“Çaylar Cumhurbaşkanı’ndan” mesajı

Aklı almayanlardan biri de Prof. Deniz Ülke Arıboğan. Twitter’dan soruyordu:

“Bir cumhurbaşkanının iyi günde, kötü günde insanlara çay atmasının bir subliminal mesajı var mı gerçekten, merak ediyorum...Belki nedenini bilsek bu kadar sinir bozucu olmaz. Sahi neden?”

Geleneğimizde ikram var ama ısrar yoktur.

Cumhurbaşkanı ise afet ayırmadan depremde, selde, salgında, yangında felaketzedelere ısrarla çay atmaya devam ediyor.

Demek ki bu ikram, adetten değil.

Israr, sevimsizleştiriyor. Otobüsten kalabalığa çay paketi fırlatma görüntüsü, zaten antipatik.

Yangınzedelere fırlatınca uygunsuzluktan sinir de bozucu.

‘İkram var dövmekten beter’ diye kimse uyarmıyor mu?

Bir sırrı, hikmeti olmalı bu ısrarın...

Belki de cevap, usta romancımız Kemal Tahir’in Osmanlı’ya yakıştırdığı ‘Kerim Devlet’ tanımında.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkına ikramlarda bulunan ‘Kerim Devlet’i yeniden ihya etmenin gayreti içinde olabilir.

Kerim devlet; ikram sahibidir, lütuf ve ihsanda bulunur, kayra dağıtır.

Bizde ikramseverlik, otobüs firmalarının “Çaylar şirketten” sloganıyla özdeşti bir ara.

Otobüs üstünde “Çaylar Cumhurbaşkanı’ndan” fotoğrafı, bu duygunun verilmek istenmesiyle ilgili olabilir. Bulabildiğim tek subliminal yanı bu.

İstanbul, Ankara seçim yenilgilerinden sonraydı. Cumhurbaşkanı, AK Parti yöneticilerine “Yediriyorsun, içiriyorsun, giydiriyorsun; bakıyorsun yine oyunu sana vermiyor” diye nankörlükten yakınmıştı.

Bu hayal kırıklığı da vatandaşa ‘Kerim Devlet’ görünme arzusunu yansıtmıyor mu?

Yani...Erdoğan, vatandaşına bakıyor, çayına kadar ilgileniyor ama bazıları, velinimetlerinin kıymetini bilmiyor.

Fakat bunun nankörlükten başka bir açıklaması yok mu?

Benden duymuş olmasınlar da Rufailerin karışacağı kadar yaman bir çelişki, ‘Kerim Devlet’ mesajını bozuyor sanki.

Çünkü depremde, selde, salgın ve yangında yine afet ayırmadan vatandaşın cömertliğine başvuruyor devletliler.

‘Kerim Devlet’; bir bakıyorsunuz kalkmış ‘Kerim Toplum’a sesleniyor, kayra lütfetmek yerine bu kez IBAN numarası dağıtıyor, vatandaştan yardım topluyor, ikrama çağırıyor.

İYİ Parti lideri Akşener’in “Ayasofya’da dilenip Sultanahmet’te sadaka vermek” diye yerdiği hal.

Fukaranın, sırıtan gösteriş düşkünlüğünü anlatıyor.

Hem kenara ayrılan kötü gün paraları, hizmet için alınan vergiler nereye gitti?

Denilebilir ki...Vergiler, Hans’la George’u kıskandırmaya harcanıyor. Yedi düveli çatlatıp patlatmada kullanılıyor. Ay’a sert iniş hazırlığı için sarf ediliyor. Kısacası, bütçe itibara gidiyor.

Onun için felaketlere hazırlık ve tedbirimiz, yangın uçağı filomuz filan yok. Ve o yüzden yaraları sarmak, Kerim Toplum’un bağışlarına kalıyor.

Fakat Rusya, Ukrayna, Azerbaycan ve İran’dan sonra AB’den de söndürme uçağı istemekle bitiyor gün!
Yunanistan’da, Hırvatistan ve İspanya’da olan uçaklar bizde niye yok? Bu soru, parmak ısırtan süper güçlü ülke iddiasını, ekmek gibi almasın mı askıya!

Uçan ekonomi anlatısı, inandırıcılıkta uçan halı masalı ile yarışıyor. Israra binaen hadi üstüne bir keyif çayı içilirdi de...Tadı fena kaçtı, duyurulur.

İktidar savunması Soylu'yu da zorluyor

Farkında mısınız; İçişleri Bakanı Soylu ve Emniyet, iktidar kara propagandacılarının yalan yanlış tahrikleriyle mücadele ediyor.

Soylu geçen yıl, Ateşin Çocukları’nın çıkmamış yangınları bile üstlendiğini söylemişti. Şimdi yine ortada kundaklama bulgusu olmadığını anlatmak için çırpınıyor.

‘Yangınları terör örgütüne mal edip reklamına alet olmayın, halkı kışkırtmayın, zehir saçmayın, provokasyon yapmayın’ uyarıları yapmaktan Soylu’nun dahi dilinde tüy bitecek.

Emniyet Genel Müdürlüğü, “dezenformasyonla halk arasında panik ve korku yayanlar” hakkında yasal işlem başlattığını açıkladı.

Ama iktidarın eski belediye başkanından büyükelçisine, medyasından çılgın fedailerine kadar takan kim!
İktidar savunusu adına asılsız, pervasız, provokatif nefret ve karalama paylaşımları durdurulamıyor.
Millet yangını, iktidar holiganları ise eleştiri ve tepkileri söndürme derdinde.

Muhalefet iktidara, yangınla niye etkin mücadeleye edilemediğini soruyor.

İktidar divaneleri ise yangından bile sorumlu tutarak muhalefeti suçluyor.

Yangınları, iktidara karşı PKK ile CHP’nin birlikte çıkardığını yumurtlayanları da gördük...

“Bunlar Biden yangınlarıdır, PKK ve FETÖ alettir, ABD bize savaş açtı” diyen, “İlk verilecek cevap HDP’yi kapatmaktır” hezeyanları savuran Perinçek kışkırtmalarını da...

Yangınların, iktidarı zorda bırakmak için muhalefetçe çıkarıldığı yalanı, iktidarın en hızlı rüzgarcısı Soylu’yu bile zorda bırakıyor. Gerisini siz düşünün.

YORUMLAR (90)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
90 Yorum