı yok. Daha çok memur tipli, kadrolu aydınlarımız var. Ve ben kendimi de bu gurubun dışında sayamıyorum çünkü çoğunluğumuzun çok ciddi bir maişet problemi var. Ekonomik olarak özgür olmayan ve özgür olamayınca da iaşesini sağladığı mahalleye sımsıkı sarılmak durumunda kalan bir eklektik aydın tipi ortaya çıkıyor.

Yıllar önce katıldığım bir TV tartışma programında sıramızı beklerken, bugünlerde de TV programlarının baş yıldızlarından olan bir isimle sohbet etme fırsatı bulmuştuk. Kuliste mangalda kül bırakmayan baş yorumcumuz program sırasında inanılmaz bir kıvraklıkla saf değiştirmiş ve ağzım iki karış açık kalmıştı. Hatta bu nedenle konuşmalara bir süre konsantre olamamıştım. Program sonrası serzenişte bulunduğumda “Şenol’cuğum sen buraların havasını bilmezsin, daha çok öğreneceğin şey var!” demişti.

Hoş yine insan hakları örgütlerinde çok aktif çalışan ve devletle bir zamanlar sık sık başı derde giren sevdiğim bir arkadaşım yıllar sonra hükümetin önemli açılımlarında görev aldığında da beni çok saf olmakla itham etmiş ve “bana açıklayamayacağı ve benim bilmediğim çok şey” olduğunu söyleyerek “bilseydin böyle beklentiler içine girmezdin” deyivermişti.

Gerçekten ya ben çok safım ya da çok cahil. Keşke bizi toplayıp bir güzel aydınlatıverseler de bizde bu acı rüyadan uyansak…

Aslında mevzu basit, Türkiye’de cemaat, tarikat dedi mi herkes sadece Cübbeli Ahmet Hoca ve efradı gibi bir şeyler anlaşılıyor; halbuki Türkiye onlarca, yüzlerce dini-ladini cemaate ev sahipliği yapıyor. Devletimizde bu cemaatler arasında parsel parsel pay edilmiş olması hasebi ile herkes kendince bir yol tutturuyor. Bu nedenle kimse ne elindekini bırakmaya cesaret edebiliyor ne de kendi cemaatini terk etme cesaretini gösterebiliyor. Çünkü ayrıldığı anda hemen her şeyini kaybedebileceğini ve gidebilecek başka bir muhit bulamayacağını çok iyi biliyor.

Nereden mi? Kendinden tabii ki de! Kendi de daha önce çizginin dışına çıkan eski dostlarının linçine büyük bir iştiyakla katılmıştı. İçlerindeki vahşiliğin ne boyutlara ulaşacağını bildiği için konforunu bozmamayı tercih ediyor.

Örnek mi dediniz; rahmetli Akif Emre’nin arkasından edilen güzel sözler bizlere ömrünün son demlerinde yapılan saldırıları sanırım unutturmamıştır.

Allah acil şifalar versin geçenlerde sayın Mesut Yılmaz’ın vefat ettiği ile ilgili haberler yayılınca sosyal medyada bir linç hareketi alıp başını gitmişti. 28 Şubat’ın ve pek çok mağduriyet ve yanlışın baş müsebbiplerinden biri olarak Yılmaz adeta çarmıha gerilmişti. Ama bu işin başını çekenler yıllardır bizlere hep sadece CHP’den bahsediyor ve sağ siyasetin temizliğinden dem vuruyordu…

Tehlikeli sulara girmek gibi bir niyetim yok. Sonuçta bu ülkede genel kitlenin ve de aydın(?) denen sınıfın hakikat gibi bir derdi yok. Karınca kararınca ima ile bir şeyler anlatmaya çalışıp tarihe not düşmeye çalışıyoruz burada.

CHP demişken, CHP Genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu’nun kıraathane esnafının derdini dile getireyim derken yapmış olduğu gafa pek çoğumuz mal bulmuş Mağribi gibi saldırdık. Halbuki daha fecileri bizzat bugünün yetkili ve etkili isimlerince defalarca yapılmıştı. Ama Kılıçdaroğlu ile dalga geçen akıllı, bilgili bildiklerimizin çoğunun bir kere bile bu yetkili ve etkili zevata tek bir kelime ettiğini duymadık.

Biliyorum çok şey bekliyorum. Çoğumuz rahmetli Fuat Köprülü’nün bir zamanlar dediği gibi ‘Evimizi sırtımızda taşımıyoruz’ ki alıp başımızı yeni bir mahalleye taşınabilelim. Böyle bir ortamda sözü rahmetli Cemil Meriç ile noktalamamak olmaz “Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! Düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?”

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum