PKK ile ittifak suç değil mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet İttifakına “Bunlar PKK ile ittifak halindeler” diyor.

Dolayısıyla bunlar, organize suç örgütü yöneticiliğinden, kara para aklamaktan aranan kimseler değil.

Öyle olsalar, Sezgin Baran Korkmaz gibi kafesten uçmalarına izin verilmesi anlaşılabilirdi.

Öyle olsalar, Sedat Peker’in iddia ettiği gibi yurt dışına çıkmaları için içeriden uyarılabilirlerdi.

Öyle olsalar, yargı ve polis takibinden kurtulmanın bir yolunu bulabilirlerdi.

Ama öyle olmadıklarını bizzat Cumhurbaşkanı söylüyor.

5 gün önce suçlarını bir kez daha şöyle tekrarladı:

“Bunlar PKK terör örgütüyle ittifak halindeler. Dağdaki teröristlerle bir ve beraber olanlara benim milletimin yol vermesi mümkün değil. Antalya’dan tüm milletime sesleniyorum; dağdaki teröristlerle yan yana olan, bizim Mehmetçiğimize kurşun sıkanlarla siz beraber olabilecek misiniz? Onlara oy verecek misiniz?...”

Madem bunlar böyle, yani kara para aklayıcısı, çökücü ve haraç çetesi değil PKK işbirlikçisiler. Polis niye gereğini yapmıyor? Yargı kararı nerede?

İşte bunu akıl almıyor.

Geçen bir izleyici, çobanların akşama sağmak üzere sabah çayıra saldıklarına benzetiyordu bazılarını.

SBK’nın mal ve hesaplarına tedbir kaldırılmıştı. Geri konduğuna dair bir işarete rastlanmamasına o izleyici, başka izah getiremiyordu.

Hadi SBK’nın, kara paradan aranan bir kaçakken nasıl olup da silinecek meblağları silmeye, şirket hisselerini devre, alıp satmaya, aksatmaması gereken ödemelerini yapmaya devam edebildiğini bu benzetme açıkladı diyelim.

Fakat ‘bunlar’, kafesten uçurulacak sağmal kuş kategorisine girmiyor. Yargıda, poliste korunacak, serbest bırakılacak bir süt verimleri yok.

PKK dağda değil HDP binasındaysa, CHP ve İYİ Parti de PKK ile ittifak içindeyse polis niye gidip almıyor? Yargı niye seyrediyor?

Her türlü çetenin CHP Genel Merkezinde toplandığı da söylenmişti. Hazır bir aradalar, organize suç ve terörle mücadele şubeleri niye basmıyor?

Onun yerine bir tetikçi, PKK’lı vurmak için HDP İzmir binasını bastı, Deniz Poyraz’ı katletti.

MHP lideri Bahçeli’nin dediği gibi Poyraz, “PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden bir milis işbirlikçisi” ise polis, niye göz yumdu?

Kanunlarımızda terör suçu olarak tanımlanan faaliyetlerden söz ediliyor. Cezaları da sandıkta oy verilmemek ya da katillerce yargısız infaz edilmek değil.

Cumhur İttifakı liderlerinin bildiğini polis ve savcı bilmiyor mu? Gereği neden yapılmadı, yapılmıyor?

Hadi diğerlerine bir izah bulunabiliyor da terör suçlarındaki görev ihmalleri neyle izah edilecek?

Kıvrak zekalı o izleyici, içinden çıkabiliyorsa asıl bunu izah etsin de görelim!

Yargı devre dışı bırakılınca

İçişleri Bakanı Soylu, eskiden çok yakınındaki Özışık kardeşleri, Sedat Peker’le bir olup kendisine kumpas kurmak ve üye olmadan örgüte yardımla suçlamıştı.

Özışık kardeşlerden Süleyman Özışık’ın geçen yılki şu sözleri şimdi gündemde:

“Soylu’ya masum olduğuna inandığım binlerce insanın dosyasını götürdüm. Dedim ki; bu insanlar eğer masum çıkmazsa hesabını benden sorun. Araştırmalar yapıldı. Hepsinin bir iftiraya kurban gittiği ortaya çıktı. Görevlerine iade edildiler.”

Bakan Soylu, daha önce “KHK ile ihraç edilen bir kişi mahkemeden beraat almışsa görevine neden dönemiyor?” sorusuna şöyle cevap vermişti:

“Türkiye 15 Temmuz gibi bir darbeyle, bir terör eylemiyle karşı karşıya kalmış, devlet temkinli olmayacak mı? Elbette ki yargı kararlarına güvenmeyeceğim.”

Sonra da kırmızı bültenle arama taleplerimizi 4 yıldır geri çeviriyor diye Interpol’e, mahkemelerimizin yakalama ve iade kararlarına uymuyor diye başka devletlere kızıyoruz.

Kendi yetkililerimiz güvenmezken, uymak mecburiyetinde değilken Avusturya polisi ve mahkemesinden yargı kararlarımıza güvenip uymasını nasıl bekleyebiliyoruz?

ABD isteyince SBK’yı hemen yakalıyorlar da biz isteyince bundan dolayı yakalamıyor olabilirler mi?

Yargıya değil eşin, dostun lafına güvenince; yargıyı etkisizleştirip yerine kişilerin aracılığını koyunca, operasyonel çığırtkanların kanaat ve kefilliğini yargı kararından üstte tutunca yargınızı kendi elinizle devre bırakmış olmuyor musunuz?

Sonra Özışık kardeşlere de gün gelir, kendilerine kefil olacak ‘etkili ve işlevsel’ ahbapların şahsi referansı lazım olur işte böyle.

YORUMLAR (58)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
58 Yorum