Trump da operasyona hazır mı?

2018 Aralık'ında Fırat'ın doğusuna operasyonun eli kulağındaydı. Sınır boyunda yine yığınak yapılmış, yine 'operasyon geliyor' mesajları verilmiş, yine 'hazırlıklar tamam' haberleri yapılmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Fırat'ın doğusu ile ilgili ikazlarımızı yaparken, aynı zamanda hazırlıklarımızı da tamamladık. Fırat'ın doğusunu terör örgütünden kurtarmaya yönelik harekatımıza birkaç gün içinde başlayacağımızı ifade ettik. Hedefimiz asla Amerikan askerleri değildir, bölgede faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarıdır" diye açıktan duyurmuştu.

Amaç, hedef bölgeyi kontrol eden ABD'nin kulağına su kaçırmak ve dikkatini çekmekti. Yoksa ne diye davulla zurnayla ilan edilsin.

Daha fazla oyalanmaya tahammülümüzün kalmadığını, taleplerimiz karşılanmazsa kendi göbeğimizi kesmekte kararlı olduğumuzu bir de böyle anlatmayı deniyordu Ankara. Son üç diye geri sayıma bile başlanmıştı...

Fakat arkası gelmedi. Neden gelmediğini de üç hafta önce Osaka'da, güya Erdoğan'la ne kadar iyi geçindiğini örnekleyecekken her zamanki gibi böbürlenmeden duramayıp yüzüne gözüne bulaştıran Trump söyledi.

Şöyle bir fecaatti: "İşin açıkçası herkesin bildiği gibi Erdoğan'ın Kürtlerle bir problemi var. Sınırda 65 bin kişilik bir ordusu vardı ve IŞİD'e karşı bize yardım eden Kürtleri haritadan silecekti. Onu aradım ve bunu yapmamasını rica ettim. Sanırım Kürtler onun veya Türkiye'nin doğal düşmanı. Ve o bunu yapmadı. Sınırda dizilmişlerdi ve bizimle birlikte IŞİD'i yenenleri haritadan sileceklerdi. Dedim ki 'bunu yapamazsın, bunu yapamazsın' ve o bunu yapmadı. O yüzden bir ilişkimiz var..."

Tabii ki anlatımı yine bozuktu, tabii ki hava atacağım derken araya yine bol keseden yave katıyordu, tabii ki yüksekten uçarak maksadı da çizmeyi de yine aşıyordu. Fakat Ankara, Trump'ın ifade çarpıklıklarına hiçbir düzeltme yapmadı, 'yıktın perdeyi eyledin viran' bile demedi, öylece dağınık bıraktı.

Ankara'nın 'terörle mücadele operasyonu' dediğine Trump 'Kürt düşmanlığı' diyordu, katliam imasında bulunuyordu. Bir lafıyla operasyonu durdurduğunu iddia ediyordu.

Ne ithamları yalanlandı ne de 'lafını bil, ne biçim konuşuyorsun, iftira atma' gibi bir tepki verildi.

S-400 yaptırım tehdidini bertaraf edecek diye umut bağlamışken nasıl kendine yonttuğunu yüzüne vurarak Trump'ı kızdırma riskini şimdi almamak tercih edilmiş olabilir, şartların nazikliğinden bunu anlarım.

Fakat Ankara işaret fişekleri çakıyor, ertelenen operasyon raftan indirildi, eli kulağında, yığınak yapıldı, hazırlıklar tamam...

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün hedefi koydu, geri sayım düğmesine de şu sözlerle bastı: "Ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın biz Fırat'ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlıyız. Suriye'nin kuzeyindeki tüm aklıselim sahibi Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerime sesleniyorum. Gelin PYD denen örgütünü bir an önce tasfiye edelim. Amacımız teröristleri sınır hattındaki sarp dağlar yerine, sınırımızın hemen ötesindeki düz ovada karşılayıp engelleyecek bir güvenlik hattı oluşturmaktır. Bunu başardığımızda inşallah Kandil diye bir meselemiz de kalmayacaktır..."

Ya ABD üzerinde yine caydırıcı olur da Ankara'ya istediğini verip operasyonu rica ile bir kez daha erteletmeye kalkarlarsa...

Trump 'bir telefonla ben durdurdum' diye ortalıkta gezinmesin sonra yine, ona da bir tedbir düşünülmüş müdür?

YORUMLAR (17)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
17 Yorum