Kılıçdaroğlu'ndan iktidara Peker tepkisi: Soylu Erdoğan'dan talimat almadan su bile içemez

Kılıçdaroğlu'ndan iktidara Peker tepkisi: Soylu Erdoğan'dan talimat almadan su bile içemez

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Soylu’nun Erdoğan’dan izinsiz ‘su bile içemeyeceğini’ ifade ederek, organize suç örgütü lideri Sedat Paker’in iddialarına ilişkin “En tepedeki insan, Türkiye’de hiçbir şey olmamış gibi oturuyor orada. Bu adam kim ya? Bu kokudan memnun anlaşılıyor” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarına ilişkin, “Lağım patlamış, her tarafı pislik götürüyor, her taraf kirlenmiş; en tepedeki insan, Türkiye’de hiçbir şey olmamış gibi oturuyor orada. Bu adam kim ya? Bu kokudan memnun anlaşılıyor” ifadelerini kullandı.

Sözcü TV'ye konuk olan Kılıçdaroğlu, "514 kilo, 600 bilmem kaç kilo kokain bulacaksınız; ortada dava yok ya, suçlu yok” diyerek, şunları söyledi:

Siyasi güç. Bütün yetkiler kimde? Süleyman Soylu'da mı? Su bile içemez Erdoğan'dan talimat almadan. Nereden alıyor talimatı? Erdoğan'dan alıyor. Doğrudan doğruya oradan alınıyor. Dava açılmıyorsa, bir gazeteci bunu saptıyorsa, bu ülkenin emniyet güçleri bunu bilmez mi? Bal gibi bilirler.

Gemide önce arama yapılıyor, ‘suç unsuru yok, hiçbir şey yok burada' deniyor. Ama bir emniyet mensubu, ‘hayır bir daha arayın' diyor, arıyorlar ve buluyorlar. Dava açılmıyor. Allah bilir o emniyet müdürü nereye atanmıştır şimdi! Siyasi destek alınmazsa mafya böyle at koşturmaz Türkiye coğrafyasında.

Eğer siyasi desteği varsa mafya yürür, at koşturur, siyasetçiyi besler, onun finansmanını yapar, ‘sen merak etme, ben sana her türlü desteği vereceğim' der. Eğer bu noktaya Türkiye'yi taşıdılarsa, ki taşındı bu noktaya, asıl felaket buradadır.

“TÜRKİYE'NİN BÜTÜN BÜROKRASİSİ ADETA KİLİTLENMİŞ VAZİYETTE”

Kılıçdaroğlu, ‘Özellikle Süleyman Soylu'yu hedef alan iddiaların sonucunda bir şey bekliyor musunuz?' sorusunu ise şöyle yanıtladı:

Ne olacak ki? Dava açılmadı, birisi kalkıp o savcıya sordu mu, ‘arkadaş sen niye dava açmadın?' Bürokrasi görevini yapamıyor. Çünkü siyasi otorite, bürokrasinin görev yapmasını engelliyor. Gayet açık söyledi değil mi sayın Cemil Çiçek; ‘Bu şikayete bağlı bir suç değildir, bunun yüzde biri dahi gerçek olsa tam bir felakettir.

Savcıların derhal harekete geçmesi lazım.' Harekete geçen savcı oldu mu? Hayır. Niye geçmedi? Bir kişiye bakıyorlar… Talimat gelirse harekete geçecekler. Talimat gelmezse herkes susuyor. Böyle bir devlet yönetimi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç olmadı. Böyle bir devlet yönetimi dünya tarihinde de yoktur.

Türkiye bu kadar köşeye sıkışmış değildir. Türkiye'nin bütün bürokrasisi adeta kilitlenmiş vaziyette. Bir kişiye bakıyorlar. Böyle bir rezalet tarihimizde yaşamadık.

Devleti bir kişiye teslim edebilir misiniz ya? Konuşuyor mu Erdoğan? Asla konuşamaz. Bu konuda soru soruluyor mu? Asla soru da sorulamaz. Ne zaman konuşur? İşine geldiği zaman konuşur.

“LAĞIM PATLAMIŞ, HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ OTURUYOR”

Kılıçdaroğlu, “Erdoğan neden susuyor sizce?” sorusuna ise şöyle karşılık verdi:

Ben de merak ediyorum. Lağım patlamış, her tarafı pislik götürüyor, her taraf kirlenmiş; en tepedeki insan, Türkiye'de hiçbir şey olmamış gibi oturuyor orada. Bu adam kim ya? Bu kokudan memnun anlaşılıyor…

Patlayan lağımın kokusundan memnun, öyle anlaşılıyor. Çağırıp sordu mu İçişleri Bakanı'na, ‘arkadaş ne oluyor?' diye. Sormadı ve konuşmadı. Belki sorsa diyecek ki, ‘sen talimat verdin, ben de gereğini yaptım.

“TÜRKİYE'Yİ BU HALE GETİRENDEN TÜRKİYE'Yİ KURTARMAMIZ LAZIM”

Türkiye'yi bu hale kim getirdi ona bakacağız. Asıl sorulması gereken soru budur. Türkiye'yi bu hale getirenden Türkiye'yi kurtarmamız lazım. Türkiye'yi yeniden bir hukuk devleti yapmamız lazım.

Türkiye'de mafyanın cirit attığı, at koşturduğu bir zemin olmaktan Türkiye'yi kurtarmamız lazım. Bunu demokratik yollarla yapacağız.

Erdoğan eğer Türkiye'yi seviyorsa, 83 milyona karşı minnet duyuyorsa Erdoğan'ın şunu demesi lazım: ‘Seçim. Ben halktan yeniden güven oyu istiyorum.' Bunu söylemesi lazım. Niye susuyor Erdoğan? Niye konuşmuyor? Ben konuşuyorum, o da konuşsun.

Soylu konuşuyor, o da konuşsun. Böyle bir rezalet çıktığı zaman eğer bir ülkenin en tepe noktasında ve bütün yetkileri kendi üzerine almış bir kişi, bunu davet edip, ‘beyim bu rezalet nedir?' diye nasıl soramaz ya? Sorması lazım.

AKŞENER'E YÖNELİK SALDIRIYA TEPKİ: KESİNLİKLE ORGANİZE

Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in Rize’de karşı karşıya kaldığı provokatif eylemlere ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Siyasetçinin görevi nedir? İktidara gelip, ülkeyi yönetmektir ve bunun için de halka gitmektir, halkı dinlemektir, var olan sorunları saptayıp, sorunların çözümlerini halka anlatmaktır. Eğer siyasetçinin görevi buysa, vatandaş ister dinler, ister dinlemez; ister oy verir, ister oy vermez. Ama bir siyasi parti liderine saldırıda bulunmak, onun konuşmasını engellemek asla kabul edilemez. Yapan kişiler, demokrasi kültüründen nasibini almamış kişilerdir.

“KABAHAT ÜLKEYİ BU HALE GETİRENDE”

Meral hanım Rize'ye gidiyor; sorunlar var, sorunlara sahip çıkmak istiyor, çözüm üretmek istiyor, vatandaşla konuşmak istiyor, esnafın derdini dinlemek istiyor. Esnaf gerçekten perişan vaziyette. Bir partinin genel başkanın da bu hareket, davranışı zaten olması gereken bir davranış. Siz ama tahammül edemiyorsunuz, ‘buraya niye geldin' diyorsunuz ve eleştiriyorsunuz veya onun konuşmasına veya siyasi görevini yapmasına engel oluyorsunuz. Kabul edilebilir bir olay değil. Doğru değil. Onlara kabahat bulmuyorum, ülkeyi bu hale getirende asıl kabahat.

Provokatif eylemlerin ‘organize’ yapıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Kesinlikle organize. Bu insanlar önceden bir yere yerleştirilir, ‘genel başkan buraya gelecek' denir, ‘siz şu protestoları yaparsınız' denir. Bazen parayla tutulur, bazen militan olarak görevlendirilir. Maalesef bunlar zaman zaman oluyor. Olmaması en büyük dileğimiz. Bu ülkeye demokrasi gelecekse herkesin düşüncesine hepimizin saygı duyması lazım. Bu ülkede demokrasi algısını güçlendirmek istiyorsak ve Türkiye'yi dünyaya rezil etmek istemiyorsak, siyasi partilerin konuşmalarına izin vermemiz gerekir. Doğrusu da budur” diye konuştu.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (13)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
13 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN